Türkçe Ailesi

  1. Anasayfa
  2. Zıt (Karşıt) Anlamlı Kelimeler Sözlüğü

Zıt (Karşıt) Anlamlı Kelimeler Sözlüğü

Ahmet Fatih ERDEM Ahmet Fatih ERDEM -
1472 0

Osman Yılmaz tarafından hazırlanan ve 220 karttan oluşan oyuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Zıt (Karşıt) Anlamlı Kelimeler Oyununu indirmek için tıklayınız!

Zıt Anlamlı Kelimeler Sözlüğü

  • abartmak ↔ küçültmek
  • abes ↔ anlamlı, mantıklı
  • abullabut ↔ zarif, nazik
  • abus ↔ güleç
  • acar ↔ güçsüz, beceriksiz
  • acayip ↔ normal, doğal
  • acele ↔ yavaş, ağır
  • acemi ↔ usta
  • acı ↔ tatlı
  • acı ↔ sevinç, neşe
  • acıklı ↔ neşeli
  • acımasız ↔ merhametli
  • acıtmak ↔ hoşnut etmek
  • aç ↔ tok
  • açık ↔ kapalı
  • açık ↔ koyu
  • açıkça ↔ gizlice
  • açıkgöz ↔ saf, aptal
  • açılış ↔ kapanış
  • adi ↔ kaliteli
  • adil ↔ adaletsiz
  • afacan ↔ uslu
  • affetmek ↔ cezalandırmak
  • afiyet ↔ hastalık
  • agâh ↔ bilgisiz
  • ağaçlık ↔ çorak
  • ağdalı ↔ yalın
  • ağır ↔ hafif
  • ağlamak ↔ gülmek
  • ahbap ↔ düşman
  • ahenk ↔ uyumsuzluk
  • aheste ↔ çabuk, hızlı
  • ahir ↔ evvel
  • ahlaksız ↔ iffetli
  • ahmak ↔ zeki, kurnaz
  • ak ↔ kara
  • akıbet ↔ evveliyat
  • akıl dışı ↔ akılcı
  • akıllı ↔ aptal
  • akıllı ↔ deli
  • aktif ↔ pasif
  • aksi ↔ uysal
  • akşam ↔ sabah
  • âlâ ↔ çok kötü
  • alacaklı ↔ borçlu
  • alakasız ↔ ilgili
  • alafranga ↔ alaturka
  • albeni ↔ iticilik
  • alçak ↔ yüksek
  • alçak gönüllü ↔ kibirli
  • aldanmak ↔ aldatmak
  • alelade ↔ fevkalade
  • alenen ↔ gizlice
  • aleni ↔ gizli
  • aleyh ↔ leh
  • alıcı ↔ satıcı
  • alıcı ↔ verici
  • alık ↔ açıkgöz, kurnaz
  • alış ↔ veriş
  • alicenap ↔ gaddar
  • âlim ↔ bilgisiz, cahil
  • allak bullak – düzenli
  • almak ↔ vermek
  • alt ↔ üst
  • amade ↔ hazırlıksız
  • amatör ↔ profesyonel
  • amir ↔ memur, ast
  • anaerkil ↔ ataerkil
  • analiz ↔ sentez
  • anlamdaş ↔ zıt anlamlı
  • anormal ↔ normal
  • antik ↔ yeni
  • antipati ↔ sempati
  • aptal ↔ zeki
  • ara bulucu ↔ ara bozucu
  • ara sıra ↔ sık sık
  • aralıklı ↔ sık
  • ardıl ↔ öncül
  • arı ↔ kirli
  • arınmak ↔ kirlenmek
  • arızalı ↔ sağlam
  • arif ↔ bilgisiz
  • arka ↔ ön
  • arkaüstü ↔ yüzüstü
  • arsız ↔ utangaç
  • art ↔ ön
  • artçı ↔ öncü
  • artı ↔ eksi
  • arz ↔ saklama
  • asayiş ↔ düzensizlik
  • asgari ↔ azami
  • asıl ↔ taklit, sahte
  • asılsız – gerçek
  • asil ↔ soysuz
  • asla ↔ daima
  • ast ↔ üst
  • aş ↔ yemek
  • aşağı ↔ yukarı
  • aşağılamak ↔ yüceltmek
  • aşağılık ↔ değerli
  • aşırı ↔ ölçülü
  • aşikâr ↔ gizli
