Atasözleri Sözlüğü
Kategori içerisinde 66 kelime var.
İ
İbadet de (mahfi) gizli, kabahat da :
İbadet Tanrı ile kul arasındadır. İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Tanrı'nın emirlerini, kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı kusurları yaparak olgunlaşır, tecrübe kazanır. Bunun için olgunlaşmamıza yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır.
İçi beni yakar, dışı eli :
Her şey dıştan göründüğü kadar güzel olmayabilir. Dış görünüşe aldanmak doğru değildir.
İğneyi evvela kendine sok, çuvaldızı başkasına :
Kendisi en küçük bir sıkıntıya katlanamayan kimse, başkalarına çok büyük sıkıntı vermemelidir. Kendisi küçük kötülüğe katlanamayan, başkalarına kötülükler yapmaktan kaçınmalıdır.
İğreti ata binen tez iner :
Kendi malımız olmayan malzemeye güvenip bir işe başlamak doğru değildir. Malzemenin sahibi, malını geri istediği zaman zor durumda kalır.
İki at bir kazığa bağlanmaz:
Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
İki baş bir kazanda kaynamaz:
Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.
İki deliye bir akıllı :
Birbirine zıt iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir.
İki deliye bir uslu koymuşlar:
Birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak bir akıllının olması gerekir.
İki el bir baş içindir:
Ancak kendi geçimini sağlayabilenler, başkalarına yardım edecek bir durumda değildir.
İki emini bir yemin aralar:
Birbirinin doğruluğuna güvenerek birlikte iş yapmakta olan iki kişiden biri, hile yapmadığına arkadaşını inandırmak için yemin ediyorsa artık güven bozulmuş demektir, ayrılmaları gerekir.
İki testi tokuşunca biri elbet kırılır:
Kavgaya tutuşan iki kişiden biri elbette yenilir ve zarara uğrar.
İnsan (adam) kıymetini insan (adam) bilir:
Bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir.
İnsan ayaktan, at tırnaktan kapar:
Birçok hastalık insana ayağını üşütmesi, ata da tırnağı yoluyla gelir.
İnsan çeşit çeşit, yer damar damar:
Toprağın her kesimi ayrı ayrı nitelikler taşıdığı gibi insanlar da birbirlerinden farklı özelliklere sahiptirler.
İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde:
İnsan doğduğu yeri değil geçimini sağladığı yeri yurt edinir.
İnsan insanın şeytanıdır :
Arkadaş seçiminde dikkatli ve özenli olmak gereklidir. Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkarır, saptırır.
İnsan yedisinde ne ise yetmişinde de odur:
Kişinin çocukluğundaki huyları, özellikleri yaşlılığında da değişmez.
İnsan yükü (eti) ağırdır:
1. Hiç kimse başka bir kimseye yük olmamalıdır. 2. Yatalak insanı kaldırmak, yatırmak güçtür.
İnsanın (adamın) alacası içinde, hayvanın alacası dışındadır:
Hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan anlaşılamaz.
İnsanın adı çıkacağına canı çıksın:
İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.
İnsanın eti yenmez, derisi giyilmez; tatlı dilinden başka nesi var:
İnsan kendisini ancak tatlı diliyle sevdirebilir.
I
Irmak kenarına çeşme yapılmaz :
Birbirine zıt verimlilikteki iki kurum veya sosyal müessesenin, aynı ortamda varlıklarını sürdürmeleri zordur.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez :
Yapılmaya başlanan bir işte, ilk zamanlar başarı elde edilmeyebilir. İşin daha başarılı yapılması için uygulanan yöntemler de değiştirilebilir. Olumsuz bir ortamda yöntem değiştirmek doğru değildir. İyi sonuçlar vermez.
İ
İsin yanına varan is, misin yanına varan mis kokar:
Kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan kendisine birtakım huylar geçer.
İşine hor bakan boynuna torba takar:
İşini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur.
İşini kış tut da yaz çıkarsa bahtına:
Başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin.
I
Işığını akşamdan önce yakan, sabah çırasına yağ bulamaz :
İnsanlar savurganlık yapmamalıdırlar. Parasını gereksiz yere harcayan, gerektiğinde para ve mal bulamaz. Zorluk içinde kalır.
Isıracak it (köpek) dişini (dişlerini) göstermez:
Kötülük edecek kimse önceden haber vermez, belli etmez.
Isıramadığın (bükemediğin) eli öp başına koy:
Düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.
Isıramadığın eli öp de başına koy :
Yaşam içinde bir takım mücadeleler yapılacaktır. Bu kavgada düşman bizden çok güçlü ise onunla kavga etmemek gerekir. Kavga edilirse yenilmek muhakkaktır.
Isıran it, dişini göstermez :
Kötülük yapmayı düşünen kişi, bunu zamanı gelince ve aniden gerçekleştirir.
Islanmışın yağmurdan korkusu olmaz:
Daha önce bir zarara uğramış kimse, kendisine aynı zararı verecek şeyden korkmaz.
Islanmışın yağmurdan pervası yoktur :
Bir konuda büyük zarar görmüş kişi, benzer zararlardan korku duymaz.
İ
İşleyen demir pas tutmaz (ışıldar):
Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.
I
Ismarlama hac, hac olmaz :
İnsan kendi işini kendi yapmalıdır. Başkasına yaptırılan işten başarı elde edilemez.
İ
İstediğini söyleyen istemediğini işitir:
Bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir.
İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara:
Birinden bir şey isteyen utanır ancak isteği yerine getirmeyen daha çok utanmalıdır.
İti an, taşı eline al (çomağı hazırla):
Saldırgan biriyle karşılaşma olasılığı bulunan kimse kavgaya hazır olmalıdır.
İti, öldürene sürütürler :
Bir kişinin sorumluluğundaki görev kötü şekilde sonuçlanırsa, bu sonucun düzeltilmesi için bizzat o kişi çaba göstermelidir. İşin sorumluluğu onu yapana ait olacaktır.
İtin (köpeğin) duası kabul (makbul) olsa(-ydı) gökten kemik yağar(-dı):
Aşağılık kişinin istediği olsaydı dünya, yalnız kendisinin işine yarayan, başkalarını rahatsız eden şeylerle dolardı.
İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder:
Babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır.
İyi gitmeyince kişinin işi, muhallebi yerken kırılır dişi:
İnsanın işi bir kez ters gitmeye görsün, en sıradan işlerinde bile tersliklerle karşılaşır.
İyi insan sözünün üstüne gelir:
Yokluğunda kendisinden söz edilen kimse, konuşmanın üzerine gelirse o iyi insandır, denilir.
İyi olacak hastanın, doktor ayağına gelir:
Tanrı kötü bir durumun iyiliğe dönmesini dilemişse bunu yapacak kimse işin üstüne gelir.
İyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârı:
İyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir.