Her şey zamanında yapılırsa kişi kazançlı olur.

Daha önce kıymetsiz gibi görünen bir çok şeyin, kullanım zamanı geldiğinde değeri artar.

Sosyal seviyesi eşit insanlar birbirlerini çekemezler.

Bir şeyin olacağını önceden sezen kimseler için söylenen bir söz.

Çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.

Aç insan elde ettiğinden çoğunu ister, varlıklı insan ise daha fazlasını ister.

Aç insan, geçimini sağlamak için kendisini her türlü tehlikeye atar.

İnsanlar, yokluğunu, yoksulluğunu çektikleri şeyler için olmayacak hayaller, düşler kurar.

İnsanın yüreği ne denli acıyla dolu olsa da yemek yemeyi ister.

Acele etmekle daha çabuk sonuç alınır sanılmamalıdır. 

İş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.

Düşünüp taşınmadan ivedi olarak yapılan işten iyi sonuç alınamaz.

Elinden yeterince iş gelmeyen kimseler, kendilerine verilen görevi istenildiği biçimde yapamazlar veya yarım bırakıp kaçarlar.

Söylediği sözlerle yaptığı işler arasında tutarlılık yoktur. Bunu da genellikle bilmeyerek yapar.

Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurulmalıdır.

Hayatta birçok problemlerle karşılaşıp bunlardan başarı ile çıkmış olanlar, bundan sonra karşılaşacakları zorlukları da atlatıp başarı ile çıkarlar.

 İsteklerini uygun bir biçimde söylemesini bilen kimse, onları önünde sonunda elde eder.

Bir şeyi uzun süre elde edemeyen kimse, daha sonra o şeyden ne kadar çok edinirse edinsin yine kendisine yetmeyeceği kanısında bulunur.

Geçim sıkıntısı içinde bulunan kişi geçinebilmek için her yolu dener, her işi yapar, canı yanan kişi de sonunu düşünmeden ağzına geleni söyler.

Bir insanın ne durumda olduğu yüzünden anlaşılır.

Büyük sıkıntılar içinde bulunanlar mantık dışı işler yapabilirler.

Uzun süre bir nesnenin yokluğunu çeken kimse, onu gördüğünde büyük bir istekle ona saldırır.

Kişi yoksul olabilir, işsiz ve parasız kalabilir ama aç kalmaz, mutlaka bir geçim yolu bulur.

Bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.

Konuğumuzdan veya yanımıza bir iş için gelen kimseden yüksünmemeliyiz çünkü onlar yanımızda sürekli olarak kalmazlar.

Anlayışlı olan kimse için bir şeyin bir kez söylenmesi yeterli olur.

Söz vermek kolaydır ancak o sözü yerine getirmek zordur.

Yardım sözle değil, gerçekten fedakârlık yapılarak gerçekleştirilir.

 İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.

Bir kişinin iyi ve becerikli olduğu yaptığı işlerden anlaşılır.

Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.

 Bir düzen, ayrıntıların değişmesiyle değil temelin bozulmasıyla yıkılır.

İnsan ne kadar yükselirse yükselsin bir yerde durur.

Güzel insanlar her yerde ilgi çekerler, her zaman onların sözü kabul edilir.

İnsan önemli işleri akrabası, yakınları, yandaşlarından güç alarak daha kolay yapar.

İnsanlar küçük yaşta kolay eğitilir.

İnsana en yakını bile kötülük edebilir.

Çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.

İnsan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir.

Bir topluluğu çökertecek olan şey yine kendi içinden çıkar.

 Yararlı eserler veren, bilgi ve erdemle donanmış kimse alçak gönüllü olur.

İşveren işçisi ile birlikte çalışmazsa işçi işe var gücüyle sarılmaz.

Bir afeti önlemek için işveren malını, işçi de canını feda eder.

Dişli birine dayanan, güvenen kişi herkese kafa tutar, kabadayıca davranır.

Kuvvetli kimselerin suçları yanındakilere yüklenir.

Tanrı her yarattığının rızkını verir.

Bir işte başarılı olmak isteyen kimse, ağır ağır ama güvenilir adımlarla yürümelidir.

1. Kalın kafalı insan bir konuyu zor anlar. 2. Tembel olan işi geç yapar.

Ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.

Armağan alan, armağanı verenin isteğini yerine getirmemeye çekinir ve mutlaka yapmaya çalışır.

Ölüp giden aslında dünyanın bütün dert ve sıkıntılarından kurtulmuştur onun adına üzülmek yersizdir, esas dünyada kalan ve onun sıkıntısını çekenler için üzülmek gerekir.

İnsanın sıkıntısını yürekten paylaşan yalnızca annesidir, diğerlerinin üzülmesi yüzeyseldir.

Birinden haksız olarak alınan mal, alana yarar sağlamaz.

Yazın çalışan kışın rahat eder. 

Kötülük ettiği için beddua alan iflah olmaz. 

Kötülük cezasız kalmaz.

Çalışarak kazandığımız para, dar zamanımızda bizi sıkıntıdan kurtarır.

Bir şeyin dış görünüşüne bakarak içinin de öyle olduğunu sananlar yanılırlar.

İyi bir ailenin çocuğu kötü de olabilir.

 Kişi, alın yazısında olanla kesinlikle karşılaşır.

Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.

İyi, kötü deme; mal ve para biriktir.

Bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.

Bir insan ne kadar çok çalışırsa o kadar kötü düşünceden ve kötülük yapmaktan uzak olur.

Bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı aklıdır.

Bir kimsenin aklına gelmeyen bir çare, başka birinin aklına gelebilir.

Kişinin yaptığı işte başarı sağlaması, aklını kullanması ile orantılıdır.

Akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir.

İnsan kendi aklını, düşüncesini başkasınınkinden üstün görür.

Çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendisi kazanır; akılsızsa babası ne kadar çok mal bırakırsa bıraksın, değerini bilmez ve onu kısa zamanda bitirir.

Bir işte düşüncesizce davranan kişi her türlü olumsuz sonuca katlanır.

İnsan ummadığı, düşünmediği şeylerle karşılaşabilir.

Deneyim, yıllar içerisinde elde edilir.

İyi düşünüldüğünde ayrı ayrı kimselerce varılacak sonuç hep aynıdır.

Aklını iyi kullanan saygı görür, kullanmayan kendini küçük düşürür.

Çok değilse bile az çok bir gelir veya kazanç sağlar.

Eksik aletle sağlıklı iş yapılmaz.

İşinizi akşamüzeri veya gece yapmayın, sabaha bırakın çünkü gece iş yapmanın kötü yönleri daha çoktur.

Değerli kimselere sataşan çok olur.

Malın iyisini alan, onu tasasız kullanır.

Değerli bir şeyden her zaman istenilen verim alınmaz.

Bir şeyin dış görünüşüne bakarak içinin de öyle olduğunu sananlar yanılırlar.

Bir yerden alacağınız parayla başka bir yere olan borcunuzu kapatamazsınız.

Güçsüz ve koruyucusuz bir kimseyi buyruk altına almak ve ezmek kolaydır.

Bilgili kimselerin bulunmadığı yerde cahil kişi bilgiçlik taslar.

 İnsan kendi durumuna göre bir yaşam tarzı benimsemeli, arkadaşlarını da ona göre seçmelidir.

Kendisinin inanmadığı ve tutmadığı öğütleri başkalarına kolayca verir.

Başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız.

Bir kimse ne kadar usta olursa olsun gerekli araçları olmadan kusursuz iş yapamaz.

İnsan ne kadar bilgili olursa olsun her şeyi aklında tutamayacağı için unutulmaması istenilen şey mutlaka yazılmalıdır.

Topluma yaptıklarıyla daima yararlı olmuş bir bilginin çocuğu da öyle olacak diye bir kural yoktur.

Başkalarına saldırmayı alışkanlık edinen kimsenin düşmanı çok olur, bu düşmanlar onun canına kıyarlar.

Alışılan bir şeyden kolayca vazgeçilmez.

Kişi, yararlanmaya alıştığı şeyden yoksun kalmak istemez.

Bir işin nasıl bir sonuç vereceğini ancak Tanrı bilir ama insan da kafasını kullanarak aşağı yukarı bir tahminde bulunabilir.

Tanrı bol harcayana bol, az harcayana az verir.

Tanrı herkese dayanabileceği ölçüde sıkıntı verir.

İşi bozulan kişi umutsuzluğa düşmemeli, Tanrı’nın onu daha iyi bir işe kavuşturacağına inanmalıdır.

Geçim konusunda kimse kimseye yük olmamalıdır.

Bu dünyada herkesin dar veya geniş, bir geçim yolu vardır.

Tanrı, derdin kendisinden geldiğine inanarak yakınmayanları ödüllendireceği için sevdiğine dert verir.

Allah, yetenekleri kısıtlı olanlara durumlarına uygun bir yaşama düzeni verir.

Kişi işlediği suçtan dolayı önce Tanrı’ya karşı sorumludur ve bu suçu da Tanrı bilir, bu nedenle onu kuldan saklamak gerekmez.

Kimseye eziyet edip ahını alma, sonra yaptığın kötülüklerin cezasını ömür boyu çekersin. 

İnsan yaptığı herhangi bir şey için mutlaka karşılık bekler.

Almayacağın bir şeye alacakmışsın gibi yakın ilgi gösterme, işinde çalıştırmayacağın kimseye çalıştıracakmışsın gibi umut verme.

Kaynakları eski ve bol olan kuruluşlar sağlam ve verimli olur.

Para olduğunda her güçlük yenilebilir.

Altına benzeyen maddenin altın olup olmadığı ateşe dayanıklılık derecesi ile anlaşıldığı gibi bir kişinin değeri de sıkıntılara katlanma, zorlukları yenme ve benliğini koruma gücü ile ölçülür.

1. Varlıklı veya değerli kişilerin elini kimse bükemez. 2. Herhangi bir işte usta olan her zorluğun üstesinden gelir.

Şerefli, temiz insana hiç kimse leke süremez.

Değerli kişi veya nesneler, ne türlü uygunsuz koşullar içinde bulunurlarsa bulunsunlar değerlerini ve niteliklerini yitirmezler.

Üstün nitelikli kişinin değeri, bulunduğu yerden uzaklaştırılmasıyla azalmaz.

Tutumluluk değersiz görünen şeyleri değerlendirmekle olur.

Bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir.

Herkes başının çaresine baksın, gücü yetmeyen ne olursa olsun.

Mertliğinize güvenip size teslim olan düşmanın canına kıyılmamalıdır.

Yakınlarından beklediği ilgi ve yardımı görmeyen bir kimse onlardan artık yeni bir istekte bulunamaz.

İnsanlar içinde bize anne kadar candan bağlı dost yoktur.

Hiçbir duruma güvenilmez, bizim olan şeyler elimizde sürekli olarak kalmazlar.

Bir kızın karakterini öğrenmek isteyenler, anasının durumunu göz önüne alırlarsa aldanmamış olurlar.

İki veya daha çok kişi yaptıkları iş kötü de gitse birbirlerinden ayrılmamalıdırlar.

Haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir.

Anlayışlı kimseleri en küçük bir söz bile etkiler oysa anlayışsız kimselere ne söylense yararsızdır.

Kişi para kazanmak için namusuna dokunmadıktan sonra şu veya bu işi yapmaktan utanmamalıdır.

İş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur.

Her işte başarıya ulaşabilmek için kullanılması gereken özel yöntemler vardır.

Kıdem ve yaş bakımından büyük olanların yaptıkları her zaman örnek alınır.

İyiyi amaçlayanlar iyiye, kötüyü amaçlayanlar ise kötüye ulaşırlar.

Ardıç ağacının ateşi çabuk geçer, kül olur; yalancının sözü de böyledir, ona da güvenilmez.

Önemli kimseleri çekemeyip onlara dil uzatanlar çok olur.

İşini bilen kimse nereye başvuracağını bilir.

Halk, kendisine önderlik edecek kişinin çevresinde toplanır. 

Çalışkan kişileri olan aile ve toplumlar her yerde bol kazanç elde ederler.

Kişi, sonunda öleceğini de bilse kendisini sinirlendirene saldırır.

Herkes işine yarayan şeyi benimser.

Yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.

Güçsüz kişi, kimseye yardım edecek durumda değildir. 

Değersiz kişiden yararlı iş, verimsiz tarladan bol ürün beklenmez.

Kişi kendisine uygun kimselerle arkadaşlık kuracağı için arkadaşını tanıdığımızda o kişinin de kimliğini öğrenmiş oluruz.

Kendilerine yakışmayan güzel bir şeyi eline geçirenler için kullanılan bir söz.

Armut ilk çıktığında, kiraz da biteceği zaman yenilmeli.

Kötü davranışın karşılığı iyi olmaz.

Yararlanılan nesneleri eksiklikleriyle birlikte kabullenmek gerekir.

Kötü gereçle iyi şey yapılamaz.

Arsız ne kadar ağır hakaret görse de aldırmaz, pişkinliğe vurur.

Haksızlık veya kötülük yapacağı düşünülen kişi yerine bu konuda adı ön plana çıkan kişiler asıl haksızlığı ve kötülüğü yaparlar.

Sıkışık zamanlarda önemsiz şeylerin değeri çoktur.

Bir şeyin hoşa gitmesi onun birtakım nitelikler taşımasına ve bu niteliklerin de gerektiği oranda bulunmasına bağlıdır.

Bir şeye çok istekli olan kimse, o şeyi elde etmedeki zorlukları hiçe sayar.

Bir şeyi elde etmek için aşırı istekli olan kimseye, bu uğurda katlanacağı fedakârlıklar güç gelmez.

Kendisini aşka kaptıran kimse, sevgilisinin kusurlarını görmediği gibi çevresinde olup bitenlerle de ilgilenmez.

Aşktan gözü kararmış kimse, hoş karşılanmayacak aşırı davranışlarda bulunur.

Güçlü bir istek olmayınca hiçbir şey elde edilemez. (meşk: Alışarak öğrenme.)

Bir kimsenin oturduğu yerin durumu, onun kişiliğini belli eder.

Bir iş yapmak için gerekli olan şeyler, ölçü biraz geniş tutularak hazırlanmalıdır.

Bir işten yararlanmak isteyen gerekli araçları hazırlamalıdır.

Bir çocuğu, bir işçiyi yetiştiren her bakımdan çok yorulur, yıpranır.

Her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.

İnsanlar başlarında bulunan kişinin etkisi altında kalarak onun tutumuna göre davranırlar.

İşçi, yöneticisinin işten anlayıp anlamadığını bilir ve çalışmalarını ona göre yürütür.

Bir işi başarabilmek için gerekli olan koşullar her zaman eksiksiz olarak ele geçmez.

Yaşarken iyi işler yapmalı, iyi bir ad bırakılmaya çalışılmalıdır.

Toplumlar arası ilişkilerde olgun ve asil kişiler, kişiliklerini hemen ortaya koymazlar.

Atın yürüyüşü binicisinin yönetimine bağlı olduğu gibi bir işin gidişi de iş başındakinin bilgisine ve çabasına bağlıdır.

Bir işletmeyi önce donatıp sonra da iyi bir yöneticiye teslim ederseniz istediğiniz verimi alırsınız.

Büyüklerinin sözünü tutmayıp onların gösterdikleri yoldan gitmeyenler toplum içinde ziyan olup giderler.

Babaya itaat etmeyen kimse, ana ve babaya itaat etmeyi buyuran Tanrı’yı da tanımıyor demektir.

Kişi, zararlı bir eylemin sözünü etmekle kendisini zarara sokmuş olmaz.

Bir acıyı onu çekenden başkası tam anlayamaz veya aynı ölçüde üzülemez.

Küçük de olsa birtakım belirtilerin önemli olaylara işaret olduğunu anlatan bir söz.

İyi düşünmeden yaptığımız işlerden pişman olarak geri dönmek isteriz ama artık iş işten geçmiştir.

Değerli ama talihsiz kimseler, kişiliklerine uygun olmayan ağır ve aşağılık işlerde kullanılırlar.

Çok sevilen bir şey yapılırken veya sevilen bir yiyecek yenilirken sonuç kötü de olsa zor veya kötü şeylere katlanılır.

Elde imkân varken gezip dolaşmak, dost edinmek gerekir.

Görevini eksiksiz yapan, aracını iyi kullanan kimse kendisini kötü duruma düşmekten kurtarmış olur.

Büyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür.

Bir şey, onu elde etmenin yolunu bilenin; bir şeyden yararlanma, onu kullanmasını becerebilenin hakkıdır.

Bir şeyden, sahibi değil de başkası yararlanıyorsa asıl sahip yararlanan kişidir.

Kuşlar avlanmaktan kurtulamazlar, insanlar da hatıra, hayale gelmeyen çeşit çeşit felaketle karşılaşabilirler.

Çıkarını başkalarına zarar vermekte arayan kimse, o zarara kendisi uğrar.

Bir kişi başkasını alt etmek için çeşit çeşit ustalık kullanır ama karşısındaki de yenilmemek için türlü önlemler alır.

Bir şeyin çok üstününü, çok güzelini görmüş olan kimse, ondan daha az değerde olanını beğenmez.

Giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.

Hırpalamak her zaman kötülük yapmak için olmaz, sevgiden kaynaklanan hırpalamalar da vardır.

Her kişi neyi ele almışsa onun iyi olduğunu savunur.

Az sayıda kötü insan, çok sayıda iyi insanın başını belaya sokabilir.

Yemek az kişiyle onun dışında kalan işler ise çok kişiyle daha çabuk yapılır.

Yaptığınız iş, edindiğiniz şey az olabilir ancak temiz ve iyi olmalıdır.

Varlıklı olmayan kimsenin yardım veya armağan olarak az şey vermesi büyük fedakârlıktır, varlıklı kimsenin vereceği armağan ve yardımlar fedakârlık sayılmaz.

Büyük şeyleri elde edebilmek için önce küçük şeylerle yetinmek gerekir.

Küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.

Derdim olmasın da başka bir şey istemem.

 İleride gereksinim duyacağı şeyleri zamanında hazırlamayan kişi, hazırlık yapan diğer insanlardan yardım bekler.

Kadınlar için baba evinde kalmak, belli bir zamana kadar normaldir. Evlendiği zaman ise kendi kurallarına göre yaşayacağından dolayı daha rahat olacaktır.

 Babanın yaptığı kötü işin sıkıntısını çocuğu çeker.

Aile reisi olan babanın önceleri yaptığı kötü bir işin sıkıntısını çocuğu çeker.

Kendini bilen, yaşama sorumluluğu duyan akıllı evladın gerçek malı, kendisinin kazandığı maldır.

Babalar çocukları için büyük fedakârlıklara katlanırlar ancak çocuklar babaları için fedakârlıkta bulunmazlar.

Babası ölen kişiye maddi varlıklar kalabilir ama olgunluk ve fazileti miras olarak kalmaz.

Gücüm ancak bu kadarını yapmaya yeter.

Bir evlat babasının sanatını onun ölümünden sonra sürdürür.

Ortaklaşa kullanılan bir mal, kimi zaman baba ile oğlu arasında bile kavgaya neden olur.

Yaradılışı itibariyle iyi olan kişi en kötü durumda bile olsa bu niteliğini kaybetmez.

Yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun niteliğini yitirmez.

Yaşı küçük ancak herkesten farklı alışkanlıklar, huylar edinmiş.

Bağ, bir kuşak geçecek kadar yaşlandıktan sonra bol ürün verir, zeytinin bol ürün verebilmesi için en azından iki kuşaklık bir zaman geçmelidir.

Her şey kendisi için en elverişli ortamda gelişir, verimli duruma gelir.

Kişi, karşılık beklediği işten istediğini alabilmek için gereken harcamaları yapmalıdır.

Bir işe gereken özen gösterildiğinde olumlu sonuçlar alınır.

Kişi talihsiz olursa giriştiği hiçbir işten olumlu sonuç alamaz.

Talihsizin işleri ters gider, bağına yağmur yerine taş veya dolu yağar.

Herkesin gözü önündeki şeye bakılması önlenemez.

Bir şey yalnızca bakmakla elde edilemez, onu ele geçirmek için davranmak gerekir.

Bakılıp onarılan şeylerden yararlanılır, bakımsız bırakılanlardan bir yarar elde edilemez.

Yapılmadan yalnızca nasıl yapıldığı görülerek hiçbir şey öğrenilemez.

Tehlikeli bir durum belirmeye başlayınca ondan uzaklaşmanın çaresine bakılmalıdır.

Sözde kalan dilek ve tasarıların iş bitirmede hiçbir etkisi olmaz.

Güzel sözler söylemekle güzel şeyler her zaman gerçekleşmez.

Güzel yemeyi, güzel giymeyi, güzel eşya kullanmayı herkes ister ama bunları ancak parası bol olanlar yapabilir.

Güzel şeylerin çevresinde, ondan yararlanmak isteyen asalaklar dolaşır.

 İmkânları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa yararlanır.

Her işin kendine özgü aracı vardır.

Değerleri derinleştikçe artan veya değerleri yüzeyde kalan insanlar vardır.

Güzel bir şey, onu isteyen ve elde edecek gibi görünenin değil kısmeti olanın eline geçer.

İnsan, tedbirsizliği yüzünden bir felakete uğradıktan ve iş işten geçtikten sonra neden şöyle yapmadım, neden böyle yapmadım diye üzülür.

Bir şeyi ele geçirebilmek için onu yönetenleri elde etmek gerekir.

Bir işte aksaklık başta olanlardan kaynaklanır.

 Zarar görmeyen, başına felaket gelmeyen kimse yoktur.

Birçok kimse, kendilerine kötülüğü dokunmayan kişiye ilişmek istemez.

Kişi ağırbaşlı olmalı ve dedikoduları dinlememelidir.

Kişinin aklı, söylediği sözlerle ölçülür.

Ağaç kesmek, insan öldürmek kadar büyük bir suçtur.

Küçükler büyüklerin izinde gider, her işte onları örnek tutarlar.

En önemsiz işlerde bile baş olmak, buyruk altında bulunmaktan iyidir.

1. Bir yerde baş olan kimse taşıdığı değer dolayısıyla o yere gelmiştir. 2. İşbaşındaki kişinin işi daima çoktur.

En büyük zenginlik, beden sağlığıdır.

Bir kimsenin suyuna gitmekten, söylediklerine ‘evet, peki’ demekten zarar gelmez.

İnsanın derdi içindedir, en yakını bile onu anlamaz.

Çaresiz durumlara düşüldüğünde insan kendini üzüntüye kaptırmayıp bu durumlara sabır göstermelidir.

Başına bir felaket gelmeyen, başkasına gelen felaketin ne denli acı olduğunu gereği gibi anlayamaz.

Toplum içinde hiç kimse başına buyruk değildir, başta bulunan her kişinin üstünde daha büyük bir baş vardır.

İşbaşına tecrübesiz yönetici getirenler, onun yaratacağı sıkıntı ve zararları çekmeye hazır olmalıdır.

Kullanılan, işe yarayan değersiz şey, saklanan ve kullanılmayan çok değerli şeyden daha iyidir.

Düşmanı gafil avlayıp saldıran taraf savaşı kazanır.

Kontrol altında bulundurulmayan veya gereği gibi korunmayan gençler kötü yollara sürüklenebilirler.

Tanrı hiçbir canlıyı aç bırakmaz, kımıldamadan duran baykuşun rızkını bile önüne koyar.

Vadesi yaklaşan bir borcu ödemek zorunda olan kimseye günler çok çabuk geçer.

Masrafsız ve emeksiz elde edilen şeyler insana hoş gelir.

Bekâr erkek, evlenme istek ve heyecanı içinde olduğundan alacağı kızın kusurlarını göremez.

Bilgi ve deneyimi olmayan bir kimsenin işi hafife alması, önemsememesi, gereğince değerlendirememesi doğaldır.

Bekâr kimse bakımsızdır, derbeder bir yaşayışı vardır ve herkesin eğlencesi olur.

Evlenmeden tek başına yaşamak daha iyidir.

Çok çalışmasına karşın belli bir düzeyden öteye gidemiyor.

Günler birbirinden çok farklı olmadığı hâlde hava yavaş yavaş ısınarak yaz, aynı biçimde yavaş yavaş soğuyarak kış olur.

Belirli bir insan topluluğu içinde benzerlikler olabileceği gibi farklılıklar da olabilir.

Kıymet bilmez kişiler kendilerine yapılan iyiliğe, kötülükle karşılık verebilirler.

Elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir.

Elinde büyüttüğün kişi gün gelip sana nankörlük edebilir.

Çok kötü bir duruma düşen kimse, bundan daha kötü durumların da bulunduğunu düşünerek avunmalıdır.

Güçlü bir kişi ile yüz yüze bulunduklarında ağızlarını açamayanlar, o gittikten sonra aleyhinde atıp tutarlar.

Ne alacaksanız cinsini, aslını biliniz, güvenerek alınız.

İnsanın her şeyi bilmemesi kusur değildir ama bilmediği bir işi sorup öğrenmeden yapmaya kalkışması kusurdur.

Bir insan bir şeyi ne kadar iyi bilirse bilsin, gene de onu kendisinden daha iyi bilen bulunabilir.

Dostun ne denli çok olursa olsun onlardan zarar gelmez ama bir tek düşmanın olsa hep zarar görme tehlikesi içerisinde yaşarsın.

Yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.

Yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır.

Borçlu ne denli üzülürse üzülsün borç sıkıntısından kurtulamaz.

1. Uzman kişi, hangi yöntemi uygularsa uygulasın başarılı olur. 2. İşini titizlikle yürüten kişinin, çalışanlarına her zaman iyi davranması beklenemez.

Birine yaptığın iyiliği gizli tut.

Tek başına yaşayan bir kimse, sorumluluğunda başkaları olmadığı için rahat hareket eder.

İyilik küçük de olsa unutulmaz.

Sürekli telkinlerle bir kişinin bilinç altına birtakım inançlar, duygular yerleştirilebilir.

Bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da.

Ortaya atılan bir söz çok çabuk yayılır.

Altın harcanıp gider, toprak ise sürekli ürün veren, para getiren bir maldır.

Çok çocuğu olan baba, her çocuk babasına bakılmasını ötekinden beklediği için sıkıntıda kalır.

Kötü bir kişi, kötü bir davranış, kötü bir söz büyük bir topluluğun huzurunu bozmaya yeter.

Küçük, güzel bir belirti ile doyurucu sonuca ulaşılmaz.

Bir yerde iki kişi baş olmaz.

Bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar; yapılan iş, hiçbir kurala uymadığı için pek çok akıllı insan bunu düzeltmeye çalışır, fakat başaramaz.

Bazı durumlarda yardımcısız iş yapılamayacağını anlatan bir söz.

Başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.

1. Bir davanın bir kişi tarafından savunulması etkili ve yeterli değildir. 2. Yardımlaşarak işler daha kolay başarılır.

Yaşanan olaylar, öğütlerden çok daha etkilidir.

Bir kez görmekle bir şey iyice anlaşılmaz, öğrenilmez.

Keder veya sıkıntı varken dostlar, akrabalar eğlenmemelidir.

İnatçı kişi, her inadında istediği bir şeyi elde eder.

İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.

Bir şeyi herkes ister ancak onu bir kişi elde edebilir.

Aynı zamanda birden çok işle ilgilenmek başarı için sakıncalıdır.

Bir toplumda korkak kişi, kaygılı, heyecanlı sözleriyle kargaşa çıkarır.

Bir kötünün, yalnızca yakın çevresine değil daha geniş çevrelere de zararı dokunur.

Herhangi bir olayı, bir işi, bir ödevi küçümsememek, önemle ele almak gerekir. 

Selam bir ilgi ve sevgi belirtisidir, gönül kazanmakta büyük önemi vardır.

Şimdiye kadar sizi memnun etmiş olan kişi bir kez yanlış iş yaptığında kendisine hemen ağır ceza verilmemelidir.

Dünyada hiçbir şey kaybolmaz; birinin kaybettiğini başkası kazanır, bir zengin fakirleşirken bir fakir de zenginleşebilir.

Ufak bir para veya iyilik insana güç işler yaptırır.

Olumlu bir sonuç elde etmek için, tek bir girişimle yetinmemeli, o işe devam edilmelidir.

Küçük de olsa bir iyiliğin değerini bilmeyen, daha büyük iyiliklere layık değildir.

Herkesin yararlanabileceği şeyden bazıları yararlanır da başkalarına yararlanma fırsatı vermezlerse büyük kavga çıkar.

Toplu veya beraber davranmak daha büyük güç sağlar.

İşe yaramaz da olsa her şeyin isteklisi bulunur.

Her kazancın bir sonu vardır.

Bir söz iyice düşünmeden söylenmemelidir.

Kazandığını ölçüsüzce harcayan ve ilerisi için bir şey artırmayan kişi kazançsız kaldığında acıklı bir duruma düşer. 

Borcu ilk fırsatta ödemek gerekir.

Birden ödenemeyen bir borç azar azar verilerek ödenebilir.

Kiracı olmaktansa, borca girip ev sahibi olmak daha iyidir.

Borç, kişiyi daha çok çalışmaya zorlar.

Borçla alışveriş yapan, aldıklarının parasını hemen ödemese de günün birinde mutlaka ödeyecektir.

Borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır.

Borçlunun ölmemesi ve para kazanması için en çok dua eden alacaklısıdır.

Borçlanmak istemeyen fazla açılmaz, giderlerini kısar, kendi durumuna uygun bir yaşama yolu tutar.

Bilgisiz olan üstün görünmek için kasılır.

1. Karnı doymayan kimse çalışamaz. 2. Bilgisiz ve yeteneksiz bir kişi, kendisine verilen görevlerde tutunamaz.

Çalışmak insanı tembellikten kurtarır.

Çıkar veya karşılık gösterilmeden bir kimse bir yere bağlanmaz.

Aklına her geleni söyleyen kişiler,toplum içinde sevilmezler.

Çenesi düşükler umulmadık anlarda densizce konuşabilirler.

Çalıp çırpmayı alışkanlık edinen kimse yakalanıp ceza göre göre insanlıktan çıkar.

Kişi nasıl birisiyse ona uygun biçimde davranılır.

Her zaman böyle olmuş, gene de böyle olacak.

Bir konu üzerinde sonradan yetiştikleri hâlde kendilerinden önce yetişmiş olanları geçenler vardır.

 Bir kimse, beden yapısı, zenginlik vb. konularda kendisine uyanı bulabilir ama huyu kendisine uyan bir kimseyi kolay kolay bulamaz.

Bir tutum veya davranışın etkisi sürekli olur.

Sözleri ve davranışları birbirini tutmuyor, çelişiyor.

Gereksinim duyulan şey değer kazanır.

Bugün yapılması gereken bir işin ertesi güne bırakılması iyi değildir.

Sağlanmış bir kazanç beklenen, umulan daha büyük bir kazanca feda edilemez.

Düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.

Kişi, başka yerlerde ne kadar rahat ve mutlu olursa olsun yine de kendi yurdunu özler.

İlerisi düşünülmeden söylenen söz insanın başına dert açabilir.

Kişi elinde fırsat varken bundan yararlanmayı bilmez, yararlanma yollarını öğrendiği zaman da eline fırsat geçmez.

Güçlüler, güçsüzleri ezer.

Büyük işlerin başında bulunanların karşılaşacağı güçlükler de çoktur.

Hayatta hiçbir zaman başkalarının durumu küçümsenmemelidir.

Başaramayacağın, sonuçlandıramayacağın bir konuda kesin sözler söyleme.

Layık olmadıkları makamlara getirilen kişilerin, bir süre sonra yetersizlikleri ortaya çıkar.

İnsanlar davet edildikleri yerlere mutlaka gitmelidirler. Çünkü davet eden kişi tarafından istenmektedirler. Çağrılmayan yere gitmek ise yüzsüzlük ve arsızlık olur.

Kişi, çağrıldığı yere gitmeli, çağrılmadığı yere gitmemelidir. (erinmek: Üşenmek.)

Bilgisiz kişiler etraflarına faydalı olamadıklarından ve davranışlarında olumlu sonuçlar beklenmediğinden dolayı faydalı kişiler değildirler.

Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın deve hendekten atlatılamaz, cahile söz anlatmak bundan da zor bir şeydir.

Alim her şeyi bilen kimsedir. Yaptığının sonuçlarını bilir ve katlanır. Kendisi ile dost olmak mümkün olduğu gibi düşman olunduğu zaman da bir noktada anlaşmak mümkündür. Cahil kişiler iyi niyetli görünseler de onlarla anlaşmak güçtür, hatta mümkün değildir.

Güzelliklerin simgesi olan gülün çalıda yaşaması düşünülemez. Aynı şekilde, cahil kişiye de sözün doğrusunu anlatmak mümkün değildir. Cahil olduğu için kendi bildiklerinin dışında da doğruların bulunduğunu kabul etmesi mümkün değildir.

İbadet kişiyi kötülüklerden sıyırır, iyilik yolunda ilerletir. Tanrı yolunda çalışmak ta kişiyi kötü duygulardan arındırır. Bunun içindir ki çalışmak, ibadet kadar büyük değer taşır.

Kişi hayatında bilerek ve isteyerek kimseye kötülük yapmamalıdır. Böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde, günün birinde benzer olumsuzlukları yaşaması muhtemeldir.

Kimseye kötülük yapma yoksa onlar da sana aynı kötülüğü yaparlar.

Her şeyin bir değeri vardır; yapacağı iş, kullanılacağı yer ayrıdır.

Verilen bir armağanın sunulduğu kimseye değerine uygun olmadığını ve verenin gücünün ancak buna yettiğini özür yollu anlatmak için söylenen bir söz.

Kişi, sadece uzman olduğu alanda çalışmalıdır.

Bir toplulukta çok kişi ve fikir olsa da karar verme yetkisine sahip kimseler, kendi bildiklerini uygularlar.

Bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.

Kendisini yetiştiren kimsenin malına hıyanet eden, el uzatan kimse cezasını bulur.

İnsanın hareketli ve üretken bir yaşam sürdürebilmesi için beslenme biçimine dikkat etmesi gerekir.

İnsan yiyeceğine önem vererek güçlenebilir veya yemeden yaşamak mümkün değildir.

 İnsan, canının değerini bilmeli, onu yıpratmamalıdır.

Bir kişi için kendi canı, başkasının canından daha tatlıdır.

İnsan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar.

Bir işte çeşitli sıkıntı ve üzüntülerle karşılaşıp olağanüstü gayret harcamaktansa o işten vazgeçmek daha iyidir.

İnsanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir.

Hayat boyu kazanılan alışkanlıklar da gelişir. Ama değiştirmek çok zordur. Kişi ölünceye kadar devam eder.

İnsanın kendisi herkesten önce gelir.

İnsanlar kendi çıkarlarını her zaman başkalarının çıkarlarından üstün görürler. Aksi şekilde davrandıklarında bile kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman fedakarlık yapmaktan vazgeçerler.

Zarardan kurtulma olanağı yoksa, bunun cana değil, mala gelmesi yeğlenir.

Kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.

Malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.

Karşılaştığı bir konuda ziyan gören, canı yanan kimse aynı zarara uğramamak için var gücüyle çalışır.

Güzel yaşamak isteyen kişi, bu yaşayışın yükünü çekmeyi göze almalı ve gerekli kaynakları elinin altında bulundurmalıdır.

Güzel ve varlıklı bir yaşam sürmek isteyen kişi kendisine bu yaşamı sağlayacak olan varlıkları çok yakınında bulundurmalıdır.

 Birden çok kimsenin söz sahibi olduğu iş yürümez.

Her iş, ancak ve ancak o iş için gerekli araçla yapılabilir.

Hayatında dert ve sıkıntı çekmemiş olan kişiler, mutluluğun kıymetini anlayamazlar.

Sıkıntı çekmemiş olanlar, eriştikleri rahatlığın ve mutluluğun değerini bilemezler.