  • aşina ↔ yabancı
  • aşk ↔ nefret
  • ataerkil ↔ anaerkil
  • ateist – dindar
  • atılgan ↔ çekingen
  • ati ↔ mazi, geçmiş
  • atik ↔ hantal, uyuşuk
  • avantaj ↔ dezavantaj
  • ayak takımı ↔ soylular
  • ayık ↔ sarhoş
  • ayırmak ↔ birleştirmek
  • aydınlık ↔ karanlık
  • aymaz ↔ uyanık
  • aynı ↔ farklı
  • aynı ↔ ayrı
  • ayrı ↔ aynı
  • ayrı ↔ yakın, birlikte
  • ayrılık ↔ birliktelik
  • az ↔ çok
  • azalmak ↔ çoğalmak
  • azamet ↔ küçüklük
  • azami ↔ asgari
  • azınlık ↔ çoğunluk
  • azmak ↔ uslanmak
  • azman ↔ ufak tefek
  • babacan ↔ sevimsiz
  • babayiğit ↔ namert
  • bacaksız ↔ uzun boylu
  • bağımlı ↔ özgür
  • bağımsızlık ↔ tutsaklık
  • bağışlamak ↔ cezalandırmak
  • bağlamak ↔ çözmek
  • bağnaz ↔ çağdaş, aydın
  • bahadır ↔ korkak
  • bahtiyar ↔ mutsuz
  • bakımlı ↔ harap
  • baki ↔ fani, ölümlü
  • bakir ↔ bozulmuş, işlenmiş
  • balaban ↔ bücür
  • baliğ ↔ toy
  • baltalamak ↔ kolaylaştırmak
  • barbar ↔ medeni
  • barış ↔ savaş
  • barışmak ↔ savaşmak
  • barışmak ↔ küsmek
  • bariz ↔ gizli
  • basılı ↔ el yazmalı
  • basit ↔ zor
  • baş ↔ son
  • başarı ↔ başarısızlık
  • baş eğmek ↔ isyan etmek
  • başıboş ↔ kayıtlı, bağlı
  • başlamak ↔ bitirmek
  • başlangıç ↔ bitiş
  • baş örtülü ↔ başı açık
  • başsız ↔ liderli, amirli
  • batı ↔ doğu
  • batıl ↔ doğru, hakiki
  • batmak ↔ çıkmak
  • batmak ↔ kalkınmak
  • battal ↔ zarif, kibar
  • bayağı ↔ bayar
  • bayat ↔ taze
  • bayılmak ↔ ayılmak
  • baygın ↔ diri, canlı
  • baysal ↔ huzursuzluk
  • bazen ↔ her zaman
  • bebe ↔ yaşlı
  • bed ↔ güzel, iyi
  • bedava ↔ ücretli
  • bedbaht ↔ talihli, mutlu
  • bedbin ↔ iyimser
  • beddua ↔ dua
  • bedelli ↔ bedava
  • bedelsiz ↔ paralı
  • beka ↔ geçicilik, fanilik
  • bekâr ↔ evli
  • beleş ↔ paralı
  • belgin ↔ kapalı, namsız
  • belgisiz ↔ belli
  • belki ↔ kesinlikle
  • bembeyaz ↔ simsiyah
  • bencil ↔ fedakar
  • benzer ↔ ayrı, farklı
  • beraat ↔ suçlanma
  • beraber ↔ ayrı
  • berbat ↔ iyi, temiz, güzel
  • bereket ↔ kıtlık, azlık
  • berk ↔ çürük, yumuşak
  • beşerî ↔ hayvanî, hayvansal
  • beter ↔ çok iyi, âlâ
  • beyan ↔ gizleme, saklı tutma
  • beyaz ↔ siyah, kara
  • bezgin ↔ istekli
  • bıkmak ↔ doyamamak
  • biçare ↔ mutlu, talihli
  • bihaber ↔ haberli
  • bilahare ↔ önce
  • bildik ↔ yabancı
  • bileşik ↔ yalın, basit
  • bilge ↔ cahil
  • bilimsel ↔ bilim dışı
  • bilinen ↔ meçhul
  • binici ↔ yaya, piyade
  • biniş ↔ iniş
  • bir ↔ ayrı
  • biraz ↔ çok
  • birey ↔ topluluk
  • birikmek ↔ eksilmek
  • birinci ↔ sonuncu
  • bitap ↔ dinç, kuvvetli
  • bitaraf ↔ taraflı, yanlı
  • bitkin ↔ diri, canlı
  • bivefa ↔ vefalı
  • bol ↔ dar
  • bol ↔ az, kıt
  • bolluk ↔ kıtlık
  • bonkör ↔ cimri
  • borç ↔ alacak
  • boş ↔ dolu
  • boş ↔ anlamlı
  • boşanmak ↔ evlenmek
  • boşboğaz ↔ ağzı sıkı
  • boşlamak ↔ ilgilenmek
  • boylam ↔ enlem
  • boyunduruk ↔ serbestlik
  • bozgun ↔ zafer
  • bozmak ↔ yapmak
  • bozuk ↔ sağlam
  • böke ↔ korkak
  • bölme ↔ çarpma
  • bölük ↔ bütün
  • bön ↔ uyanık
  • buçuk ↔ tam
  • budala ↔ zeki
  • buhran ↔ ferahlık
  • bulanık ↔ duru, berrak
  • bulmak ↔ kaybetmek
  • bunak ↔ aklı başında
  • bunalım ↔ ferahlık, rahatlık
  • buyruk ↔ rica, istirham
  • bütün ↔ eksik, parçalı
  • büyük ↔ küçük
  • cafcaflı ↔ sade, gösterişsiz
  • cahil ↔ bilgli, okumuş
  • cakalı ↔ gösterişsiz
  • camit ↔ canlı
  • cana yakın ↔ sevimsiz
  • canlı ↔ ölü, hareketsiz
  • can sıkıcı ↔ ferah, iç açıcı
  • cansız ↔ diri, parlak
  • cari ↔ hareketsiz
  • cari ↔ yürürlükten çıkmış
  • cavlak ↔ tüylü, örtülü
  • caymak ↔ vazgeçmemek
  • cazibe ↔ gösterişsiz
  • cazibeli ↔ itici, çirkin
  • cazip ↔ elverişsiz
  • cebanet ↔ cesaret
  • cebren ↔ güzellikle, iyilikle
  • cedit ↔ eski
  • cefa ↔ sefa
  • cehalet ↔ bilgelik, ariflik
  • cehennem ↔ cennet
  • cellat ↔ kurban
  • cemal ↔ çirkinlik
  • cemil ↔ çirkin
  • cenk ↔ sulh, barış
  • cennet ↔ cehennem
  • centilmen ↔ kaba, görgüsüz
  • cenup ↔ kuzey, şimal
  • cereme ↔ kâr, yarar
  • cesaret ↔ korkaklık
  • cesur ↔ korkak
  • cevap ↔ soru, sual
  • cevval ↔ pısırık
  • ceza ↔ ödül
  • cezir ↔ med, yükselme
  • cıbıl ↔ giyinik
  • cılız ↔ gürbüz
  • cıvık ↔ terbiyeli
  • cıvık ↔ katı
  • cibilliyetsiz ↔ soylu
  • cici ↔ çirkin
  • cidden ↔ yalancıktan
  • ciddi ↔ şakacı
  • ciddi ↔ hafif, önemsiz
  • ciddi ↔ yalan, uydurma
  • cihat ↔ barış, sulh
  • cilalı ↔ mat ,donuk
  • cimri ↔ cömert, eli açık
  • cingöz ↔ avanak
  • cismani ↔ ruhani
  • civar ↔ taşra
  • civelek ↔ çekingen, somurtkan
  • coşkun ↔ sakin, durgun
  • cömert ↔ cimri, pinti, eli sıkı
  • curcuna ↔ sessizlik
  • cühela ↔ çok bilgili
  • cüsseli ↔ çelimsiz
  • cüzi ↔ çok
  • Ç Harfi ile Başlayan Zıt Anlamlı Kelimeler
  • çabuk ↔ yavaş
  • çaçaron ↔ suskun
  • çağdaş ↔ çağdışı
  • çağırmak ↔ kovmak
  • çakırkeyif ↔ ayık
  • çaktırmadan ↔ açıkça
  • çalık ↔ düzelmiş
  • çalık ↔ doğru, akıllı
  • çalışkan ↔ tembel
  • çapkın ↔ ciddi, uslu
  • çapraşık ↔ düzenli
  • çarçur etmek ↔ tutumluluk
  • çare ↔ dert
  • çarpık ↔ düzgün
  • çarpma ↔ bölme
  • çarpraz ↔ düz
  • çatak ↔ düz, kolay, yalın
  • çatık ↔ neşeli, güler yüzlü
  • çatışma ↔ iyi geçinme
  • çavaş ↔ gölgelik
  • çekici ↔ itici
  • çekidüzen ↔ düzensizlik
  • çekimser ↔ kararlı
  • çekingen ↔ girişken
  • çelebi ↔ terbiyesiz, kaba
  • çelişik ↔ uyumlu
  • çelişki ↔ tutarlılık
  • çelişmek ↔ örtüşmek
  • çekmek ↔ itmek
  • çetin ↔ kolay
  • çetrefil ↔ açık
  • çevik ↔ hantal
  • çıkarma ↔ toplama
  • çıkış ↔ giriş
  • çıktı ↔ girdi
  • çılgın ↔ uslu, akıllı
  • çıplak ↔ giyinik, örtülü
  • çıtı pıtı ↔ etli butlu
  • çift ↔ tek
  • çiğ ↔ pişmiş
  • çile ↔ esenlik
  • çilekeş ↔ huzurlu, dertsiz
  • çirkin ↔ güzel
  • çizmek ↔ silmek
  • çoğul ↔ tekil
  • çoğunluk ↔ azınlık
  • çok ↔ az
  • çok eşlilik ↔ tek eşlilik
  • çolak ↔ sağlam, sağlıklı
  • çorak ↔ verimli
  • çömez ↔ usta
  • çözelti ↔ bileşim
  • çözmek ↔ başlamak
  • çözmek ↔ çıkmaza sokmak
  • çözüm ↔ sorun
  • çukur ↔ tümsek
  • çürük ↔ sağlam
  • dağılmak ↔ toplanmak
  • dağınık ↔ toplu, düzenli
  • dahil ↔ hariç
  • dahili ↔ harici
  • daim ↔ fani, bazen
  • daima ↔ zaman zaman
  • daimi ↔ geçici
  • dalaşmak ↔ iyi geçinmek
  • dalgalı ↔ durgun, sakin
  • damgalı ↔ temize çıkmış
  • dar ↔ geniş
  • dargın ↔ barışık
  • darılmak ↔ barışmak
  • darmadağın ↔ derli toplu
  • davacı ↔ davalı
  • dayanıklı ↔ çürük
  • değerli ↔ kıymetsiz, adi
  • değersiz ↔ kıymetli, erdemli
  • değişik ↔ alışılmış
  • değişken ↔ durağan
  • dejenere ↔ soylu
  • dekolte ↔kapalı
  • deli ↔ akıllı
  • deliksiz ↔ aralıklı
  • delirmek ↔ akıllanmak
  • deniz ↔ kara
  • densiz ↔ terbiyeli, saygılı
  • derin ↔ sığ
  • derlemek ↔ dağıtmak
  • dert ↔ derman
  • despot ↔ demokrat
  • devrim ↔ evrim
  • dezavantaj ↔ avantaj
  • dış ↔ iç
  • dışarı ↔ içeri
  • dik ↔ eğik
  • dikey ↔ yatay
  • dikit ↔ sarkıt
  • dikkafalı ↔ geçimli
  • dikkatli ↔ dalgın
  • dilaver ↔ korkak
  • dilbaz ↔ suskun, sessiz
  • dilber ↔ çirkin
  • dinamik ↔ hareketsiz, sabit
  • dinç ↔ bitkin
  • dingin ↔ hareketli
  • dinibütün ↔ dinsiz, ateist
  • dinsiz ↔ dindar, dinibütün
  • dip ↔ baş, en üst
  • direnmek ↔ boyun eğmek
  • diri ↔ ölü
  • diri ↔ solmuş
  • disiplin ↔ düzensizlik
  • dişi ↔ erkek
  • dişli ↔ güçsüz
  • doğal ↔ yapay
  • doğmak ↔ ölmek
  • doğmak ↔ batmak
  • doğru ↔ yanlış
  • doğru ↔ eğri
  • doğrulamak ↔ yalanlamak
  • doğu ↔ batı, garp
  • doğum ↔ ölüm
  • doğurgan ↔ kısır
  • dolaylı ↔ doğrudan, aracısız
  • dolu ↔ boş
  • donuk ↔ parlak
  • doruk ↔ dip
  • dost ↔ düşman
  • doymak ↔ acıkmak
  • dönek ↔ kararlı, güvenilir
  • dönüş ↔ gidiş
  • dövmek ↔ sevmek
  • dövüş ↔ barış
  • dua ↔ beddua
  • dul ↔ evli
  • dur ↔ git
  • durağan ↔ dinamik
  • durgun ↔ hareketli, dalgalı
  • duru ↔ bulanık
  • duygulu ↔ hissiz, gamsız
  • duygusuz ↔ içli, hassas
  • düğüm ↔ çözüm
  • dünya ↔ ahiret
  • dünyevi ↔ uhrevi
  • dürüst ↔ hileci
  • düş ↔ gerçek
  • düşman ↔ dost
  • düşmek ↔ kalkmak
  • düz ↔ eğri
  • düzenbaz ↔ doğru, dürüst
  • düzmece ↔ gerçek
  • ebedi ↔ fani, geçici
  • ecnebi ↔ yerli
  • edep ↔ terbiyesizlik
  • edepsiz ↔ terbiyeli, zarif
  • edilgen ↔ etken
  • edinmek ↔ kaybetmek
  • efendi ↔ kaba, şımarık
  • efendi ↔ köle
  • efkarlı ↔ sevinçli
  • egemen ↔ köle
  • eğik ↔ dik
  • eğilmek ↔ doğrulmak
  • eğlenmek ↔ sıkılmak
  • eğreti ↔ esas, sağlam
  • eğri ↔ doğru
  • ehemmiyetli ↔ önemsiz
  • ehemmiyetsiz ↔ önemli
  • ehil ↔ cahil, acemi
  • ehil ↔ yabancı
  • ehliyet ↔ yetersizlik
  • ekim ↔ biçim
  • ekseriyet ↔ azınlık
  • eksi ↔ artı
  • eksik ↔ tam
  • eksilmek ↔ çoğalmak
  • el (yabancı) ↔ tanıdık
  • elem ↔ sevinç
  • eli açık ↔ cimri, pinti
  • eli sıkı ↔ cömert , eli açık
  • elim ↔ sevindirici
  • eloğlu ↔ tanıdık, dost
  • elveda ↔ merhaba
  • elverişli ↔ uygunsuz
  • elverişiz ↔ uygun, müsait
  • elzem ↔ gereksiz
  • emin ↔ güvenilmez
  • emretmek ↔ emir almak
  • en ↔ boy
  • enayi ↔ açıkgöz
  • ender ↔ bol, sık, çokça
  • enfes ↔ çok kötü, çok çirkin
  • engebe ↔ düzlük
  • engel ↔ destek
  • enlem ↔ boylam
  • enteresan ↔ sıradan
  • epey ↔ az
  • er ↔ geç
  • erbap ↔ acemi, toy
  • eril ↔ dişil
  • erimek ↔ donmak
  • eritmek ↔ dondurmak
  • erkek ↔ kadın, dişi
  • erkek adam ↔ namert
  • erken ↔ geç
  • ertesi ↔geçen, geçmiş
  • esaret ↔ özgürlük
  • esas ↔ yedek
  • esas ↔ yalan, yanlış
  • esen ↔ hasta, güçsüz
  • esir ↔ özgür
  • eski ↔ yeni
  • esnek ↔ katı
  • esrarengiz ↔ açık seçik
  • essah ↔ yalan, yanlış
  • eş ↔ zıt, karşıt
  • etken ↔ edilgen
  • etki ↔ tepki
  • etkin ↔ pasif
  • evcil ↔ yabani
  • evet ↔ hayır
  • evlenmek ↔ boşanmak
  • evli ↔ bekar
  • evrim ↔ devrem
  • evvel ↔ ahir, sonra
  • ezel ↔ ebed
  • ezeli ↔ ebedi
  • eziyet ↔ sefa
  • faal ↔ tembel, durgun
  • faaliyet ↔ durgunluk, hareketsizlik
  • fahiş ↔ ucuz
  • fakir ↔ zengin
  • fani ↔ baki
  • farklı ↔ aynı, benzer
  • fasıla ↔ sürekli, devamlı
  • fayda ↔ zarar
  • faydalı ↔ yararsız
  • faydasız ↔ yararlı
  • fazla ↔ az
  • felaket ↔ mutluluk, refah
  • fena ↔ iyi
  • fenalaşmak ↔ iyileşmek
  • fenalık ↔ iyilik
  • fer ↔ cansız, donuk
  • fersiz ↔ canlı, parlak
  • fert ↔ toplum
  • fesat ↔ ara bulucu
  • fevklade ