Türkçe Ailesi

  1. Anasayfa
  2. Alfabetik Atasözleri Sözlüğü

Alfabetik Atasözleri Sözlüğü

Ahmet Fatih ERDEM Ahmet Fatih ERDEM -
14789 0

Atasözleri Sözlüğü

Tümü | En yeniler | # A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W X Y Z
Kategori içerisinde 75 kelime var.
Ç
Çabuk parlayan çabuk söner :
Layık olmadıkları makamlara getirilen kişilerin, bir süre sonra yetersizlikleri ortaya çıkar.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme :
İnsanlar davet edildikleri yerlere mutlaka gitmelidirler. Çünkü davet eden kişi tarafından istenmektedirler. Çağrılmayan yere gitmek ise yüzsüzlük ve arsızlık olur.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme: 
Kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir. (erinmek: Üşenmek.)
C
Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer :
Bilgisiz kişiler etraflarına faydalı olamadıklarından ve davranışlarında olumlu sonuçlar beklenmediğinden dolayı faydalı kişiler değildirler.
Cahile söz (laf) anlatmak deveye hendek atlatmaktan güçtür (zordur): 
Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.
Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir :
Alim her şeyi bilen kimsedir. Yaptığının sonuçlarını bilir ve katlanır. Kendisi ile dost olmak mümkün olduğu gibi düşman olunduğu zaman da bir noktada anlaşmak mümkündür. Cahil kişiler iyi niyetli görünseler de onlarla anlaşmak güçtür, hatta mümkün değildir.
Ç
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez :
Güzelliklerin simgesi olan gülün çalıda yaşaması düşünülemez. Aynı şekilde, cahil kişiye de sözün doğrusunu anlatmak mümkün değildir. Cahil olduğu için kendi bildiklerinin dışında da doğruların bulunduğunu kabul etmesi mümkün değildir.
Çalışmak ibadetin yarısıdır :
İbadet kişiyi kötülüklerden sıyırır, iyilik yolunda ilerletir. Tanrı yolunda çalışmak ta kişiyi kötü duygulardan arındırır. Bunun içindir ki çalışmak, ibadet kadar büyük değer taşır.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını :
Kişi hayatında bilerek ve isteyerek kimseye kötülük yapmamalıdır. Böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde, günün birinde benzer olumsuzlukları yaşaması muhtemeldir.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını: 
Kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.
Çam ağacından ağıl olmaz, el çocuğundan oğul olmaz: 
Her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır.
Çam sakızı çoban armağanı: 
Verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.
C
Cambaz ipte balık dipte gerek: 
Kişi, sadece uzman olduğu alanda çalışmalıdır.
Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur :
Bir toplulukta çok kişi ve fikir olsa da karar verme yetkisine sahip kimseler, kendi bildiklerini uygularlar.
Cami ne kadar büyük olsa imam gene bildiğini okur: 
Bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.
Caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur: 
Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur.
Can boğazdan gelir :
İnsanın hareketli ve üretken bir yaşam sürdürebilmesi için beslenme biçimine dikkat etmesi gerekir.
Can boğazdan gelir (geçer): 
İnsan yiyeceğine önem vererek güçlenebilir veya yemeden yaşamak mümkün değildir.
Can bostanda bitmez:
 İnsan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır.
Can candan şirindir (tatlıdır): 
Bir kişi için kendi canı, başkasının canından daha tatlıdır.
Can canın yoldaşıdır: 
İnsan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar.
Can çekişmektense ölmek yeğdir: 
Bir işte çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşıp olağanüstü gayret harcamaktansa o işten vazgeçmek daha iyidir.
Can çıkmayınca (çıkmadan) huy çıkmaz: 
İnsanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir.
Can çıkmayınca huy çıkmaz :
Hayat boyu kazanılan alışkanlıklar da gelişir. Ama değiştirmek çok zordur. Kişi ölünceye kadar devam eder.
Can cümleden aziz: 
İnsanın kendisi herkesten önce gelir.
Can cümleden azizdir :
İnsanlar kendi çıkarlarını her zaman başkalarının çıkarlarından üstün görürler. Aksi şekilde davrandıklarında bile kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman fedakarlık yapmaktan vazgeçerler.
Cana gelecek (kaza, zarar) mala gelsin: 
Zarardan kurtulma olanağı yoksa, bunun cana değil, mala gelmesi yeğlenir.
Ç
Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar: 
Kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.
Çanakta balın olsun, Yemen’den (Bağdat’tan) arı gelir: 
Malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.
C
Canı acıyan eşek, atı geçer :
Karşılaştığı bir konuda ziyan gören, canı yanan kimse aynı zarara uğramamak için var gücüyle çalışır.
Canı kaymak isteyen mandayı yanında taşır: 
Güzel yaşamak isteyen kişi, bu yaşayışın yükünü çekmeyi göze almalı ve gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır.
Canı kaymak isteyen, mandayı yanında taşır :
Güzel ve varlıklı bir yaşam sürmek isteyen kişi kendisine bu yaşamı sağlayacak olan varlıkları çok yakınında bulundurmalıdır.
Ç
Çatal kazık yere batmaz (geçmez, çakılmaz):
 Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.
Çay kuşu, çay taşı ile vurulur: 
Her iş, ancak ve ancak o iş için gerekli araçla yapılabilir.
C
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez :
Hayatında dert ve sıkıntı çekmemiş olan kişiler, mutluluğun kıymetini anlayamazlar.
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilmez: 
Sıkıntı çekmemiş olanlar, eriştikleri rahatlığın ve mutluluğun değerini bilemezler.
Ç
Çekişilmeyince pekişilmez: 
Düşünceler karşılıklı tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşma ortaya çıkmaz.
C
Cemaat ne kadar çok olsa imam gene bildiğini okur: 
Bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.
Ç
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak, cümlenin muradını verecek hak :
Her kul Tanrı'sından kendi çıkarları doğrultusunda istekte bulunur. Bu istekler birbirine zıt da olabilir. Ama Tanrı bu dilekleri şaşmaz bir düzen, uygun gördüğü biçimde yerine getirir.
Çiğnemeden yutulmaz: 
En kolay bir iş dahi emek gerektirir.
C
Cins cinse çeker: 
Her insan veya yaratık az çok soyuna benzer.
Cins horoz yumurtada öter: 
Çocuğun soyluluğu ve değeri daha bebekken her hâlinden anlaşılır.
Cins kedi ölüsünü göstermez :
Soylu kimseler çok zor durumda da olsalar, durumlarını belli etmezler.
Cins kedi ölüsünü göstermez: 
Soylu kişi, acınacak kötü durumunu kimseye göstermez ve söylemez.
Ç
Çirkefe taş atma, üzerine sıçrar :
Çevrelerinde kötü, edepsiz tanınan kişilerle ilişkiye girmek doğru değildir.
Çivi çiviyi söker: 
Güçlü bir şey, kendisi güçlü olan başka bir şeyle veya durumla etkisiz bırakılır.
Çivi çıkar ama yeri kalır: 
Gönül yarası kapansa da unutulmaz.
Çıkmadık candan umut kesilmez: 
Elden gitti sandığımız bir şeyle ilgimiz büsbütün kesilmemişse gereken çabayı harcayarak onun elimizde kalmasını sağlayabileceğimizi umabiliriz.
Çıngıraklı deve kaybolmaz: 
Nerede olsa varlığını gösteren kimse unutulmaz.
Çıra dibi karanlık olur: 
Bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz.
Çobanın gönlü olursa (olunca) tekeden yağ (süt, köremez) çıkarır: 
Kişi istediğinde olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur.
Çobanın yağı çok olursa çarığına sürer: 
Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.
Çobansız koyunu kurt kapar: 
Yöneticisi, koruyucusu olmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer.
Çocuğa iş, ardına sen düş: 
Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Çocuğu işe sal, ardınca sen var: 
Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.
Çocuğun bulunduğu yerde dedikodu olmaz: 
Küçük çocuğun bulunduğu yerde herkes çocukla uğraşmaktan dedikodu yapmaya fırsat bulamaz.
Çocuğun yediği helal, giydiği haram: 
Çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yerindedir ancak hor kullanacağı ve kısa zamanda da küçüleceği için pahalı giysiler giydirilmesi doğru değildir.
Çocuk düşe kalka büyür: 
Çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, anne baba bu duruma üzülmemelidir.
Çocuktan al haberi :
Art niyet taşımayan çocuklar, başkalarının yanında her şeyi çekinmeden konuşurlar.
Çocuktan al haberi: 
Bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocukların rastgele söyledikleri bir sözle açığa çıktığında söylenen bir söz.
Çoğu zarar, azı karar: 
Hiçbir zaman aşırıya kaçılmamalıdır.
Çok bilen (söyleyen) çok yanılır: 
Çok bildiği için kendine güvenen kişi, bilmediği şeylere de karışır ve bunlarda yanılır.
Çok el ya yağmaya ya yolmaya: 
Çok kimsenin katılmasıyla yağma ve yolmadan başka bir iş başarılamaz.
Çok gezen çok bilir: 
Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
Çok gezen tavuk ayağında pislik getirir: 
Gezip dolaştığı yerlerde kötü şeyler de bulunan kimse, kötü alışkanlıklar ve zararlı bilgiler elde ederek yerine döner.
Çok havlayan köpek ısırmaz: 
Karşısındakini bağırıp çağırmakla korkutmaya çalışan kimse eylemli bir saldırıda bulunmaz.
Çok koşan çabuk (çok, tez) yorulur: 
Sürekli çalışabilmek ve sonuç elde edebilmek için harcanan çabanın yormayacak ölçüde olması gerekir.
Çok naz âşık usandırır: 
Başka şeylerde olduğu gibi nazlanmada da aşırı gidilmemelidir.
Çok söz (laf) yalansız, çok para (mal) haramsız olmaz: 
Bol kazancın içinde yasa dışı elde edilmiş para bulunduğu gibi çok konuşanın sözleri arasında da mutlaka yalan bulunur.
Çok yaşayan (okuyan) bilmez, çok gezen bilir: 
Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.
C
Cömert derler maldan ederler, yiğit derler candan ederler: 
Başkalarının pohpohlamalarına kananlar mallarından ve canlarından olurlar.
Cömert ile nekesin harcı birdir :
Parayı kullanma biçimi, onun niteliğini değiştirmez.
Ç
Çömlekçi suyu saksıdan içer: 
Kişi, geçimini sanatı ile sağlar.
Çürük tahta çivi (mıh) tutmaz: 
Aslında yaramaz olan veya sonradan o duruma getirilen şeyi, ne kadar uğraşsanız da işe yarar duruma getiremezsiniz.
Çürük tahta çivi tutmaz :
Esas niteliği bozulmuş bir şeyi eski haline getirmek mümkün değildir.