Düşünceler karşılıklı tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşma ortaya çıkmaz.

Bir yetkili kimse, çevresindekilerin düşüncesi ne olursa olsun kendi istediğini yapmaya çalışır.

Her kul Tanrı'sından kendi çıkarları doğrultusunda istekte bulunur. Bu istekler birbirine zıt da olabilir. Ama Tanrı bu dilekleri şaşmaz bir düzen, uygun gördüğü biçimde yerine getirir.

En kolay bir iş dahi emek gerektirir.

Her insan veya yaratık az çok soyuna benzer.

Çocuğun soyluluğu ve değeri daha bebekken her hâlinden anlaşılır.

Soylu kimseler çok zor durumda da olsalar, durumlarını belli etmezler.

Soylu kişi, acınacak kötü durumunu kimseye göstermez ve söylemez.

Çevrelerinde kötü, edepsiz tanınan kişilerle ilişkiye girmek doğru değildir.

Güçlü bir şey, kendisi güçlü olan başka bir şeyle veya durumla etkisiz bırakılır.

Gönül yarası kapansa da unutulmaz.

Elden gitti sandığımız bir şeyle ilgimiz büsbütün kesilmemişse gereken çabayı harcayarak onun elimizde kalmasını sağlayabileceğimizi umabiliriz.

Nerede olsa varlığını gösteren kimse unutulmaz.

Bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz.

Kişi istediğinde olmayacak gibi görünen işlere çözüm yolu bulur.

Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.

Yöneticisi, koruyucusu olmayan kişiyi ve topluluğu düşman ezer.

Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.

Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.

Küçük çocuğun bulunduğu yerde herkes çocukla uğraşmaktan dedikodu yapmaya fırsat bulamaz.

Çocuğun iyi beslenmesi için ne kadar para harcansa yerindedir ancak hor kullanacağı ve kısa zamanda da küçüleceği için pahalı giysiler giydirilmesi doğru değildir.

Çocuk yürümeye başladığı sırada sık sık düşer, anne baba bu duruma üzülmemelidir.

Art niyet taşımayan çocuklar, başkalarının yanında her şeyi çekinmeden konuşurlar.

Bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocukların rastgele söyledikleri bir sözle açığa çıktığında söylenen bir söz.

Hiçbir zaman aşırıya kaçılmamalıdır.

Çok bildiği için kendine güvenen kişi, bilmediği şeylere de karışır ve bunlarda yanılır.

Çok kimsenin katılmasıyla yağma ve yolmadan başka bir iş başarılamaz.

Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.

Gezip dolaştığı yerlerde kötü şeyler de bulunan kimse, kötü alışkanlıklar ve zararlı bilgiler elde ederek yerine döner.

Karşısındakini bağırıp çağırmakla korkutmaya çalışan kimse eylemli bir saldırıda bulunmaz.

Sürekli çalışabilmek ve sonuç elde edebilmek için harcanan çabanın yormayacak ölçüde olması gerekir.

Başka şeylerde olduğu gibi nazlanmada da aşırı gidilmemelidir.

Bol kazancın içinde yasa dışı elde edilmiş para bulunduğu gibi çok konuşanın sözleri arasında da mutlaka yalan bulunur.

Çok gezen, çok yer gören çok şey öğrenir; çok yaşayan, çok okuyan onun bildiklerini bilemez.

Başkalarının pohpohlamalarına kananlar mallarından ve canlarından olurlar.

Parayı kullanma biçimi, onun niteliğini değiştirmez.

Kişi, geçimini sanatı ile sağlar.

Aslında yaramaz olan veya sonradan o duruma getirilen şeyi, ne kadar uğraşsanız da işe yarar duruma getiremezsiniz.

Esas niteliği bozulmuş bir şeyi eski haline getirmek mümkün değildir.

Yaşasın da uzakta olsun.

Dağ başında kışın fırtına eksik olmadığı gibi kişinin yaşamında da yıpratıcı olaylar eksik olmaz.

Toplumda yüksek ekonomik ve sosyal seviyeye sahip insanların, bu konumlarından kaynaklanan bir takım üzüntü ve sıkıntıları vardır. Bu durum, zenginlik ve yüksek makam devam ettiği sürece hiç eksilmez.

En olmayacak şeyler bile bir gün gerçekleşebilir. Ama iki ailenin aynı ev ortamında yaşaması düşünülemez.

Ne kadar uzak düşmüş olurlarsa olsunlar, insanlar günün birinde birbirleriyle karşılaşabilirler.

Yenilmesi imkânsız gibi görünen zorlukların da üstesinden gelinir.

Ticareti besleyen, üretim kaynaklarıdır.

Az da olsa sürekli gelir, ne denli çok da olsa, giderek tükenen hazırı yemekten daha iyidir.

Yersiz ve saçma sözler karşısında söylenen bir söz.

İyi bir durumdayken kötü duruma düşen kimse, başına aynı durum gelen kimsenin derdini iyi anlar.

Küçük çabalar, büyük problemlerin çözümüne yardımcı olabilirler.

Bilmediğini başkalarına soran kimse, işi iyi ve çabuk bitirir. Fikir alışverişinde bulunmayanlar ise başarı elde edemezler.

Kötü malzeme ile güzel bir iş meydana getirilemez. Yeteneksiz kişiler, büyük sorumlulukların gerektirdiği çabayı gösteremezler.

Kötü gereçle iyi iş görülemez.

Çağrılmadan bir yere giden kimse iyi bir ağırlanma beklememelidir.

Birlikte yaşayacak veya arkadaş olacak insanların eşitiyle beraber olması lazımdır. Yoksa yapılacak her işte başarısızlık kaçınılmaz olur.

Evlenecek kimselerin birbirlerine denk olması gerekir.

İşin içinde olmayanlar o işi kolay veya kârlı sanırlar.

Başka bir yerden gelen kimseden, geldiği yerle ilgili, küçük de olsa bir armağan beklenir.

Saldırgan kimse, kendisi gibi birine saldırmaktan çekinir.

Az çok işe yarayan her şeyin isteklisi bulunur.

Davranışlarında çılgınlık bulunan kimseye dokunma yoksa sana öyle çılgınca saldırır ki yaptığına pişman olursun.

Her nesnenin, her kişinin değiştirilemeyen bir özelliği vardır.

Nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır.

Her iş zamanında ve uygun durumda yapılır.

Her denizde az çok dalga bulunduğu gibi her gönülde de bir sevda vardır.

 İçinde çeşitli olayların geçmesi doğal olan bir ortamda zaman zaman sert çatışmaların, fırtınaların çıkması da olasıdır.

Henüz elde olmayan bir nesnenin alımı, satımı üzerinde konuşulmaz.

Güç bir duruma düşenlerin bundan kurtulmak için her türlü çareye başvurmaları olağandır.

Her sıkıntının, üzüntünün bir çaresi vardır.

 İnsan sıkıntısını başkasına açıklayarak giderebilir.

Bir yöntemden başka bir yönteme geçiş tehlikeli bir durum veya zamanda yapılmamalıdır.

İnsan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert geleceğini iyi bilmelidir.

İnsan bir dertten kurtulduğunda onun yerine başka bir dert geleceğini iyi bilmelidir.

Bir derdin ağırlığı, hafifliği ona uğrayan kimsenin etkilenme derecesiyle ölçülür.

 İnsan, önem verip düşündüğü şeyi konuşmaktan kendini alamaz.

Elindekiyle yetinmeyip daha çoğunu arayan, elindekinden de olur.

Gerekli niteliklerden yoksun olan kişi, biçimsel işler yapmakla kişiliğine değer kazandıramaz.

Herhangi bir konuda söz sahibi olanlardan daha büyük, daha yetkili biri mutlaka vardır.

Zengin ne kadar fakir düşse de yoksula göre yine varlıklıdır.

Herkesin gözü önündeki bir olayı şöyle böyle yorumlarla gizlemeye çalışmak boşunadır.

Gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar.

Bir işin başarılması için, o an değerlendirilmesi gereken zaman dilimleri vardır.

Zenginlik ve talih kişiyi kendiliğinden gelip bulmaz, çalışıp çabalamakla elde edilir. 

Bir isteğinin yerine getirilmesini ilgililerden bekleyen kimse, onların bu işle ilgisi bulunmayan davranışlarını, isteğini karşılamak üzere yapıyorlar diye yorumlar. 

Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.

Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.

Zarar hangi yönden geldiyse ancak o yönden giderilir.

Yaşanan her başarı ve mutluluğun yanında, bu sürecin parçası olan küçük olumsuzluklar da mevcuttur.

İyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.

Kişi her söylediğini yapamaz, her dilediğini elde edemez.

İnsanlar yapacakları işler hakkında önce konuşurlar, sonra da o işi gerçekleştirirler.

Yardım bekleyen bir tane olsa umduğundan aşırı şeyler verilerek sevindirilir ancak bunların sayısı çok olduğundan hepsine aynı cömertlik gösterilemez.

Şundan bundan yardım dileyerek geçinmeye çalışanların istekleri bitmez.

Kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.

İnsan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir.

Verdiği sözü yerine getirmeyen kişi, sebebi sorulduğu zaman kendini savunmakta zorlanır.

Acımasız olan kişiyi, kendisinden daha acımasız biri yola getirir.

Bir çocuk, annesinin değerini ancak kendisi de çocuk sahibi olduktan sonra anlar.

 Doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü birbirinden ayırmak için her ikisini de bilmek, tanımak gerekir.

Doğru olmakla birlikte başkalarının işine gelmeyen sözleri söyleyenlerin sevilmediğini anlatan bir söz.

Eksikleri, yanlışları, yolsuzlukları bütün çıplaklığıyla ortaya koyan ve eleştiren söz, bu işi yapanlara acı gelir.

Sözün doğruluğunda kuşku yoksa yemine gerek yoktur.

Doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir.

Bir işin başına, tanınmış kişiliği bulunan birçok kimse birden getirilmemelidir, bunlar anlaşamaz ve birbirlerine düşerler.

Alışverişte iki taraf da kendi çıkarını düşündüğünden iki dost arasındaki alışveriş dostluğu bozabilir, bu nedenle de dostluklarını sürdürmek isteyenler birbirleriyle alışverişte bulunmamalıdırlar.

Gerçek dost üzüntülü, sıkıntılı günlerde insanı yalnız bırakmaz.

Yakınlarımız, eksikliklerimizi çekinmeden söylerler.

Dost olan kimsenin söylediği söz, acı da olsa insanın iyiliği içindir.

İyi bir görüntü verebilmek için her zaman temiz giyinip kuşanmak gereklidir.

Dostlarını olabildiğince çoğalt, düşmanlarını olabildiğince azalt.

Gerçek dost uyarmak, kusurun düzeltilmesini sağlamak amacıyla ayıbı yüze karşı söyler.

Gerçek dost, arkadaşının sıkışık zamanında yardımına koşmaya hazır durumdadır.

İki kişi arasındaki dostluk, alışverişte birinin ötekine özverili davranmasını gerektirmez.

Dostun acı sözü veya sert davranışı insana ağır gelmez.

Ağırlamanın değeri, özel olarak hazırlanmasında, bir fedakârlık yapılmasındadır.

Bir üzüntü sürdürülmemeli, unutulmaya çalışılmalıdır.

İnsan öldüğü zaman malını öbür dünyaya götüremez, bu nedenle gerek kendisi için gerekse hayırlı işler için para harcamaktan kaçınmamalıdır.

Hiçbir durum sürekli değildir, her iyi durumun bir sonu vardır.

Bu dünyada tasasız olan insan yoktur.

Birçok kimse için felakete yol açan bir olay, bazı insanları ilgilendirmez.

Bir işin temeli gerçekleşmedikçe ayrıntılarına sıra gelmez.

Varlıklı kişi yoksullaşınca çevresindeki dostlarından kimse kalmaz.

Düşmanın ne kadar güçsüz olursa olsun dikkat et, uyanık ol.

İnsanların talihsizliklere uğraması olağandır.

Niteliği ne olursa olsun, bir işi başarabilmek için yetenek ve imkanlar gereklidir.

Nem demiri nasıl paslandırıp çürütürse gam da insanı öylece yıpratır.

Herkesin ölümü için bir sebep vardır.

Kişinin çok önceden belirlenmiş bir alın yazısı vardır. Bu kurala göre zamanı gelince ölecektir. Bu ölüme bir neden bulunur. Esas sebep o kişinin tanrı katına çağrılmasıdır.

Ölüm dışında, çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu vardır.

Hayatta her durumun çaresi bulunabilir. Ama ölümü engellemek imkansızdır.

Bir toplulukta bütün insanların kutsal saydığı şeyleri kötüleyenler, hiçbir zaman sevilip istenmezler.

Edepsizin yaptığı işlerin yapılmaması gereken işler olduğunu düşünmekle doğru yolu bulmuş, böylece edebi edepsizden öğrenmiş olursun.

Edepsiz kişinin hareketlerini gören, sonuçlarını izleyen kişi, bunların kötülüklerini görür ve yapmamaya çalışır.

Başkasına kötülük eden kimse en sonunda yaptıklarının cezasını çeker.

Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.

Kusurunu anlayıp özür dileyen kişi bağışlanmalıdır.

Ödünç alınmış araçlarla girişilen işler çok kez yürütülemez.

Temeli olmayan işlere güvenilmez.

Hiçbir şeyi beğenmeyenlerin de kusurları vardır.

Birisine karşı tutumumuz ne olursa olsun doğruyu söylemeliyiz.

Bir girişimden iyi sonuç almak isteyen, o işin temelini sağlam kurmalıdır.

Her davranış doğal sonucuna varır; emek verip ekin eken ürün alır, gezerken bir yerde konaklayan oradan kalkarak başka bir yere gider.

Emek vermeden beklenen bir sonuca erişilmez.

Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.

Verimin yüksekliği, çalışmanın etkili bir şekilde gerçekleşmesine bağlıdır.

Verimin bol olması, kullanılan malzemenin bol olmasına bağlıdır.

İnsanların kazançlarına, rızıklarına engel olanlara bir gün aynı şeyler yapılır.

 İyi nitelikli işler kullanılan araç elverişsiz de olsa kolaylıkla yürütülebilir ama her iş elverişsiz araçla yürütülemez.

İnsanlar bir araya gelmeden yaşayamazlar, birbirlerine yardım etmeden başarıya ulaşamazlar; değirmenin çalışabilmesi için rüzgâr gereklidir.

Her şey birbirinin üstüne konulamaz, birbiriyle birleştirilemez.

Bir kimse, kendisinden üstün bir başkasının da olabileceğini bilmelidir.

Bir kişi başka bir kişiye yardım ederse o da bu iyiliğin altında kalmaz, güçlenmiş olarak yardımlara koşar.

Kişi kendi özelliklerini zaman zaman yabancıdan öğrenir.

İnsanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.

İnsanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez.

Bir kimsenin acısı, başkalarının umurunda değildir.

Kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.

Başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.

Başkasına tuzak hazırlayan kimse, bu tuzağa ondan önce kendisi düşer.

Önemli bir iş, başkalarının yardımıyla başarılamaz, iş her an yarıda kalabilir.

Çok önemli bir iş için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse, yapılır.

Eğreti olarak alınan şey, dikkatle korunur; bir süre sonra olduğu gibi geri verilir.

Bize bir şey verene, armağan edene karşı gönlümüzde sevgi uyanır.

Başkasının gücü karşısında boyun eğmek zorunda kalacağını anlayamamış kimse, kendi gücünün herkese boyun eğdireceğini sanır.

Bir kimseden başka bir kimseye herhangi bir haber ulaştıran, bu aracılığından dolayı sorumlu tutulmaz.

Başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız.

Dıştan birbirine benzeyen her şeye aynı işlem uygulanamaz, her biri özelliğine göre ayrı bir davranış ister.

Bir kimseye emanet edilen şeyin o kimse tarafından iyi korunmadığı her zaman görülen olaylardandır.

Emanet olarak bırakılan şeyi titizlikle korumak gereklidir.

Yaşayabilmek, harcayabilmek için çalışıp kazanmak gerekir.

İşine sabahleyin erken başlayan kimse başarı elde eder.

Güçlülük ve yüreklilik yalnızca erkeklerde değil kadınlarda da vardır.

İnsanlık değerinden yoksun kişi, kılık kıyafetle, makam ve mevkiyle değer kazanmaz.

Kaba kişinin hoşa gitsin diye söylediği sözler ve yaptığı işler, kaba ve incitici olur.

Kimseyi ilgilendirmeyen işleri kendi kendine karar verip yapmalısın.

Kötü bir sonuç meydana geldiğinde sorumlu olmamak için işi, sahibinin isteğine uygun olarak yap.

Bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz, değerini ölçemez.

Aslında niteliksiz olan bir şeye ne yapılsa değişmez.

Bir konu üzerine gereğinden fazla yoğunlaşmak, aksilikleri de beraberinde getirebilir.

Aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.

Birçok nedenin birbirini izlemesiyle sürüp gelmiş olan eski düşmanlık, dostluğa dönüştürülemez.

Her şeyin yenisi sevilir.

Yakın hısımlar arasındaki bağ kolay kolay kopmaz.

Aile anlaşmazlıklarında bir yanı tutmak doğru değildir.

Kötülük eden kötülük bulur.

Komşuluk ilişkileri, iyi bir komşuya sahip olma çok çok önemlidir.

Kişi malını mülkünü kaybederim korkusuyla kendini üzüntüye kaptırmamalı, malı mülkü ile övünmemelidir, zira mal mülk dünyaya ait bir şeydir.

Evi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur.

Planlanan durumlar ile ulaşılan sonuç, her zaman aynı olmayabilir.

Önceden tasarlanan bir iş umulduğu gibi sonuçlanmaz, düşünüldüğü gibi olmaz.

Kendisi yardıma muhtaç olandan yardım beklemek boşuna umutlanmaktır.

1. Alışverişe çıkan bir kimse para durumunu önceden gözden geçirmelidir. 2. İnsan bir işe girişmeden önce kendi olanaklarını iyi hesaplamalıdır.

 İnsanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürler.

Toplum yaşamında herkes aynı gelir düzeyine sahip olmayabilir. Fakir de olsa zengin de olsa çalışmamak, başkalarının sırtından geçinmeye uğraşmak tembelliktir.

Yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır.

Fala inanmak doğru değildir, aslı yoktur. Yine de insan güzel sözler duymaktan hoşlanır.

Bir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını anladığında nereye sığınacağını bilir.

1. Yapamayacağı kadar ağır bir işi varken başka bir iş daha yüklenmiş. 2. Kendisi sığıntı durumundayken yanına bir kişi daha almış.

Yaşayan kimse bir işe yaramalıdır, bir işe yaramayan kimsenin ölüden farkı yoktur.

Hiçbir iş yapmadan başkalarının sırtından geçinen kimseler ölmüş sayılırlar. Çünkü ölülerin de faydası yoktur.

Çok yemek kişinin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden kararında yemek gerekir.

Ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.

Kişinin kaprislerine yakınları bir süre katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafındakilere de sıkıntı verir.

Aynı toplumda şanslı ve şanssız kişilerin bir arada bulunmaları doğaldır.

 Bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler.

Fırsat insanın eline çok seyrek geçtiği için çıkan fırsat iyi değerlendirilmelidir.

Fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir.

Toplumda saygın bir yeri olan kişiler, mevki kaybına uğradıklarında aykırı davranmaktan çekinmezler.

Kişinin içinde bulunduğu çevrenin ekonomik ve sosyal yapısı, ulaşılan sonuçların niteliğini etkiler.

Yoksul geçimini, varlıklı keyfini düşünür.

Etrafında olan biteni umursamayan kimseleri doğru yola getirmek için yapılan uyarılar boşunadır.

Yabancı yerde tek başına kalan kimseye karşı gösterilecek küçük bir ilgi, en büyük iyilik yerine geçer.

Garip kişilerin yardımına gönlündeki inancın büyüklüğü oranında ancak Allah yardım eder.

Tanrı'ya inanmış kişileri, tanrı sıkıntı içinde bırakmaz. Onlar bir süre sıkılsalar da Tanrı bir yerden bir şey bağışlayarak sıkıntılarını ya kaldırır ya da hafifletir.

Kişi, inançları ayrı da olsa, hoşlanmasa da geçimini sağlayan kimseye hizmet eder.

Çeşitli engeller yüzünden gerçekleşemeyen işlerde avunmak için söylenen bir söz.

Yapılan işlerin başarıya ulaşması ve birtakım engellerin ortadan kaldırılması için fazla zaman harcanmasının ziyanı yoktur.

Geceleyin iyi iş yapılamaz.

Gece yapılan iş verimli olmaz.

Geçmişte kalan olayların üzerinde durulmasında bir yarar yoktur.

Artık iş işten geçti.

Bir konuğu davet etmek, bir insanı iş bulup yerleştirmek kolay ve zevk verici uğraşlardır. Ama sıkıntı veren konuğa artık git demek, işini hafife alan kimseye işe gelme demek çok zordur. Bunun için insanlara bir iyilikte bulunulacağı zaman iyi düşünülmeli, layık olana bu hizmet verilmelidir.

Çağrıldığın yere gitmekten çekinme, gelme denilen yere de gitme, orada sana ilgi göstermezler.

Kötülük yapmaya kalkışacak olursa karşılığını elbette görür.

Yönetim kimde olursa olsun benim için fark etmez.

Beğenmediğimiz bir kişinin yerine öyle birisi gelir ki eskisini aratır.

Tanışılan kişiler, unutulanlardan daha büyük hatalar yapabilir anlamında kullanılır.

Kendiliğinden gelen bir konuk geri çevrilmez.

Toplum içine giren bir kimsenin kendi kullanacağı eşyasının değerli olup olmaması başkalarını ilgilendirmez.

 Her eve gelin girmeyebilir ama ölüm kesinlikle girer.

Söz dinlemeyen hırçın kişi, davranışının büyük zararını görür.

İnsan gençliğinde yaptığı şeylerin çoğunu yaşlandığında yapamaz ve gençliğin ne denli değerli olduğunu o zaman anlar.

Kişi gençliğinde çalışıp para biriktirmelidir ki ihtiyarlığında çalışamadığı zaman onunla rahat rahat geçinsin.

Gereksiz davranışlarda bulunan kişiler, kendilerine zararlı durumların ortaya çıkmasına sebep olabilirler.

Gereksiz yere gezen kişi, kendisine zararı dokunacak şeylerle karşılaşır.

Geçimini sağlamak için gezip dolaşan, şuraya buraya başvuran kişi aç kalmaz.

Ölen bir kimse dirilemeyeceği gibi elden çıkan bir şey de bir daha ele geçmez.

Gidemediğiniz yerinizin, kullanamadığınız malınızın size bir yararı olmaz.

Uzak bir yere giden kişi dönmeyebilir, dönebilse de ayrılırken bıraktığı yakınlarını bulmayabilir.

Hem gereksiz hem de gerçekleştirilmesi hayale bile sığmayan şeylerle uğraşılmamalıdır.

Büyüklerden gelen şeyleri küçükler geri çeviremezler.

Kadınların düğün ve eğlence için katlanamayacakları fedakârlık yoktur.

Yapılması geciken iyilikler, bekleyenleri sıkıntı içinde bırakır.

İnsan kimi zaman sevinçli, kimi zaman da üzüntülü olabilir.

Kolay kolay onarılamayacağı için bir kimsenin özellikle de dostlarımızın gönlünü kırmamaya özen göstermeliyiz. 

Gönül sevdiğinden asla vazgeçmez.

Güzellik anlayışı kişiden kişiye değişir.

İnsanlar yaşlansalar da gönüllerindeki sevgi ve istekler tazeliğini yitirmez.

 Sevgi karşılıklı yapılan bir eylemdir.

İsteksiz yapılan bir işten hayır gelmez. 

İstenmeyerek yapılan işlerden kötü sonuçlar ortaya çıkar.

Yiyecek veya imrenilecek bir şeyi görene o şeyden vermek gerekir.

İyi eğitim alanlar aldıkları eğitimin gereğini yaparlar, iyi eğitim görmeyenler bir şey yapamazlar.

Görgüsüz kişi, günün birinde ummadığı bir şeyi elde ederse sevincinden ne yapacağını şaşırır.

Bir durumun nasıl sonuçlanacağı belli olduktan sonra bu sonuç çok geçmeden gerçekleşir.

Ne kadar gizlense de gerçekler ortadadır.

Kişi, her zaman gördüğü, (yemeye) alıştığı güzel şeyleri arzular.

Yakınımızda bulunmayanların özlemine, acısına daha kolay dayanabiliriz.

Kişi ancak ilgi duyduğu konulara karşı gözlemde bulunur.

Ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır.

Görmesini bilen kişiden hiçbir şey gizlenemez.

Her zaman çıkar peşinde koşan kişi, tehlikelerden uzak kalamaz.

İyi veya güzel olan her şeyin az çok sıkıntı veren bir yanı da bulunur.

Birinin başına gelen kötü bir durum senin de başına gelebilir.

İnsan sevdiği kimse veya sevdiği iş yüzünden gelecek sıkıntılara katlanır.

1. Bugün ne yapabilirsen kazancın odur. 2. Bugün kim işbaşında, kim itibarda ise onun sözü geçer.

Bir iş iyice belli olmadan sonucu hakkında yargı yürütülemez, yarın ne gibi durumlar veya olaylar çıkacağını kimse bilmez.

Beklenmedik bir sırada umut verici durumlarla da karşılaşma imkânı vardır.

Bir günün işleri, durumları, şartları başka bir gününkine uymaz.

Öyle zaman olur ki bir aylık kazanç insanı bir yıl geçindirir, öyle zaman da olur ki bir yıllık kazanç bir ay geçindirmeye yetmez.

Her şey gerektiği yerde ve zamanda harcanmalıdır.

Kılık kıyafetimizi zamanın koşullarına uydurmalıyız.

Herkesin bildiği gerçek inkâr edilemez.

 Güneşsiz evde hastalık eksik olmaz.

Dost sandığın birtakım kimseler sana kolaylıkla kötülük edebilirler.

Varlıklarına güvenerek ölçüsüz harcamalarda bulunanlar daha sonraları sıkıntıya düşebilirler.

Güzele bakarken Tanrı’nın neler yarattığını düşünür ve büyüklüğünü anlarız.

Değerli olan yüz güzelliği değil huy güzelliğidir.

Güzel ne giyse yakışır.

Bütün insanlar güzellere ve güzel olan şeylere karşı sevgi beslerler.

Güzeller kendilerine yaraşan bir yaşayışı her zaman bulamadıkları için mutsuz olurlar.

Bir işi görünüşte ve biçimsel olarak yapmakla o iş gerçekten yapılmış ve sonuç elde edilmiş olmaz.

Aynı düşüncede olan insanlar, ayrı ayrı davransalar bile bir gün aynı yolda buluşurlar. Kendilerine ait yolda veya yerde buluşurlar, birbirlerini bulurlar.

İnsanlar yetişme şekillerine göre kendilerine uygun bir ortamda yaşarlarsa mutlu olabilirler. Yoksa ömürleri sıkıntı içinde geçer. Bulundukları yerde sevilmez ve istenmezler

Yetkili olmadığı konularda ahkam kesenler, hak ettikleri durumlarla mutlaka karşılaşırlar.

Anlaşmazlıklarda doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, hakkaniyet yolundan hareket edilirse kimsenin söyleyecek bir sözü, eleştirisi kalmaz.

Bir anlaşmazlıkta adalet, tarafsızlık, hakkaniyet devreye girdiğinde kimsenin söyleyecek sözü kalmaz.

Tanrı, doğru olana yaptıklarının mükafatını mutlaka verir. Doğru kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de tutumlarını devam ettirdikleri sürece başarıya ulaşacaklardır.

Haksızlık er geç ortaya çıkar.

Doğru söz, yanlış yolda çok ilerlemiş kişiyi bile yola getirir.

Aynı durumdaki kimseler, birbirlerinin hâlini daha iyi anlarlar.

 İnsana kendi işi ağır gelmez.

Bir işe girişen, o işin güçlüklerini veya masraflarını göze almalıdır.

Birisinden beklenmeyen bir davranış görüldüğünde şaşma ve sitem bildirmek için kullanılan bir söz.

Sona ermeyecek hiçbir iyi durum, yıldızı sönmeyecek hiçbir ünlü yoktur.

Haram kazanç, bir işe yaramadan telef olur gider.

Sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel olur; soylu kişi ise arabuluculuk yapar, anlaşmalarına yardım eder.

Başkasına kötülük yapmayı tasarlayan kimse, kötülüğünü yapmaya fırsat bulmadan cezasını görür.

Çalışanın emeğinin karşılığı verilmelidir.

Önemli işler herkese yaptırılmaz.

Herkesin bol bol yararlandığı şeylerin artakalanından alçak gönüllüler yararlanır.

Her işin gerçekleşmesi birtakım koşulların bulunmasına bağlıdır.

Kişi kendisi için bir fedakârlıkta bulunan kimseye karşı sırası geldiğinde daha büyük fedakârlıkta bulunur.

İnsanlar sağlığın değerini ancak hastalıkta acı çekip iyileştikten sonra anlarlar.

Ağır bir hastaya bakmak o denli güçtür ki, kimi zaman hasta olmak bundan daha kolay görünür.

Bir kişiye, onsuz yapamayacağı belli olan bir şeyin gerekli olup olmadığı sorulmaz.

İnsan yanılmamak için ne kadar dikkat ederse etsin yine yanılır.

Kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar.

Sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.

Çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendisi kazanır; akılsızsa babası ne kadar çok mal bırakırsa bıraksın, değerini bilmez ve onu kısa zamanda bitirir.

Yularından tutulan hayvan başka yöne sapamadığı gibi insan da söylediği sözün dışına çıkamaz.

Hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan anlaşılamaz.

Sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir.

Bir sıkıntının acısını ancak onu çeken bilir.

Sağlığın güvencesi hekim, toplumun güvencesi hâkimdir, bu iki güvencenin bulunmadığı yerde yaşamak zordur.

Doğrulukla ve ahlakla elde edilen kazanç, insanı kısa yoldan zengin etmeye yetmez.

Sütü bozuk kişi, iki kimsenin arasını açar, anlaşmalarına engel olur; soylu kişi ise arabuluculuk yapar, anlaşmalarına yardım eder.

Bir topluluğun dayandığı temel bozulursa o topluluk bozulur.

Dıştan başarılı, üretken gibi görülen herkes gerçekte öyle olmayabilir.

Özelliği olan bir iş için sıradan birisi kullanılamaz.

Çoğu elde etmek için azları biriktirmek gerekir.

Herkesin kendi durumuna bağlı olarak sorunları vardır.

Herkesten yardım istenmez, istense de alınamaz.

Sonunu düşünmeden sana zararı dokunma olasılığı bulunan davranışlarda bulunma.

Kişi her yanlış davranışının acı sonucundan bir ders almalıdır.

İnsanı, zalimce davranan birinden kurtaracak bir kimse her zaman bulunur.

Herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır.

Hep aynı şeyle uğraşmak insana bıkkınlık verir.

Bir günün işleri, durumları, şartları başka bir gününkine uymaz.

1. Bir insanı hep aynı hileyle kandıramazsın. 2. İnsan zaman zaman değişiklik ister. 3. Her zaman aynı fırsat ele geçmez.

Her iyi şeyin hoşa gitmeyen bir yönü, her güzelin kusurlu bir tarafı vardır.

Herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır ve sözünü orada geçirebilir.

İnsanın yapacağı her şey vücut sağlığına bağlıdır.

Kişi, kötümserliğe kapılmamak için olup biten her işi hayra yormalıdır.

Herkesin talihi, kazancı bir değildir.

Malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.

Herkes kendi davranışlarından sorumludur, herkes hatasının cezasını kendisi çeker.

Herkes zorbalığa boyun eğmez, buna karşı gelecekler de çıkar.

Herkes biraz fedakârlık etse bir yoksul perişanlıktan kurtulur.

Her şey zamanında yapılmalıdır.

 Dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır.

 İnsana gerekli olan şey küçük ve değersiz de olsa yokluğunda kendini belli eder.

Korkulan her şey tehlikeli değildir.

Herkesin kendine özgü bir çalışma yöntemi, bir iş yapma biçimi vardır.

Hayat boyunca yükselme, düşme vb. durumlar birbirinin ardından gelebilir.

Olaylar herkesin istediği biçimde meydana gelmez.

Kişi, uğradığı her zarardan bir ders alır.

İnsanlar kendi akıllarını başkalarının aklından üstün görürler.

Başkaları ne söylerse söylesin, herkes kendi düşünüşüne göre iş yapar.

Herkes iş yapar ama o işin gerektirdiği ustalığı gösteremez.

 Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.

Herkesin kendi evinde, kendi çevresinde saygınlığı vardır.

Bir işin bilerek ters yapıldığını, yolunda yapılmadığını anlatır.

Herkes bir iş yapar ancak istenildiği kadar güzel ve kusursuz olmaz.

İnsan kendi kusurunu göremez, bilemez.

Hiç kimse başkasının acısını içinde duymaz, onun yüreğini sızlatan ancak kendi acısıdır.

Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.

Başkalarının söyleyeceklerine engel olamazsınız.

Herkes aynı şeyi bilse ve yapabilseydi, geri kalan işleri yapacak kimse bulunamazdı.

Genel kurallar herkesin istek ve gereksinimine göre bozulamaz.

Herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır, bir kişinin derdi ötekininkine benzemez.

Bir kimse başkasına ne yaparsa kendisi de aynı şeyle karşılaşır.

Herkesin tuttuğu yoldan sen de git.

Herkesin kendine göre büyük bir emeli vardır.

Bir iş için yapılacak hazırlık, gereksinim ölçüsünde olmalıdır.

Bir kimsenin durumu, içinde bulunduğu yaşayış şartları başkalarınca gereği gibi bilinemez.

Genel kurallar herkesin istek ve gereksinimine göre bozulamaz.

Kötü bir iş yapmaya kararlı olan kişiyi önlemek için alınacak tedbirler yararsızdır.

Uzun süre yaşanan mekanların unutulması kolay olmaz.

 Karışanı çok olan işlerden sonuç güç alınır.

İnsanı alışkanlıklarından, huylarından vazgeçirmek mümkün değildir.

Kişilik, uzun bir zaman diliminde oluştuğu için ani değişikliklere müsait değildir.

İbadet Tanrı ile kul arasındadır. İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Tanrı'nın emirlerini, kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı kusurları yaparak olgunlaşır, tecrübe kazanır. Bunun için olgunlaşmamıza yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır.

Her şey dıştan göründüğü kadar güzel olmayabilir. Dış görünüşe aldanmak doğru değildir.

Kendisi en küçük bir sıkıntıya katlanamayan kimse, başkalarına çok büyük sıkıntı vermemelidir. Kendisi küçük kötülüğe katlanamayan, başkalarına kötülükler yapmaktan kaçınmalıdır.

Kendi malımız olmayan malzemeye güvenip bir işe başlamak doğru değildir. Malzemenin sahibi, malını geri istediği zaman zor durumda kalır.

Bir ülkede iki baş egemen olamaz.

Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.

Ayrı ayrı düşünceleri ve kişilikleri bulunan iki kişi bir arada yaşayamaz, bir işi birlikte yapamazlar.

Kurnazlıkta eşit olan iki kimse birbirlerini aldatamaz.

Birbirine zıt iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir.

 Birbirleriyle anlaşamayan, kavga eden iki kişinin arasını bulacak bir akıllının olması gerekir.

Çok konuşmak doğru değildir.

Ancak kendi geçimini sağlayabilenler, başkalarına yardım edecek bir durumda değildir.

Birbirinin doğruluğuna güvenerek birlikte iş yapmakta olan iki kişiden biri, hile yapmadığına arkadaşını inandırmak için yemin ediyorsa artık güven bozulmuş demektir, ayrılmaları gerekir.

Birbirini sevenler için zenginlik önemli değildir.

Bir işi iki kişi yürütemez.

Bir iş yaparken ayrıntıları ve sonuçları iyice düşünülmelidir.

Kavgaya tutuşan iki kişiden biri elbette yenilir ve zarara uğrar.

Amaca başkalarından önce ulaşan, işinin ehlidir ve kazançlı çıkar.

Bir kimsenin, bir şeyin değerini ancak o konuda uzmanlığı olanlar bilir.

Birçok hastalık insana ayağını üşütmesi, ata da tırnağı yoluyla gelir.

Kişinin zaman zaman şaşırmasını, yanılmasını hoş görmek gerekir.

Toprağın her kesimi ayrı ayrı nitelikler taşıdığı gibi insanlar da birbirlerinden farklı özelliklere sahiptirler.

 İnsan doğduğu yeri değil geçimini sağladığı yeri yurt edinir.

Arkadaş seçiminde dikkatli ve özenli olmak gereklidir. Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkarır, saptırır.

Kişinin çocukluğundaki huyları, özellikleri yaşlılığında da değişmez.

1. Hiç kimse başka bir kimseye yük olmamalıdır. 2. Yatalak insanı kaldırmak, yatırmak güçtür.

Hayvanların işe yarayıp yaramayacakları görünüşlerinden belli olur ancak insanların kötü huylu olup olmadıkları dışarıdan anlaşılamaz.

İnsanın haklı veya haksız yere adı bir defalık kötüye çıktı mı ondan sonra yaptıkları hep o gözle değerlendirilir.

 İnsan kendisini ancak tatlı diliyle sevdirebilir.

Erişemediğimiz şeyle aramızdaki ilişkiyi bir aracı sağlar.

Birbirine zıt verimlilikteki iki kurum veya sosyal müessesenin, aynı ortamda varlıklarını sürdürmeleri zordur.

Yapılmaya başlanan bir işte, ilk zamanlar başarı elde edilmeyebilir. İşin daha başarılı yapılması için uygulanan yöntemler de değiştirilebilir. Olumsuz bir ortamda yöntem değiştirmek doğru değildir. İyi sonuçlar vermez.

İnsan ırzını, namusunu korumak için canını feda eder.

Kavga edenlerden biri aman dilerse çekişme sona erer.

 Her şey, onu gereği gibi kullanmasını bilene yakışır.

Bir kimsenin nasıl bir kişi olduğu yaptığı işlerden anlaşılır.

Kişi kiminle arkadaşlık ederse ondan kendisine birtakım huylar geçer.

 İşini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur.

Başladığın bir işte her zaman güçlüklerle karşılaşacağını varsay ki sonunda hayal kırıklığına uğramayasın, iyi sonuçlar aldığında sevinesin.

İnsanlar savurganlık yapmamalıdırlar. Parasını gereksiz yere harcayan, gerektiğinde para ve mal bulamaz. Zorluk içinde kalır.

Kötülük edecek kimse önceden haber vermez, belli etmez.

Düşmanını yenemiyorsan ona hoş görünmeye çalışarak kötülüğünden kendini koru.

Yaşam içinde bir takım mücadeleler yapılacaktır. Bu kavgada düşman bizden çok güçlü ise onunla kavga etmemek gerekir. Kavga edilirse yenilmek muhakkaktır.

Kötülük yapmayı düşünen kişi, bunu zamanı gelince ve aniden gerçekleştirir.

Kötü kişiden iyilik beklenmez.

Daha önce bir zarara uğramış kimse, kendisine aynı zararı verecek şeyden korkmaz.

Bir konuda büyük zarar görmüş kişi, benzer zararlardan korku duymaz.

Tembel tembel oturan kimse hantallaşır, iş yapma yeteneğini yitirir, çalışan kimse gittikçe açılır, daha yararlı işler yapar.

İnsan kendi işini kendi yapmalıdır. Başkasına yaptırılan işten başarı elde edilemez.

Kişi, kendisi yapması gereken bir işi başkasına yaptırmamalıdır.

Bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir.

Birinden bir şey isteyen utanır ancak isteği yerine getirmeyen daha çok utanmalıdır.

Gerçekleşmesi doğal olan işler engellenemez. 

Saldırgan biriyle karşılaşma olasılığı bulunan kimse kavgaya hazır olmalıdır.

Bir kişinin sorumluluğundaki görev kötü şekilde sonuçlanırsa, bu sonucun düzeltilmesi için bizzat o kişi çaba göstermelidir. İşin sorumluluğu onu yapana ait olacaktır.

Aşağılık kişinin istediği olsaydı dünya, yalnız kendisinin işine yarayan, başkalarını rahatsız eden şeylerle dolardı.

Değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler.

Babaya ün kazandıran da el içine çıkamayacak bir duruma düşüren de çocuklarının tutumlarıdır.

İnsanın işi bir kez ters gitmeye görsün, en sıradan işlerinde bile tersliklerle karşılaşır.

Yokluğunda kendisinden söz edilen kimse, konuşmanın üzerine gelirse o iyi insandır, denilir.

Tanrı kötü bir durumun iyiliğe dönmesini dilemişse bunu yapacak kimse işin üstüne gelir.

İyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir.

Etrafına iyilik eden kimse gün gelir zor durumda kalırsa ona da iyilik yapılır. Her şeyin karşılığı muhakkak vardır.

 İyilik eden kimseye zamanı geldiğinde başkaları da iyilik ederler.

Karşılık beklemeden iyilik yap.

Yapılan her işte karşımızdakini sinirlendirmekten kaçınmalıyız. Karşısındakini söz ve hareketleri ile aşırı tahrik eden kimse, onun hücumlarına karşı çaresiz kalabilir, hatta ölebilir de. Bunun nedeni kendini kaybedip bu cinayeti işleyende değil, onu da o derecede tahrik edip cinayeti işletendedir.

Hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez.

Kişi elindeki imkanları iyi ve zamanında kullanmasını bilmelidir. Zamanında kullanamaz ve fırsatı kaçırırsa küçük bir fırsatı büyükmüş gibi gösterir ve boyuna aynı şeyleri söyler. Çünkü fırsatı değerlendirememenin ezikliğini hisseder durur.

Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür.

Kaçan bir düşmanı kovalayıp ezmeye çalışmak mertliğe yakışmaz, âciz olduğunu göstereni de vurmak insanlık değildir.

Tehlikeden kaçan kazançlı çıkmış.

Kişi talihsiz ise ne kadar iyi insan olursa olsun, değeri bilinmez.

Herkes bildiğini ve gördüğünü eksiksiz olarak söylemelidir. Çünkü dinleyen,olayı görmeyen kimseler anlatılana göre karar verirler.

Haksız kişi, olayı kendisini haklı gibi göstererek anlatırsa dinleyen ona hak verir.

Kadı, kanunların uygulayıcısı olduğu için kimse onun malına dokunamaz. Sonucunun kötü olacağını bilir. Kadılar hakkın, kanunun ve düzenin temsilcisi oldukları için kimse onların mallarına kötü gözle bakmaz, bakamaz.

zerinde durulmaya değmeyecek kadar küçük bir kusurdur.

Kadınlar kurnazlıkta erkeklerden üstündürler.

Temizliğini herkesin bildiği kişi ve iş lekelenemez.

Bir kimsenin sevgisi kazanılmak istendiğinde ona güzel yiyecekler ikram edilmelidir.

Bir hastalık, bir sıkıntı karşısında güçlü gücünden bir parçasını yitirerek zayıflar ama zayıf olan, ölecek duruma gelir.

Gösterişli bir vücut, iyi bir giyim kuşam, kişiye insanlık değeri kazandırmaz.

Sevgi karşılıklıdır.

İş becerme yeteneği bulunmayan kişi, düzenbazın kendisine yutturduğu şeyi kazanç sanır. 

Sevgi karşılıklıdır.

Elindekiler ile yetinmesini bilen kimse sıkıntı çekmez.

Gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amacına ulaşamaz.

Kötülük, kötülük yapılarak düzeltilmez ancak iyilik yapılarak ortadan kaldırılır.

Bazı kötü şeylerin gizlenmesi mümkün değildir.

Elverişli bir ortamda çoğalan şeyler, ortam elverişliliğini yitirince yok olur.

 Gerçek gereksinimler, avutucu, oyalayıcı şeylerle karşılanmaz.

Ticarette sadece kâr etmek düşünülmez, zarar da edilebilir.

 İnsanın sıkıntılı zamanı sürüp gitmez, arkasından iyi günler de gelir.

Ölüm gibi kötü haber çabuk yayılır.

İnsan başkalarından gelecek olan desteğe çok güvenmemelidir.

Bir şeye tam güvenmeyip ileride ne olacağı konusunda bilgi sahibi olunamadığı durumlarda kullanılan bir söz.

Özü bozuk olan şey, düzeltme çabalarıyla iyi duruma getirilemez.

Kardeşler ne kadar geçimsiz olsalar da kötü bir durumda birbirlerine yardım ederler.

Kardeş, kardeşe zarar gelmesini istemez ama onun kendisinden üstün durumda olmasını da kıskanır. 

Kendisine çok büyük kötülük de yapsa insan kardeşinden vazgeçemez.

Görgüsüz kişi, görgülü kişinin yaptığını yapmaya kalkışırsa beceremez, kendisinin doğal davranışını da yitirir, gülünç duruma düşer.

Bir kimse başkasına hizmet ediyorsa bunda kendisinin de çıkarı vardır.

Bir kadınla bir erkek, birbirlerine bağlandıklarını bildiren bir sözle karı koca olurlar, böyle bir bağın kalmadığını bildiren bir sözle de yabancı olurlar.

Kişi durumunun gereklerine aykırı taşkınlıklarda bulunursa artık düşecek demektir. 

Kişi çalışıp kazanabildiği zamanı boş geçirmemeli, çalışamayacağı günler için geçimini sağlayacak varlık edinmelidir.

Bir işi en uygun zamanı gelmeden yapma.

Bir kimseye en büyük kötülüğü kendisine çok yakın olanlar yapar. 

Bir kişi önemli bir kaybından dolayı çırpınıp kıvranırken başka bir kişi bu durumdan ne kadar çok yararlanabileceğini düşünür.

Gerçek gereksinimler, avutucu, oyalayıcı şeylerle karşılanmaz. 

 Büyük gereksinimlerde çok fedakârlık yapmak gerekir.

Sevdiği şeyden yoksun kalmak istemeyen kişi, onu sağlayacak araçları eli altında bulundurmalı ve bunun için gereken sıkıntılara katlanmalıdır.

 İçten içe, gizlice gelişen olaylar veya duygular bir yerde patlak verir.

Büyük çıkarlar beklenen durumlarda küçük fedakârlıklar yapılmalıdır.

Hiçbir iş karşılıksız yapılmaz.

Kazancı olmayan kişinin evinde yemek pişmez.

Sen başkasına kötülük yapma yolunu tutarsan başkası da sana kötülük yapma yolunu tutar.

 İnatçı ölse de inadından vazgeçmez.

Tehlikeler, zararlar olmasa her şey alabildiğine gelişir.

üyüklerin tuttuğu yol, küçüklere örnek olur.

Sakal, kişiye değer kazandırmaz.

Gözü doymayan hırslı insanlar küçük bir çıkar için bütün varlığını tehlikeye atar. 

Kişi, elde edemediği şeyi istemiyormuş, beğenmiyormuş gibi görünür.

Bir kimseye, kullanıp zarar vereceği, kendine mal edip ortadan kaldıracağı şey emanet edilmez.

 Uygunsuz iş yapan kişi, ne kadar kaçarsa kaçsın, gideceği yer bellidir, kısa zamanda yakayı ele verir.

Cezalandırılan kimse suçunun ne olduğunu bilmelidir ki o suçu bir daha işlemesin.

Saldırganlar istediklerini yapabilecek durumda olsalardı, zayıfları kolaylıkla ortadan kaldırır, bol bol çıkarlarını sağlarlardı.

Senden çekinen, korkan kişi, çok sıkıştırırsan sana karşı gelir.

Bir kimsenin herhangi bir eyleme girişeceği, o eyleme girişmesini zorunlu kılan durumlardan anlaşılır.

Ölürken mal veya para götürülmez.

Birçok gereksinimi varken gereksiz özenti ve gösterişle uğraşanlar için kullanılan bir söz.

Kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.

Bir kimse veya bir şey yok olduğunda değer kazanır.

Bir kişinin yanında, uzaktan da olsa onun kusurunu hatırlatabilecek sözler söylemekten çekinilmelidir.

Kişi, kendisinin yardıma muhtaç olduğu konuda başkasına yardım edemez.

Kendi işini halledemeyen kişiden aynı durum için yardım alınamaz.

Kişi yaşasın da elbet bir iş sahibi olur.

Kendi zararına kendisi neden olanın yakınmaya hakkı olmaz.

Ödeyecek paranız yoksa bir şey satın almaya girişmeyin.

Öfkeli, sert kimsenin zararı kendisinedir.

Çıkar sağladığı kimsenin hoşuna gidecek biçimde davranan dönek ve dalkavuk kimseler için kullanılan bir söz.

Malı, mülkü veya evladı olanlar kaygı ve tasadan uzak olamazlar.

Bir iş yapılırken veya yapıldıktan sonra kiminden para, kiminden dua alınabilir.

Herkes sattığı malı, kendi işini, tutumunu ve davranışını över.

İnsan, yapacağı işte başkasının yardımına güvenirse hayal kırıklığına uğrar.

 Bir kimsenin nasıl bir kişi olduğunu öğrenmek isteyen, arkadaşının kimliğine bakmalıdır.

Nasıl davranırsan öyle karşılık görürsün.

İyilik yapan iyilik, kötülük yapan kötülük bulur.

İnsanı iyi ve kötü yola sürükleyen arkadaşıdır.

Sert ve öfkeli kişi yanındakilere zarar vermez.

Kişi arkadaşlık ettiği kimseden etkilenir.

Avcılar bir av avlayabilmek için dağ demez, taş demez, günlerce taban teperler.

 Kırlangıç, bibere çok düşkün olduğundan onun ne kadar zararlı bir yaratık olduğunu ancak biberci bilir.

Kısa süre çalışılarak yapılan işten elde edilecek kazanç az olur.

Çalışmayanın kısmeti olmaz.

Tanrı bir şeyi size kısmet etmişse o mutlaka size gelir, kısmet etmemişse yapacak bir şey yoktur.

Kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır.

Kendisine kısmet verilmemiş olan yaratık, yararlanılacak şeyi elde etmek kolaylaştığı zaman, başka bir işle uğraştığı için bundan yoksun kalır.

Kişi ne kadar çabalarsa çabalasın alın yazısındaki şeye ulaşır.

Çocuğunu gerektiği gibi eğitmeyen, ileride çok pişman olur.

Kişiye kendi işi ve yakınlarının sorumluluğu ağır gelmez.

Hırsızlık malı, sahibinin göremeyeceği yer ve zamanda kullanılır.

Komşunuz size bir ikramda bulunur, bir şey armağan ederse siz de ona ikramda bulunmalı, armağan vermelisiniz.

Komşular en küçük şey için bile birbirlerine muhtaçtırlar.

İnsanların, çevresindekilerin kazancından yararlanma umudunu anlatan bir söz.

Başka bir kimsenin malı bize olduğundan daha değerli görünür.

Köpek bile yem yediği kaba saygılı davranırken insanın geçimini sağlayan yere, kendisine bu geçimi hazırlayan kimseye kötülük etmesi düşünülemez. 

Köpek bile kendisini besleyen yeri bilir, davranışlarıyla duygularını belli eder, insan da bundan ders almalı, gördüğü iyiliği unutmamalıdır.

Kişi ne kadar aşağılık olursa olsun, kendini benimseyip koruyana kötülük etmez.

Kişi, bir tehlike karşısında her yerden umudu kesilip kendine güvenmekten başka çare kalmadığını anlamadıkça kurtuluş yolunu bulamaz.

Edepsiz kimse ile uğraşmamak için onun bulunduğu yerden uzaklaşmak gerekir.

 Koruyucusuz kalan yere veya ülkeye düşman girer.

 Herkes dengiyle iş yapar.

İş yapmaya korkan tüccar, kendisini zarardan korur ancak kazanç da sağlayamaz.

Tehlikeli bir işe girişmektense o işin sağlayacağı kazançtan vazgeçmek daha iyidir.

Kişi korkmakla kendisine gelecek bir kötülüğü önleyemez.

 Değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler.

Hepsi bilgisiz olan bir çevrede azıcık bilgisi bulunan başa geçer.

Hepsi bilgisiz olan bir çevrede azıcık bilgisi bulunan başa geçer.

 Birtakım eksiklikleri bulunan bir kimsenin yanında ona eksikliğini sezdirip onu mutsuz edecek davranışlardan kaçınılmalıdır.

Kötü komşu kendisinden emanet olarak istenen şeyi vermez, emanet isteyen de gidip o şeyden satın alır.

İyiliğe karşı iyiliği herkes yapabilir, önemli olan kötülüğe karşı iyilik yapabilmektir.

Bir kişi önemli bir kaybından dolayı çırpınıp kıvranırken başka bir kişi bu durumdan ne kadar çok yararlanabileceğini düşünür.

Görevini yaparken gereken dikkati gösteren kişi, doğabilecek sorunları sezer.

Kimi insan, başkaları hakkında abartarak konuşmaya bayılır. (yetirmek: Ulaştırmak.)

Bir şeyin çok kıymetlisi bulunmazsa daha aşağı değerde olan kıymet ve itibar kazanır.

İstenilen nitelikteki şey bulunamadığında onun daha düşük nitelikte olanına da razı olunur.

İnsan yanılmamak için ne kadar dikkat ederse etsin yine yanılır.

Gereksinimler vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman karşılanmalıdır.

 Kötü niyetli kimselerin ortalıktaki karışıklıklardan yararlanırlar.

Güç ve yeteneğini yitiren insan, basit ve kendini bilmezlerce aşağılanır.

Bir kişi ne kadar kötü niyetli de olsa yakınlarına dokunmaz.

Kötü kimse yer yurt değiştirse de kötü huylarını değiştirmez.

Saldırgan biriyle karşılaşacak olan kişi, kendisini koruyacak önlemler almalıdır.

Ortağı güçlü ve hileci olan kimse ortağının kendisine vereceği işe yaramaz paya razı olmak zorundadır.

 İşe yaramaz da olsa her şeyin isteklisi bulunur.

Bir iş rastgele bir çabayla değil amaca doğru planlı bir biçimde yürümekle başarılır.

Bir gayret göstermeden, bir yatırım yapmadan yalnızca boş sözlerle başarı elde etmek mümkün değildir.

Boş sözlerle olumlu iş yapılamaz.

Beğenilmeyen tutumlarından dolayı cezalandırılan kişiler yanında suçsuzlar da suçlular gibi hırpalanırlar.

Kişi, kendi işi için zaten harcayacağı çabadan dolayı başkasından karşılık beklemez.

 Kimsenin uğramadığı ıssız ve sapa yer.

Öyle kişiler vardır ki acımadan en ağır işte kullanılır, öyle kişiler de vardır ki iş gördürmek şöyle dursun onlara hizmet edilir.

1. Yaradılışı bir şeyden yararlanmasına elverişli olmayan kişi ne kadar çabalasa o şeyden yararlanamaz. 2. Kişi en yakınından sağlayamadığı faydayı başkasından hiç sağlayamaz.

Ufak bir tıkırtıdan uyanacak kadar hafif uyuyan ve tetikte olan kimse evin bekçiliğini iyi yapıyor demektir.

 Elde edilmek istenen kimse, daha önce elde edilmiş kimse aracılığıyla tuzağa düşürülür.

Kusursuz kişi olmadığından, kendisine kusursuz bir dost arayan kimse aradığını bulamaz, dostsuz kalır.

Her iyi şeyin hoşa gitmeyen bir yönü, her güzelin kusurlu bir tarafı vardır.

Herkesin kendi yarattığı şey çirkin de olsa gözüne güzel görünür.

Bir kimsenin kendini övmesi ile gereken işte gereken sonuçlar alınmaz.

Karşılıklı konuşmalarda konuşma bir süre uzadığı zaman, sözden başka söze geçilmeye başlanır. Başlangıçta hiç düşünülmeyen konulara kadar söz uzar gider.

Bir konu hakkında sarfedilen sözler üzerinde iyice düşünülmelidir.

Şöyle yaparım, böyle yaparım demekle yapılması gereken iş yapılmaz.

Söz söylemek, işleri başarmaya yetseydi en iri sözler söylenerek en büyük işler başarılırdı.

Şakalar karşısındakini kırmayacak biçimde olmalıdır. Şaka yapan, karşısındakini çok iyi anlamalı, kırmadan, incitmeden şaka yapabilmelidir.

Sürekli olarak bir iş üzerinde durmayan, maymun iştahlı olan kişiye kimse güvenmez.

Aylak kişiler bütün günlerini orada burada boş laflar söyleyerek boşa geçirmiş olurlar.

Lodosun sonunda yağmur yağar.

Bir işin iyi sonuçlanması için gereken önem ve çalışma gösterilmelidir.

Bir kişiye armağanlar vermek, o kişinin ihtiyaçlarını karşıladığı için değil aradaki sevgiyi çoğalttığı için çok değerlidir.

: İnsan, yaşamı süresince güçlü makamlara gelebilir. Böyle makamlara gelince etrafındakilere böbürlenmemelidir. Çünkü gün gelecek,bu makamı bırakmak zorunda kalacaktır.

Hiç kimse, bulunduğu kamu hizmetinde ömrünün sonuna kadar kalamaz.

Mal insanı rahat ve huzurlu yaşattığı için dosttur. Aynı zamanda, zengin olmanın getirdiği tehditlerden dolayı düşmanıdır.

Malın insana yararı olduğu gibi zararı da vardır.

İnsanlar fazla kazanacağım diyerek sağlıklarını tehlikeye atmamalıdırlar. Kişi sağlıklı olursa mal kazanması, pek çok kazanması mümkündür. Ama sağlığını kaybederse mal da kazanamaz olur.

Can her şeyden kıymetlidir. Zorluklarla elde edilen mal da cana yakın değer taşır.

Bu dünya gelip geçicidir, mala mülke fazla değer vermemek gerekir.

Zengin olmak, insanların kusurlarını görmezden gelmelerine yardımcı olur.

Zenginlik, kişinin ayıplarını, kusurlarını kapatır.

Malından çok ürün alan kişinin adı her yerde anılır. 

Kişinin, yiyemediği malının bir değeri yoktur.

Çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir.

Züğürt kimse parası olmadığı için zorluk içindedir. Parasını yiyemeyen kimseler ise paraları olduğu halde bu yokluğu çekenlerdir.

Züğürt, yokluk içinde bulunduğundan yiyemez, varlık içinde olduğu hâlde yiyemeyen de bunun gibidir.

Mart ayında havalar sık sık değiştiği için insan kendisini koruyamaz ve hasta olur.

Kış ile ilkbahar arasındaki geçiş dönemi olduğu için insanlar hastalıklara daha kolay yakalanırlar.

Kış hastalıkları, mart sona ermedikçe bitmez.

Mart ayındaki şiddetli soğuklarda insanlar ellerine geçen her şeyi yakmak zorunda kalırlar.

Herkes, ortam ve koşulların işine uygun olmasını bekler veya ister.

Kara kışta kar yağar, martta yağış olmaz, nisanda da çok yağmur yağarsa o yıl bol ürün alınır; çiftçinin yüzü güler.

Başka birine yaptırabileceğin tehlikeli işe kendin girişme.

Çok para kazanabilmek için az da olsa elde bir sermaye olması gerekir.

Zulüm gören kimsenin bedduası tutar.

Zulüm gören kimsenin bedduası tutar.

Bir şey yapmaya azmeden ve ona dört elle sarılan kişi, kesinlikle başarıya ulaşır. 

En yüksek mevkiye yavaş yavaş yükselerek çıkılır.

Kimi kişiler, kendilerine acıyıp iyilik edenlerin başını derde sokarlar veya bu iyiliği kötüye kullanırlar.

Birbiriyle ilişkileri bulunan iki kişinin iyi geçinebilmeleri için yalnızca birinin iyi olması yetmez.

Bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimseler kıskanılır, eleştirilir ve işlerini yapmaları zorlaştırılır.

Bilgili, hünerli, işinde başarılı olan kimselere genellikle sataşılır.

Kişi, geçmişteki atalarıyla değil, ancak kendi değeri ile övünebilir.

Doğru görünen nice kişiler vardır ki içyüzlerini bilenlerden nasıl düzenbaz oldukları öğrenilir.

Kolay kolay gizlenemeyecek denli büyük bir suç işleyen kişi, bunun ortaya çıkmaması için gereken önlemleri daha önce alır.

Değerli, önemli hiçbir iş yapmamış olanlar, yapılmış olan büyük, önemli işleri kendiliğinden oluvermiş sanırlar.

Miras, alabildiği takdirde mirasçının hakkıdır.

Devlet malını kendine mal etmek çok zordur. Birçok engeller buna olanak vermez. Verse de bu mal rahatça kullanılamaz ve günün birinde hesabı sorulur.

Konuk; yemek, gezmek, eğlenmek, yatmak vb. konularda ev sahibinin çizdiği programa uymak zorundadır.

Ev sahibi konuğu yük saymaz. Konuğun geldiği evde ya yiyecek bulunur ya da beklenmedik bir yerden o sırada yiyecek gelir. Misafirin kısmetini Tanrı’nın göndermiş olduğuna inanılır.

Tanrı, konuğun yediğinden kat kat fazlasını, konuk ağırlıyor diye, ev sahibine verir.

Konuk, ev sahibinin kendisine çok şeyler ikram etmesini bekleyebilir ama ev sahibi ancak evinde olanları ikram edebilir.

Konuk, ne denli gerçekleşebileceğini düşünmeden ev sahibinin kendisine çok şeyler ikram edeceğini umar. Ama bakar ki sofrada umdukları yok.

Kendisinin ağırlanması gereken yüzsüz konuk, ev sahibine yol gösterir gibi ağırlama işini üzerine alır.

Değerli kişi, nerede olsa varlığını gösterir.

İki kişi arasında uzlaştırıcılık yapan kimse anlaşmaları kolay olsun diye bir taraf lehine, öbür taraf aleyhine bol keseden fedakârlıkta bulunur. (miyancı: Aracı)

Herkesin gözü önündeki gerçekler örtbas edilemez.

Birçok kimse, bedava bulunca yenmeyecek şeyleri yer; işe yaramayan şeyleri alır.

Bir konuda yetkili kim ise onun sözü geçer.

Bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz.

Güzelin yoluna baş koyanların ortaya çıkması için o güzelin görünmesi gerekir.

Yardımseverliğin ölçüsü olmaz.

Cömert olmayan, iyilik yapmaktan hoşlanmayan biri, içinde yaşadığı toplum için bir değer taşımaz.

Bir işin bütününü istemeyen kimseler, o işin ayrıntıları ile hiç ilgilenmezler.

Tembel, kendisine buyurulan işi yapmamak için ya onun yapılmasına ihtiyaç bulunmadığını söyler ya da buyurulan biçimde değil, kendisinin işine gelen biçimde yapmayı önerir.

Tembel kimseler kendisine söylenen işi başka türlü yorumlayıp, bu yorum üstüne fikirler ileri sürerek o görevi yapmak istemezler veya kendisine önerilen işi başka bir biçimde yapmayı öğrenirler.

Tuttuğum bir taraf yok ki ona saldıranların karşısında olayım.

Sen başkaları için iyi şeyler dile ve yap ki başkaları da senin için iyi şeyler dilesin, yapsın.

Kişi çok çalışırsa gelecek günleri de başarılı olur. Kazancı bol olur. Az çalışırsa kazancı, başarısı da az olur.

Kişiler çevrelerine nasıl davranırlarsa öyle cevap alırlar.

İçinde yaşadığımız toplum çok hızlı değişiyor. Biz bu toplumda bulunduğumuz ortamdan çok değişik ortamlara geldik. Bundan sonra da nerelere geleceğimiz, neler olacağı belli değil.

Her konuda tedbirli ve ihtiyatlı olmak büyük yarar sağlar ancak tedbirli ve ihtiyatlı olursak tehlikeleri kolaylıkla başımızdan kovabiliriz.

Esas olan başarının niteliğinden çok devamlılığıdır.

İnsan en yakın akrabalarından bile yardım istemeyerek kendi imkânlarıyla yetinmelidir.

Gücün yetmediği işe kalkışılmamalı, kalkışılırsa da başkalarından medet umulmamalıdır.

İki taraf da gücendirilmesin veya korunsun.

İnsanlar yaşamları boyunca daima iyilik yapmalıdır. Bu iyiliklerin karşılığı, bir gün mutlaka sahibini bulacaktır.

 İnsan ne kendinden ne de sevdiklerinden kolay kolay vazgeçemez.

Olumlu veya olumsuz konularda aşırıya kaçmak seni zor durumda bırakır; ne büyük ceza görecek kadar atılgan, dikbaşlı ol ne de herkes seni ezecek kadar yumuşak başlı ol.

Başarabileceğinize eminseniz büyük işlere girişiniz.

Kişiler arasında anlaşma, duygu ve düşünce birliği olursa orada huzur, güven ve düzen olur.

Çalışmanın çok olduğu yerde, bu çalışmaların sonucu olan ürünler de çok olur.

Konuşulan bir gerçeğin açıklığını ve tartışma götürmezliğini anlatmak için söylenen bir söz.

Nikâh evlenenleri sevgi bağıyla bağlar.

Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir, mayıs yağmuru ise başakların dolgunlaşmasını sağlar. 

Nisan da yağan yağmur ürünleri bereketli kılar, çiftçiyi zengin eder.

Bir işe başlarken iyi niyetle hareket edilirse sonuç ta iyi olur.

Ödünç verilirken veren de alan da güler yüzlüdür, mutludur. Ödünç alınan geri verilirken ise durum değişiktir. Para veren kimse de parasını zamanında alamazsa tarafların arası çok çabuk bozulur.

Bütün insanlar kendi işlerine yarayan şeylerle çok yakından ilgilenirler.

İnsan sinirlendiği zaman bağırır çağırır, rahatlar.

 Kişi, öfkeli zamanında duygusunun etkisi altındadır. İyi düşünemez; yaptığı taşkınca işin nasıl bir sonuç doğuracağını hesap edemez. Sonunda bu ölçüsüz, yanlış davranışının zararını görür.

Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Sonuçları önceden tasarlanamaz.

Eve gelin geldikten sonra oğlanın anası kapı dışarı edilecek gibi görülür. Kızın anası ise baş köşeye oturtulur.

Oğlan çocuğu genlerin tesiri ile dayıya, kız ise halaya çeker, onun hareket ve tavırlarını alır. (Halk arasında yapılan bir yorumdur)

Oğlan çocuğun yüzü de, huyu da dayısına, kız çocuğununki ise halasına benzer.

Ana-baba özveriyle çocuk yetiştirirler. Ancak çocukların kendilerine pek yardımı olmaz.

Doğacak çocuğun oğlan olması istenir. Kız olması istenmez. Onun için oğlan doğuran ana sevinir; kız doğuran ana üzülür.

Doğacak çocuğun oğlan olması istenir. Kız olması istenmez. Onun için oğlan doğuran ana sevinir; kız doğuran ana üzülür.

Çocuk büyütmek, evi yönetmek hep annenin görevi olduğundan anne olmak kolay iş değildir.

Kişinin torunu oğlundan olursa oğul balı diyerek ,kız evlattan olursa bahçe gülü diyerek sevinir.

 Çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendisi kazanır; akılsızsa babası ne kadar çok mal bırakırsa bıraksın, değerini bilmez ve onu kısa zamanda bitirir.

Bir kimse evladına emredip birçok şey yaptırır ancak onun gönlüne hükmedemez.

Bir koruyanı, kollayanı olmayan kimseler her işlerini kendileri yapmak zorundadır.

İşleri ters giden kimsesiz kişinin yüzü gülmez, yüzünü güldürecek bir durum ortaya çıksa bile bu bir yanlışlıktan dolayıdır.

Talihsiz kimse bir şeyden yararlanmaya kalkışsa karşısına akla gelmedik engeller çıkar.

Koruyanı, yardım edeni bulunmayan kişi, işini kendi başına görmek zorunda kalır.

İki ortak veya taraf arasındaki yakınlığın dayandığı sebep yok olduğunda bu yakınlık da çözülür.

Çalışmanın önemini kavramak için aç kalmak gerekmez.

Meşgul olduğu iş,kişiye yük olmaz. Onları yaşamının bir parçası olarak kabul eder.

İnsanın alnına yazılmış olan şeyler önlenemez.

İnsanların yaşam boyu karşılaşacakları ne varsa doğarken belli olur ama kişi bunu bilmez. Başımıza gelen ve elimizde olmayan sebeplerle oluşan olaylara çok üzülmemek gerekir.

Zengin, giyinir, kuşanır, istediği gibi yaşar; fakirse yoksulluğun acısını çeker.

Hayatta hiç ummadığımız olaylar, en şaşırtıcı biçimde karşımıza çıkabilir.

Çok kötülüğe uğramış, desteği ve yardım edeni bulunmayan kişi için söylenen bir söz.

Her şeyini kaybetmiş olan kişinin düşmanına bir şey kaptırmaktan korkusu olmaz.

Şu iş şöyle olsa, bu iş böyle olsa diyerek istediğimiz sonuca varamayız, elde etmek istediğimiz sonucu istekle değil çalışmakla gerçekleştirmeliyiz

Şu iş şöyle olsa, bu iş böyle olsa diyerek istediğimiz sonuca varamayız, elde etmek istediğimiz sonucu istekle değil çalışmakla gerçekleştirmeliyiz.

Ölümün olağan olması gibi mirasın da paylaşılması olağandır.

İnsanlar malını ve zamanını, varlığını düşünerek kullanmalıdır, geleceğini düşünmelidir.

Her insan bir gün öleceğini bilmeli, sonu gelmez istekler peşinde koşmamalı, davranışlarını, işlerini bu bilinçle düzene koymalıdır.

Ölüm dışında, çaresiz gibi görünen her güç işin bir çıkar yolu vardır.

Düşmanların ölümünden sevinç duymak insanlığa yakışmaz.

Küçük bir zarara uğramayı kabul etmezse çok büyük bir zarara uğrayacağını anlayan kimse, bu küçük zarara katlanır.

Çocuğun öldüğünde iyi anılması, yaşarken de beğenilir bir kişi olması için anne baba çocuklarının eğitimine çok önem vermelidir.

Bir ailede büyükler nasıl bir yaşam içindelerse çocuklar da benzer bir hayat sürdürürler.

Davranışlarına dikkat etmeyen kişinin attığı her yanlış adım, saygınlığının biraz daha azalmasına neden olur.

İnsanlar bencildir, önce kendilerini, sonra yakınlarını düşünürler.

Başkasına zararı dokunacak bir davranışı yapmadan önce iyi düşün, kendi kendini eleştir.

Amacını gerçekleştirmesi mümkün olmayan kişinin karşısına, hatır ve hayale gelmeyen ve yenilemeyen engeller çıkar.

Zamanında olduğunda büyük yarar sağlayacak bir durum, zamanı geçtikten sonra gerçekleşirse zarar bile verebilir. 

 Bir işi yapmaya niyeti olmayan, istek duymayan kişi, bunu davranışlarıyla belli eder.

Hürmet gösterilmesi gereken kişilere saygısızlık etmek hatadır.

İyi bir ortamda çıkarcılar bulunabilir, bulunması doğaldır.

Kişinin malı çok ama bunlar ortak malıysa yalnız kendisine ait azıcık malı bulunması daha iyidir.

İşlerimizin başarılı olması için kendimize ayırdığımız zaman çok olmamalıdır. İşlerimize ne kadar ağırlık verirsek o kadar başarılı oluruz.

Bir kimsenin hakkında tam olarak bilgi sahibi olmak istenirse o kimsenin soyunu sopunu çok iyi incelemek gerekir.

Bir ağızdan çıkan söz, başkalarının ağzına geçer, her tarafa yayılır.

Hiçbir nimet zahmet çekilmeden, özveriye katlanılmadan elde edilemez.

Kendisinden çekinilen kimsenin yüzüne karsı kimse ağız açmaz da en güçlü kimsenin bile arkasından herkes düşmanlık gösterilerinde bulunur.

Uzun yılların tecrübesine dayanılarak elde edilen sonuçlara göre meşe ağaçlarında palamudun çok olması kışın erken geleceğini gösterir.

Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru değildir. O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz. Bunun için insanları usandırmayacak bir yöntem izlemekte yarar vardır.

1. Bir insanı hep aynı hileyle kandıramazsın. 2. İnsan zaman zaman değişiklik ister. 3. Her zaman aynı fırsat ele geçmez.

İnsanlar bütün ömürlerini paraya bağlamamalıdırlar.

Para bütün toplumlarda dikkati çeken bir araçtır. İman ise tanrı ile kul arasında olduğu için başkalarının bilmesine gerek yoktur. Söylenilmesi de acayiplik yaratır.

Kimin ne kadar parası bulunduğunu, kimin ne kadar Tanrı’ya yakın olduğunu kimse bilemez.

Kişi, kendisinden para isteyen kimseden artık uzak durmak ister.

Elde para bulunursa onunla yeni paralar kazanılır.

Her işin karşılığı anında ödenmelidir.

Tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir.

Yapmak istediğin işi yapabildinse bu uğurda harcadığın paralara acıma. Çünkü para, istediğin şeyi yapmak içindir.

Çok alışveris yapan, bol bahşiş veren kisi, parasından yararlananlardan büyük saygı görür.

Zengin olana herkes hizmet eder, fakir olana ise kimse yüz vermez.

Yapmak istediğin isi yapabildiysen bu uğurda harcadığın paralara acıma. Çünkü para, istediğin şeyi yapmak içindir.

Para çekicidir ve geri çevrilemez.

Parasını esirgemeyen, cömert kimseyi herkes el üstünde tutar.

Parasını veren kimse, istediği şeyi elde eder.

Elindeki parayı çarçur etmeyip tutmasını bilmek, herkesin yapamayacağı zor bir iştir.

Pazara götürüp satmak istediğimiz mala verilen ilk fiyat en iyi fiyattır.

Bir kimse, maddi alanda olsun, manevi alanda olsun, yeteneğinin ölçüsünü bilmeli, sınırı aşan davranışlarda bulunmamalıdır.

Çok uysal olursan ezilirsin. Hep dik başlı olursan yalnız kalır, herkesi karşında bulursun. Hüner, gerektiğinde uysal, gerektiğinde sert olmayı bilmektir.

Malı güzel olan kimse için müşteri kaygısı yoktur, onun malına uzak yerlerden bile istekli çıkar.

Bir işin nasıl sonuçlanacağı, işin bugünkü durumundan belli olur.

Bir şey yapmak, bir şeyden yararlanmak isteyen kişi, bunun için gereken aracı eli altında bulundurmalıdır.

Bir işe girişmek isteyen kimseler o iş için gerekenleri yanlarında bulundurmak zorundadırlar.

Kişi, bir olayın sonuçlanması için elinden gelen gayreti göstermelidir.

Güzel ve zengin olan kimseler her zaman ilgi görürler. El üstünde tutulurlar.

Yaşayan her kişinin az veya çok kendine göre bir derdi, sıkıntısı mutlak bulunur.

Herkesin bir sıkıntısı vardır, bu sıkıntılar ancak ölümle biter.

Bir sözün yalan olduğu, bir ödevin yapılmadığı bir süre sonra gerçekleşen olaylarla anlaşılır.

Hayatta her zaman doğru olmalı, doğru davranılmalıdır. Yalan söylemek, belki bir zaman için etrafımızdaki kandırmamıza neden olur. Ama gelişen olaylar, söylenen yalanı bir gün mutlak surette açığa çıkartır.

Rençberin büyük emek harcayarak kazandığını, tüccar küçük bir ticaret oyunu ile kazanır.

Doğru yoldan ayrılan ve şerefini rüşvet için feda eden kişiden her kötülüğü beklemek gerekmektedir.

Etrafında bulunanlara her zaman kötülük yapan kimseler sonunda mutlaka büyük kötülüklerle karşılaşırlar

Meydana gelmiş hiçbir olay sebepsiz değildir.

Bilgi, beceri, fizikî güç gibi yönlerden kendisinden üstün olanlarla mücadeleye giren bir kimse bu mücadelede yenik düşer, birtakım kayıplara uğrar.

Kendi gücünün üstünde bir güç ile uğraşmak isteyen kimseler sonunda kendileri ziyanlı çıkarlar.

Genel gidişe ayak direten boşuna çaba harcamış olur, bir yere varamaz.

Rüzgârlı havada kuytu bir yer, yağmurlu bir havada da uyku tercih edilir.

Rüzgarda kuytu bir yer bulmak rahatlıktır.

Sabahlar güçlü başlangıçlardır. Verimlili için günün bu saatlerini değerlendirmek gereklidir.

Sabah olsun, o vakte kadar iş belki düzelir.

Bir işe başladığı zaman beceriksizliği görülen kişinin bu durumu sonuna kadar sürer.

Sabahleyin gökyüzünde görülen kızıllık, o akşam havanın kış gibi olacağını, akşam görülen kızıllık ise ertesi sabah havanın güze döneceğini belirtir.

Bir konuda sıkıntılı günlere katlanmak zordur. Ama dayanıldığı takdirde sonuçları güzeldir.

Beklemesini bilen kimse sonunda amacına ulaşır.

Sabırlı olan kişiler, isteklerine kavuşurlar. Sabır ile mücadele edildiğinde başarı mutlaka bizim olacaktır.

Bir işi yaparken acele etmez, sabrederseniz hayırlı sonuçlara varırsınız.

Karşılaştığı bütün zorluklardan hemen yılıp kaçmayan, sabretmesini bilen kimselerin işleri sonunda başarıya ulaşırlar.

Keyifli insanların saçları, sıkıntıda olanların tırnakları uzar. (yaygın bir halk görüşü)

Konunun nasıl olduğunu sormaya gerek yoktur. Çok geçmeden bitecektir anlamında kullanılır.

İnsanlara babasından mal kalır. Ama bu, kişinin o malı iyi kullanacağını göstermez. Hazır yemeye başlanırsa tez zamanda tükenir, biter. Kişi kendine, kendi emeğine güvenmelidir.

Candan dost akrabadan daha hayırlı olur.

 Sağlam insan durup dururken yatmak istemez eğer istiyorsa hasta olduğu düşünülmelidir.

Çıkar sağlamaya yardım eden kimseye veya şeye zarar gelmemesine dikkat edilmelidir.

Herkesin işitip öğrendiği şey, dikkatsiz kimse için bir daha söylenmez.

Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler.

Sağlıktan büyük zenginlik olmaz.

Her işi yapmanın bir yöntemi vardır.

Küçük şeyleri elde etmek için yeterli olan araçla, büyük şeyler elde edilemez.

Küçük olmak güçsüz olmak demek değildir, kendilerinden büyük olandan daha güçlü olan küçükler de vardır

İnsanlar fiziki görünüşlerine göre değil, yaradılış özelliklerine göre davranırlar. Görünüşü küçük olan kişi, her zaman güçsüz olarak görülmemelidir.

Küçük olmak güçsüz olmak demek değildir, kendilerinden büyük olandan daha güçlü olan küçükler de vardır.

Gelir gidere denk değilse durumu düzene koymaya çalışan kişi durumu düzeltmek için fazla bir şey yapamaz

Sakal, kişiye değer kazandırmaz.

Üzerine çok düşülen şeyler genellikle kazaya veya zarara uğrar.

Gereksiz görülen şey ileride gerekli olabilir.

Kötülük yapan kimselere iyilik yapmak insanlık kuralıdır.

Kişi kendi işini kendisi yapmalıdır.

Sanat bir kimsenin bir işi en iyi bir biçimde her yerde ve şartta yapmasıdır.

Kişi tek başına ne kadar çalışırsa çalışsın işin inceliklerini bir bilenden öğrenirse o işi daha çabuk ve kolay yapabilir.

İşini küçümseyen kişi istediği gibi para kazanamaz ve sonunda dilenci olur.

İnsanlar kötü yanlarını kolay kolay belli etmezler, haklarında yargıda bulunmakta acele edilmemelidir.

Küçük sakıncalarını düşünerek bir işe girişmeyen kişi, o işin kazançlarından yoksun kalır.

Gerekli olanın niceliğinden çok niteliği önemlidir.

Anlaşan kimselerin birbirlerinden saklısı gizlisi yoktur, başkasıyla böyle bir yakınlık kuramamış olan tek başına kendi yaşantısı içinde kalır.

Kötü bir iş yapmadım ki sonucundan korkayım, sorumlu olayım.

Başkalarının görev ve yetkilerine karışmak ahmaklıktır.

Her iş, bir düşünce ile, bir plan ile yapılmalıdır. Ne yaptığını iyi bilmeyen kimseler, giriştikleri işlerde akılcı yollardan ayrılırlar.

İşe yaramaz sandığın bir malı satılığa çıkarırsan akla gelmeyen yerlerden onu arayanlar gelir.

Sevgi karşılıklı olur, sen beni seversen ben de seni severim.

Bir işin yapılması veya gerçekleşmesi için konulmuş olan belli bir süre çabucak geçer.

Miktarı saptanarak bir kimseye teslim edilmiş olan eşya iyi korunur.

Kılavuz ve yardımcı olmadan hiçbir iş başarılamaz.

Geçici durumlara güvenmek doğru değildir.

Emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider.

Küçük bir ilgi gösterdik, üzerimize büyük bir iş yüklendik.

Kolay ve emeksiz kazanılan şeyler elden kolay çıkar.

Doğal yıkımlara karşı önlem alınır ama söyledikleri yalan yanlış olanı susturmaya kimsenin gücü yetmez.

Herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saymazsa ortadaki işi kim yapar?

Herkes kendisini buyurucu durumda görür, iş yapmakla yükümlü saymazsa ortadaki işi kim yapar?

Sen dost kazanmanın yoluna bak, düşman kolay kazanılır.

İki insan arasındaki beraberliğin sağlıklı yürüyebilmesi, anlaşma koşullarının her iki taraf için de eşit olmasıyla sağlanır, bu denge kurulamazsa yönetim güçlü olan tarafa geçer, hep onun dediği olur. 

Kötü olan işlerin üzerinde çalışmalı, o işi iyiye çevirmelidir. İyi olan işleri hemen sonuçlandırmak gereklidir.

Tehlikeleri gözde büyüterek işe girişmekte çekingen davrananlar amaçlarına ulaşamazlar.

Kanunların uygun gördüğü cezaya katlanmak gerekir.

Dikbaşlı olanlar, davranışlarının cezasını görürler, hatta bu davranışları hayatlarına bile mal olabilir

Sevgi karşılıklı olur, sen beni seversen ben de seni severim.

Başta insanı mutlu eden duygusal ilişkiler zamanla körelir ve sonuçta acı veren birer anıya dönüşür.

Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkartıp ölüme kadar sürükleyebilir ama ölümün eşiğinde onu kaderiyle baş başa bırakır.

Kurnaz ve hileci kimse ile ortaklık eden kişi hilenin en büyük kurbanı olur.

Hilekar, sorumsuz kimselerle ortak olanlar, yapılan işin zararını yüklenirler.

Söylenen, konuşulan her olay daha önceki başka bir olaydan kaynaklıdır.

Önemsiz, küçük gibi görünen bir şey kötü ve olumsuz bir izlenim yaratır.

İşini bilen kişi, yararlanacağı kimseyi bilir.

İnsan kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır. 

Bir sır en yakın dosta bile söylenmemelidir.

Bir iş yapılırken ne kadar güçlük çekildiğini, o işi başarmış olan bilir; başarılmış olan bu işten yararlanan bilmez.

Ünlü olmak birçok sıkıntıyı da beraberinde getirir.

İş işten geçtikten sonra pişman olmanın yararı yoktur.

Bir işte geç kalan istediği şeyi elde edemez.

Kişi yaşlandıktan sonra gelen zenginlik işe yaramaz.

 İnsan sora sora çok uzak yerleri bile bulur.

Bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir; sormayan ise güçlükler içinde yuvarlanır gider.

Bir kişinin nasıl bir insan olduğu konuşmasından belli olur, soyunu sopunu öğrenmeye gerek yoktur.

İçinden geleni söyleyen bir kişinin sözlerine inanmak istediğimiz için bu sözleri ona Tanrı söyletiyor diye düşünürüz.

Susmak bazen konuşmaktan daha iyi sonuç verir.

Bir konu üzerinde konuşulurken ilgisi dolayısıyla söz başka bir konuya geçer, sohbet uzar, gider.

Söylediklerin bir kulağından girip öbür kulağından çıkan kimseye nefes tüketme.

Kişi, fırsattan yararlanmalı; geliri bol olduğu zaman ilerisi için para biriktirmeye, mal mülk edinmeye bakmalıdır.

Daha önce bize yararı dokunmuş olan güzel bir durum, bugün bulunmasa bile yarın yine ortaya çıkar.

Bir konu, türlü çekişmelerden sonra aydınlığa kavuşur, yoluna girer.

Düşman olsa bile su içen kimseye dokunulmamalıdır.

1. Temel bir ihtiyaç olan su önce küçüğe verilir, konuşmaya ise ilk önce büyükler başlar. 2. Her şeyin bir sırası vardır; kişiler bu sıralamada yaşlarına, kültürlerine vb. özelliklerine göre yer alırlar.

Bir kişi amaç edindiği işte kazaya uğrar.

Bir şeyi yapma isteği ve gücü bulunan kimse, uygun bir çalışma yönü ve alanı bulur.

 Hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez.

Arkadaşların yardımıyla yapılan veya bir amaç uğruna topluca girişilen bir işten ayrılanlar zarara uğrarlar.

Zor bir işe giren onun bütün sıkıntılarıyla karşılaşabilir.

Kişinin küçükken edindiği huy, ölünceye değin sürer.

Bir olaydan gerekli dersi alan, sonra uyanık davranır.

Duygu ve düşüncelerini açığa vurmayan sessiz insan yavaş akan derin su gibi tehlikelidir.

Birinin yakınlarına gösterdiği sert davranış onun iyiliği içindir.

İnsanlar, ileride başarılı olmasını istedikleri kişileri kıyasıya çalıştırırlar.

Tabancayı, sinirli olunan durumlarda lüzumsuz yere kullanmak sahibinin başına dert açar. Ama tabanca; taşıyan kişinin belinde iken çok kimse bu durumdan ürker.

Düşündüğünü uygulaması nasip olmayacak kişinin karşısına, hatıra hayale gelmeyen engeller çıkar.

Kirli işler yaparak çıkar sağlayan kişi, buna elverişli olan durum sona erince sersemleşir, hiçbir iş yapamaz.

Hayal kurmakla sorunlar çözümlenemez. Esas problem, düşleri uygulama alanına sokmaktır.

Tarla ve bağ alırken yerlerine dikkat edilmelidir.

Kendini işe vermeyenden, bir iş üretmeyenden hayır gelmez.

Çiftçinin toprağı suya ne kadar yakınsa değeri o kadar çok olur; bakımı, ürünün güvenliği ve eve kolay taşınabilmesi bakımından toprağın eve yakın olması daha da önemlidir.

Elinizde tarlanın tapusunun olması o tarlaya sahip olduğunuzu göstermez, onu ekip biçebiliyorsanız asıl o zaman o tarla sizin demektir.

İnsanın değeri bulunduğu çevrede iyi bilinir.

Çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.

 İşi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla sürekli ve büyük bir iş yürütülemez.

Yapacağı işi çok iyi bilen kimselere başkalarının yardım etmesi gerekmez.

Gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.

Gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.

 Güzel bir konuşmayı dinlemeyi herkes sever, sıkıcı bir konuşma dinlemek zorunda kalanlar, sıkıldıklarını belli etmekten kendilerini alamazlar.

Sonunu düşünmeden hoşlandığı şeyleri yapan kişi bir süre sonra bunun sıkıntısını çeker.

İşe yaramayan nesneyi küçük çabalarla bir şeye benzetmek boş olduğu gibi aptal kişiyi de sözle akıllandırmak imkânsızdır.

Önemsiz kişi, önemli kişiye küsse önemli kişinin umurunda bile olmaz.

Akıllı işçi, beceremeyeceği yönetim işine el atmaz.

Hayatına giren yeni şeyler, yeni dostlar kişiye hoş görünür.

Kişi bulunduğu yerde yeni kimselerle tanışırsa rahatlar.

Başarıya ulaşmak için birlik olmak gerek.

Gereken koşullarla donanıp güçlenmeyen kişi amacına ulaşamaz.

Sonucu kötü çıktıktan sonra bir davranış üzerine akıl öğreten çok bulunur.

 Bir şeyi elde etmek için bazı sıkıntılara katlanmak gerekir.

Tembel, kapısının örtülmesini bile rüzgârdan bekler.

Tembel, kendisine buyurulan işi yapmamak için ya onun yapılmasına ihtiyaç bulunmadığını söyler ya da buyurulan biçimde değil, kendisinin işine gelen biçimde yapmayı önerir.

Hoşa gitmeyen herhangi bir nitelik yönünden birbiriyle benzeşen iki kişi bir araya gelmiş.

Her şeyin bir ölçüsü ve zamanı vardır.

İnsanlar başkalarına yaptıkları hizmetleri kendilerine yapamazlar.

Kişi, olumsuz yanlarını gizlemeyi bilir.

Rahat görünen öyle işler vardır ki onunla uğraşanların dinlenmesi, kimileri için yorucu olan davranışlarla olur

Yeri geldiği zaman çirkin, kaba bir benzetme ile anlatıma daha etkili bir hava verilmesi saygısızca bir davranış değildir, kimse bundan alınmamalıdır.

Zarar da etse varlıklı bir kimse büsbütün yoksul kalmaz.

Teyze, bir kimseye annesi gibi sevgi, şefkat gösterir, onunla yakından ilgilenir.

Bir gerçeği anlatıncaya kadar çoğu kez başa gelmedik şey kalmaz.

Bir kişi ne kadar farklı yerlerde yaşarsa yaşasın, ne kadar farklı işlerle uğraşırsa uğraşsın, bağlı bulunduğu çevreye veya işe dönmek zorunda kalır.

Bir kimseye çok özlediği hâlde elde edemediği bir şeyi ister misin? diye sorulmaz.

Hiç kimse başkasından yardım beklememeli; kendisinin olanakları varsa bir işe girişmeli, yoksa girişmemelidir.

Varlıklı olan, yoksulun ne denli sıkıntı içinde bulunduğunu bilmez.

Karnı tok olanlara yemek beğendirmek kolay değildir.

Tok karnına yemek yemek, sağlık için çok zararlıdır.

Kötü insanlarla düşüp kalkanlar, onlardan kötü huy kaparlar.

İşini yapması gerektiği biçimde yapan kişi, çalışmasının verimlerinden yararlanır.

Türk ihtiyarlığında bile genç gibi kılıç kullanır.

Suçu ispatlanamayan, yakayı ele vermeyen hırsız, böyle bir suç işlemesi düşünülmeyen kimselerle dürüstlük yarışı içinde olabilir.

İyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişinin sonu iyi olmaz.

Kasım ayının sekizinden sonra üç defa elli gün sayılırsa nisan ayına, yani havaların ısındığı aya girilmiş olunur. Soğuklar biter.

Bir yerden bir yere taşınma zahmetli ve ziyanlı bir iştir.

Yaşam kavgası vermeyi bilen ne yapar yapar rızkını çıkarır.

Gerekli koşullarını yerine getirmeden bir işe başlayan kişi olumlu sonuç alamaz.

Ucuz olan mal çabuk eskir, pahalıya alınmış gibi olur.

Ucuza mal olan şeyler niteliksizdir.

Ucuz mallar genellikle kalitesizdirler. Kısa bir zaman sonra kullanılamaz hale gelirler. Bunun için o mal bize daha da pahalıya gelmiş olur.

Çok yalan söyleyen veya olayları abartan kişilere inandırıcı olmadığını belirtmek için söylenen bir söz.

Tecrübeli kimselerin sözlerini dinlemeyip kendi kafası doğrultusunda giden kimseler sonunda büyük zararlara uğrarlar. Sıkıntı ve dertten kurtulamazlar.

Büyüklerin verdiği her öğüt yaşadıkları veya tanık oldukları bir olaya dayanır, bir büyüğün kulak ardı ettiğimiz sözünün önemini, başımız derde girip sızlanmaya başladığımız zaman anlarız.

İnsan kendinden büyüklere her zaman hürmet etmelidir.

Dış görünüşe bakılıp verilen kararlar, bazen büyük hatalara yol açabilirler.

Fakir olan kimseler, kısa süre sonra durumlarının değişeceğini düşünerek avunurlar.

Bir toplulukta nasıl davranılması gerektiğini bilmeyen kimseler, kendileriyle birlikte başkalarının da başına dert açarlar.

Bağırıp çağırarak başkalarını korkutmak isteyen kimseden zarar gelmez.

Çocuk kendisine ısmarlanan işi yapamayacağından işi buyuran kimsenin onun arkasından gitmesi gerekir.

İnsan bir varlık elde etmek istiyorsa tembel tembel oturmamalıdır.

İşini iyi bilen kişiye zorlama gerekmez.

Sanatkar kimseler bir çok kişinin yapamadığı bir işi çok kısa bir sürede küçük bir hareketle yapıverirler.

Taraflar birbirine ne denli yakın da olsalar bir alışverişte açıkça konuşup anlaşmaları gerekir, ayıp olur kaygısıyla başta değinilmeyen konular yüzünden sonradan araya soğukluk, kırgınlık girer.

Bir çocuk ne denli sevilse, ilgi görse de öz annesindeki şefkati üvey annesinde bulamaz, üvey anne öz annenin yerini dolduramaz. 

Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir. Olup bitenden haberi olmaz.

Kimseye zararı dokunmayan kimseleri kızdırmak, başkalarının zarar görmesine yol açabilir.

Zaman alacak işler aceleye getirilmemelidir.

Özelliğini iyi bilmediğimiz iş ve konuların sıkıntılarını da bilmemize imkan yoktur. Bazen çok zor bir konuyu çok kolaymış gibi kabul ettiğimiz de olur.

Çok samimi olan kimseler, birbirlerinin huylarını benimserler.

Her konunun kendine göre ufak olumsuzlukları bulunabilir. Bir işin olumlu yönleri dururken, olumsuz olanları üzerinde yoğunlaşmak doğru değildir.

Sunulan imkanların kaynağını sorgulamak her zaman doğru olmayabilir.

Zaman en değerli varlığımızdır. Hayatımızdaki en küçük bir anı bile boşa geçirmemek lazımdır.

Zaman çok değerlidir, boşa harcanmamalıdır.

Her söz yerinde ve zamanında söylenmelidir, zamansız ve yersiz söylenen sözler büyük zararlara yol açabilir.

Varlıklı ailenin durumu konuk ağırlamaya, gereken yerlere yardım etmeye, armağanlar vermeye elverişlidir; yoksul ailenin evinde sıkıntı ve dertten başka bir şey bulunmaz.

Girdiğin çevrede rahat etmek istiyorsan sana ters gelse bile çevrene uyum sağlamalısın.

Zengin olanın gücü her şeye yeter.

Zengin olana herkes hizmet eder, fakir olana ise kimse yüz vermez.

Hüner, kişinin her şartta en iyi yaptığı, başarılı sonuç aldığı yeteneğidir. Bunun içindir ki her kişi mutlak bir hüner sahibi olup hayata öyle atılmalıdır.

Parası çok olan kimseye herkes iltifat eder, yakınında bulunmak ister. Yoksullara kimse yüz vermez. Adını deliye de çıkarabilirler.

Üzülecek bir durum meydana gelirse ne yapılacağını şimdiden kararlaştırmak o üzücü durumun gelmesine yol açmaz.

Yardım ve iyiliksever kimseleri herkes sever, sayar.

Yardımını esirgemeyen, eli açık olan kimseye herkes saygı gösterir.

Yardım yapılacaksa gereken ölçüde yapılmalıdır.

Tanrı, rahat bir yaşam veya yetenek kısmet etmemişse kulun elinden bir şey gelmez.

Hangi yaşta olursa olsun kişi gönlü sayesinde hep genç kalmayı başarabilir.

Para biriktirmek için çok çalışmak ya da savurgan olamamak gerekir.

Yabancı kuşun başı kanadı altında olur: Bir topluluğa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz, o yüzden bir süre yabancılık çeker, onlardan uzak durur.

Toplumdaki kişiler kısa zamanda büyük yakınlık göstermedikleri için yeni gelenler yabancılık çekerler.

Hiçbir sebep yokken yaşama düzeyi birden değişen, yükselen kişinin çaldığı ve rüşvet aldığı bellidir.

Bir iş için gerektiği kadar fedakârlıkta bulunmayan kişi sonucun kusurlarını hoş görmelidir.

İnsanların etraflarına karşı davranışları, kendi sosyal durumları ile orantılı olmalıdır.

Yağmurdan yararlanacakların sayısı zarar göreceklerden daha fazladır, yeter ki yağmur yağsın.

Zorlu bir işi başkasına yüklemeye çalışmak.

 İlgi ve iyiliklerini görmekte olduğumuz komşu ve dostlarımız, hiçbir ilgisini görmediğimiz akrabalarımızdan bize daha yakındır.

İnsanlar her duyduklarını, doğrulamadan başkalarına söylememelidirler.

Yalan söylemeyi huy edinen kimsenin sözlerine, gerçeği söylediği zaman bile inanılmaz.

Söylenen söz yalansa durum çok geçmeden anlaşılır.

Yardımcısı bulunmayan kişi, kendini tehlikeden koruyamaz.

İki kişi ile yapılması gereken bir işi tek kişi ile yapmaya kalkışmak yanlıştır.

Nasıl bir tek taş ile duvar örülmezse insan da tek başına önemli bir işi başaramaz, başkalarıyla ilişki kurmak, işbirliği yapmak zorundadır.

Tek başına olmak, Tanrı'ya ait bir durumdur.

İnsanlara büyük ıstırap veren olaylar, bir zaman sonra unutulur.

Düzgün işler arasında yapılan bir yanlış, bazen tekdüzeliği giderir ve o işe süs, renk katar.

Ortaya çıkan bir yanlışlık çok geç de olsa düzeltilebilir.

Önce verimli iken kazaya uğramış olan şeyden, artık gelir, verim beklenmez.

Değerli kimse boşta kalmaz, kendisine iş verilir.

Bir dostun verdiği armağan küçük ve değersiz olsa bile verilen kişinin hatırlandığını göstermesi bakımından çok değerlidir.

Bir felaket meydana geldiği anda büyük bir tepki ve panik yaratır, daha sonra durumun eski ağırlığı kalmaz.

Bir acıyı dindirmek için gereken yardım hemen yapılmalıdır.

Birinin düşkünlüğünden yararlanarak ondan öç almak doğru değildir.

Bir işte sorumlu aranırken kusuru olan kimse telaşa düşer.

 Armağan küçük de olsa gönül almaya yeter.

Bir iş, uzmanına değil de o işten anlamayana yaptırılırsa istenilen değil, ters bir sonuç elde edilir.

Sağlanmış bir kazanç beklenen, umulan daha büyük bir kazanca feda edilemez.

Çeşit çeşit yararları olan ağacı sadece odun sağlamak için kesen insan canına kıymış gibi büyük bir suç işlemiş olur.

Yaşı ilerlemiş insandan fayda beklenmez.

Akıllı olmanın yaşla ilgisi yoktur, bazı küçükler büyüklerden daha akıllı olabilir.

 Beğenilmeyen tutumlarından dolayı cezalandırılan kişiler yanında suçsuzlar da suçlular gibi hırpalanırlar.

1. Çalışmayanın sürekli olarak çalışana borcu vardır. 2. Çalışmayarak bir şeyden yararlanan kişi, bu kolaylığı, çalışıp o şeyi meydana getirene borçludur.

Yumuşak huylu kimseler öfkelendiklerinde aşırı davranışlarda bulunurlar.

Sert davranmak gereken durumlarda gevşek davranan kişi bu tutumunun zararını görür.

Biri, suçunu zarar verdiği kimseye yüklediğinde söylenen bir söz.

Yazın yaşama koşulları kolay kışın zordur, tıpkı bunun gibi bazı olaylar önem vermeye değmez ama bazı olaylar çok dikkatli ve özenli olmamızı gerektirir.

Yetiştirdiğimiz, büyüttüğümüz gençler, bizi beğenmezler.

1. Yazın güneş altında çalışan, ailesinin kışlık ihtiyacını kazanır. 2. gençliğinde çok çalışıp varlık edinen hastalığında veya ihtiyarlığında rahat eder.

Yazın çalışan kışın rahat eder.

1. Yazın keyifli yerlerde tembel tembel oturan kışın yiyecek bulamaz. 2. Gençliğinde kazanç peşinde koşmayıp zevke dalan hastalığında veya ihtiyarlığında perişan olur.

Yazın çalışan kışın rahat eder.

Yazın çalışmayan kışın rahat edemez.

Emek vermeden ele geçen para kısa zamanda çarçur olur gider.

Sağlam karakterli kişiler, sağlam temele dayanan işler önemsiz etkilerle sarsılmaz.

Pintinin yemeye kıyamayarak biriktirdiği malı, sağlığında gücünün yetmediği kişiler, öldükten sonra da mirasçıları bol bol yerler.

Aralarında ufak tefek dargınlıklar olsa bile eski dostlar birbirlerine düşman olmazlar, yeni kazanılan dostlarla arada henüz sıkı bir bağ oluşmadığı için bu durum söz konusu değildir.

Kişi, elde ettiği yeni ve güzel bir şeyi örselememek için büyük özen gösterir.

Başarılı olmak için yaptığın işi iyi bilmek yetmez hırslı olmak da gerekir.

Alçak gönüllü olanları kimse hor görmez, herkes onları korur.

Bugün beğenmediğiniz, kendisinde yetenek bulmadığınız çocuğun zamanla bilgisi, görgüsü artar, toplumda önemli bir yeri olur.

Hangi alanda çalışabileceğini önceden iyi kestirememiş olan kişi sık sık yer ve iş değiştirme yüzünden hayli zarar görür.

Sabırlı ol, katlan ve kararını ona göre ver.

Kadının kocasının fakir olması önemli değildir, yeter ki aile sorumluluklarını yerine getirsin.

Kişiye ömrü boyunca ancak bir kez çok önemli bir iş yapma fırsatı geçer, bu fırsatı kaçırmamalıdır.

Sözle atıp tutmak kolaydır, asıl marifet, işbaşında kendini göstermektir.

Yoksulluk, açlık acıların en dayanılmazıdır.

Kişi, yumuşak huylu görünen herkese aldanmamalı, daima tehlikeli bir durumla karşılaşabileceğini düşünmelidir.

Büyüyeceği belli olan her tehlike daha en başta önlenmeli, düşman güçlenip büyük zarar verecek duruma gelmeden tedbir alınmalıdır.

Yoksul kimse geçici olarak bile iyi bir duruma gelse herkese yüksekten bakar, kimseye selam bile vermez olur.

Bir işi kendi başına yapabilecek olan başkalarının yardımına gerek duymaz.

Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi sormak, öğrenmek lazımdır.

Yapacağı işin tekniğini iyi bilen, uygulamasında deneyim sahibi olan kimse yapacağını önceden tespit eder, sonra uygular. Sonuca sıkıntısız ulaşır. Bunları bilmeyenler ve uygulamayanlar deneme yanılma yöntemi ile hem çok para, hem çok zaman kaybederler. Hem de meydana çıkan iş arzu edilen düzeye erişmez.

İnsanlık sıfatı olan kimse kendisine yapılan iyiliğin altında kalmaz. Bir zaman bulur, karşılığını verir.

Kurallara bağlı olmayan işin başına geçmek doğru değildir.

Her canlı soyuna çeker, soyunun özelliklerini taşır.

Çalışkan ve verimli kişi kendini göstermek ve yaptığı yararlı işi herkese duyurmak için sesini yükseltir.

Sürekli olarak iş değiştiren bir kimse başarı kazanamaz.

Evin kadını anlayışlı, idareci ve tutumlu olursa ancak o zaman evde dirlik düzenlik sağlanır.

İnsanın yüzü, içinin aynasıdır, güler yüz hoşgörülü, iyi niyetli, uyuşma eğilimli, temiz yürekli kişilerde bulunur; içinde kötülük bulunan kişinin duyguları da yüzüne vurur, kendisini çirkinleştirir.

Çaba göstermeden, sıkıntı çekmeden arzu edilen güzel ve iyi sonuçlara ulaşılmaz.

İçinde yaşanılan zamanın şartları, bizim düşünce ve davranışlarımıza uymayabilir. Kendi düşüncelerimizi kabul ettirmek için etrafımızdakiler ile sürtüşmek doğru değildir. Zamanın gidişine uymak,ona göre davranmak en çıkar yoldur.

Sürüp giden zararlı bir işten ne kadar erken vazgeçersek daha sonra uğrayacağımız zararı o kadar azaltmış oluruz.

Elden kaçırılan fırsat gözde büyütülür.

Tarlanın zemheride sürülmesi ekinin iyi olması için çok önemlidir. Tarlayı dikkatli ve derin sürmek gerekir.

İyi verim alabilmek için üstünkörü olsa bile tarlayı zemheride sürmek gerekir.

Gerçekleşmesi güç bir şey isteyen kimse isteğini gerçekleştirecek çareyi kendisi bulmak zorundadır.

Varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür. Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.

Maddi durumu çok iyi kişiler her zaman parası ile övünür. Züğürt ise arzuladığı iş parası olmadığından yapamayacağı için üzülür. Istırap ve sıkıntı çeker.

Zengin kişilerin giydikleri, yedikleri en pahalısından seçilmiş zannedilir.

Paralı kişi başarılı olunamayacak sanılan işlerden bile kâr sağlama yolunu bulur.

Fakir insanlar, zenginlerin mallarından bahsedip dururlar. Ancak bu konuşma onların çenesini yormaktan başka bir işe yaramaz.

Zengin kişinin zenginliği parasıdır, her işini parayla kolayca yaptırır; bilgin kişinin zenginliği ise kafasındaki bilgisidir, düşüncesidir.

 İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.

Elden kaçırılan fırsatlar küçük olsa da çok büyük görünür. Kişinin dilinden hiç düşmez. Hep büyüterek ondan bahseder.

Saçma olan bir düşünceyi döndürme, çevirme yolu ile savunmaya kalkışanlara söylenen bir söz.

Zorbalığın hüküm sürdüğü yerde din kuralları, kanun emirleri yürümez.

Hileyle hazırlanan bir düzenin güç kullanılarak üstesinden gelinebilir.

Zor kullanan kişilere çok güçlü sanılan kimseler bile boyun eğer.

Zor kullanan kişilerin istediğini en güçlü kimseler bile verirler.

1. Kişiye, beğenmediği şey zorla beğendirilemez. 2. Bir iş insana zor kullanılarak yaptırılamaz.

Uyuz olup kaşınmak insanı çok rahatsız eder ama fakirlikten dolayı ne yapacağını düşünmek daha çok rahatsız eder.

Soylu kimse fakirleşince soyluluğu unutulur.

Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur.

Rastgele yapılan plansız işlerde yöntem, kural aranmaz.