Atasözleri Sözlüğü
Kategori içerisinde 92 kelime var.
S
Sabah ola, hayır ola :
Sabahlar güçlü başlangıçlardır. Verimlili için günün bu saatlerini değerlendirmek gereklidir.
Sabah sürçen, geceye dek sürçer:
Bir işe başladığı zaman beceriksizliği görülen kişinin bu durumu sonuna kadar sürer.
Sabahın kızıllığı akşamı kış eder, akşamın kızıllığı sabahı güz eder:
Sabahleyin gökyüzünde görülen kızıllık, o akşam havanın kış gibi olacağını, akşam görülen kızıllık ise ertesi sabah havanın güze döneceğini belirtir.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır :
Bir konuda sıkıntılı günlere katlanmak zordur. Ama dayanıldığı takdirde sonuçları güzeldir.
Sabreden derviş, muradına ermiş :
Sabırlı olan kişiler, isteklerine kavuşurlar. Sabır ile mücadele edildiğinde başarı mutlaka bizim olacaktır.
Sabreyle işine, hayır gelsin başına:
Bir işi yaparken acele etmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara varırsınız.
Sabrın sonu selamettir :
Karşılaştığı bütün zorluklardan hemen yılıp kaçmayan, sabretmesini bilen kimselerin işleri sonunda başarıya ulaşırlar.
Saç sefadan tırnak cefadan uzar :
Keyifli insanların saçları, sıkıntıda olanların tırnakları uzar. (yaygın bir halk görüşü)
Saçım ak mı kara mı? Önüne düşünce görürsün :
Konunun nasıl olduğunu sormaya gerek yoktur. Çok geçmeden bitecektir anlamında kullanılır.
Sade pirinç zerde olmaz, bal da gerek kazana; ata malı tez tükenir, evlat gerek kazana :
İnsanlara babasından mal kalır. Ama bu, kişinin o malı iyi kullanacağını göstermez. Hazır yemeye başlanırsa tez zamanda tükenir, biter. Kişi kendine, kendi emeğine güvenmelidir.
Sağ (sağlam) baş yastık istemez:
Sağlam insan durup dururken yatmak istemez eğer istiyorsa hasta olduğu düşünülmelidir.
Sağılır ineğin buzağısı kesilmez:
Çıkar sağlamaya yardım eden kimseye veya şeye zarar gelmemesine dikkat edilmelidir.
Sağır için iki kere keramet olmaz:
Herkesin işitip öğrendiği şey, dikkatsiz kimse için bir daha söylenmez.
Sağır işitmez (duymaz) uydurur:
Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler.
Ş
Şahin ile deve avlanmaz:
Küçük şeyleri elde etmek için yeterli olan araçla, büyük şeyler elde edilemez.
Şahin küçük ama payını ele vermez:
Küçük olmak güçsüz olmak demek değildir, kendilerinden büyük olandan daha güçlü olan küçükler de vardır
Şahin küçük et yer, deve büyük ot yer :
İnsanlar fiziki görünüşlerine göre değil, yaradılış özelliklerine göre davranırlar. Görünüşü küçük olan kişi, her zaman güçsüz olarak görülmemelidir.
Şahin küçüktür ama koca turnayı havadan indirir:
Küçük olmak güçsüz olmak demek değildir, kendilerinden büyük olandan daha güçlü olan küçükler de vardır.
S
Sakal bıyığa denk olmayınca berber ne yapsın?:
Gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan kişi durumu düzeltmek için fazla bir şey yapamaz
Sanat altın bileziktir :
Sanat bir kimsenin bir işi en iyi bir biçimde her yerde ve şartta yapmasıdır.
Sanatı ustadan görmeyen (öğrenmeyen) öğrenmez:
Kişi tek başına ne kadar çalışırsa çalışsın işin inceliklerini bir bilenden öğrenirse o işi daha çabuk ve kolay yapabilir.
Sanatını hor gören boğazına torba takar:
İşini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur.
Sarımsağı gelin etmişler de kırk gün kokusu çıkmamış:
İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler, haklarında yargıda bulunmakta acele edilmemelidir.
Sarımsağını hesap eden paçayı yiyemez:
Küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kazançlarından yoksun kalır.
Sarımsak içli dışlı, soğan yalnız başlı:
Anlaşan kimselerin birbirlerinden saklısı gizlisi yoktur, başkasıyla böyle bir yakınlık kuramamış olan tek başına kendi yaşantısı içinde kalır.
Ş
Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar :
Her iş, bir düşünce ile, bir plan ile yapılmalıdır. Ne yaptığını iyi bilmeyen kimseler, giriştikleri işlerde akılcı yollardan ayrılırlar.
S
Satılık ziftin olsun, Selânikten kel gelir:
İşe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan akla gelmeyen yerlerden onu arayanlar gelir.
Sayılı günler (gün) tez (çabuk) geçer:
Bir işin yapılması veya gerçekleşmesi için konulmuş olan belli bir süre çabucak geçer.
Sayılı koyunu kurt kapmaz (yemez):
Miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korunur.
Selin ağzı tutulur, elin ağzı tutulmaz:
Doğal yıkımlara karşı önlem alınır ama söyledikleri yalan yanlış olanı susturmaya kimsenin gücü yetmez.
Sen ağa ben ağa, koyunları (inekleri) kim sağa?:
Herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saymazsa ortadaki işi kim yapar?
sen dede ben dede, bu atı kim tımar ede:
Herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saymazsa ortadaki işi kim yapar?
Sen dost kazan, düşman ocağın başından çıkar:
Sen dost kazanmanın yoluna bak, düşman kolay kazanılır.
Senden devletliye ortak olma:
İki insan arasındaki beraberliğin sağlıklı yürüyebilmesi, anlaşma koşullarının her iki taraf için de eşit olmasıyla sağlanır, bu denge kurulamazsa yönetim güçlü olan tarafa geçer, hep onun dediği olur.
Ş
Şer işi uzat hayra dönsün, hayır işi uzatma şerre dönmesin :
Kötü olan işlerin üzerinde çalışmalı, o işi iyiye çevirmelidir. İyi olan işleri hemen sonuçlandırmak gereklidir.
S
Serçeden korkan darı ekmez:
Tehlikeleri gözde büyüterek işe girişmekte çekingen davrananlar amaçlarına ulaşamazlar.
Ş
S
Serkeş öküz (son) soluğu kasap dükkânında alır:
Dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir
Sevda geçer yalan olur, sonra sokar yılan olur:
Başta insanı mutlu eden duygusal ilişkiler zamanla körelir ve sonuçta acı veren birer anıya dönüşür.
Ş
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır:
Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkartıp ölüme kadar sürükleyebilir ama ölümün eşiğinde onu kaderiyle baş başa bırakır.
Şeytanla kabak ekenin kabak başına patlar:
Kurnaz ve hileci kimse ile ortaklık eden kişi hilenin en büyük kurbanı olur.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır :
Hilekar, sorumsuz kimselerle ortak olanlar, yapılan işin zararını yüklenirler.
Şimşek çakmadan gök gürlemez :
Söylenen, konuşulan her olay daha önceki başka bir olaydan kaynaklıdır.
S
Sinek küçüktür ama mide bulandırır:
Önemsiz, küçük gibi görünen bir şey kötü ve olumsuz bir izlenim yaratır.
Sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı:
İnsan kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır.
Soğanın acısını yiyen bilmez, doğrayan bilir:
Bir iş yapılırken ne kadar güçlük çekildiğini, o işi başarmış olan bilir; başarılmış olan bu işten yararlanan bilmez.
Ş
S
Soran yanılmamış (yorulmamış):
Bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.
Sorma kişinin aslını, sohbetinden bellidir:
Bir kişinin nasıl bir insan olduğu konuşmasından belli olur, soyunu sopunu öğrenmeye gerek yoktur.
Söyleyene bakma, söyletene bak:
İçinden geleni söyleyen bir kişinin sözlerine inanmak istediğimiz için bu sözleri ona Tanrı söyletiyor diye düşünürüz.
Söz sözü açar:
Bir konu üzerinde konuşulurken ilgisi dolayısıyla söz başka bir konuya geçer, sohbet uzar, gider.
Sözü söyle alana, kulağında kalana:
Söylediklerin bir kulağından girip öbür kulağından çıkan kimseye nefes tüketme.
Su akarken testiyi doldurmalı (doldur):
Kişi, fırsattan yararlanmalı; geliri bol olduğu zaman ilerisi için para biriktirmeye, mal mülk edinmeye bakmalıdır.
Su aktığı yere (yine) akar:
Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar.
Su küçüğün, söz (sofra, yemek) büyüğün:
1. Temel bir ihtiyaç olan su önce küçüğe verilir, konuşmaya ise ilk önce büyükler başlar. 2. Her şeyin bir sırası vardır; kişiler bu sıralamada yaşlarına, kültürlerine vb. özelliklerine göre yer alırlar.
Su yatağını bulur:
Bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.
Sürüden ayrılanı (ayrılan koyunu, kuzuyu) kurt kapar:
Arkadaşların yardımıyla yapılan veya bir amaç uğruna topluca girişilen bir işten ayrılanlar zarara uğrarlar.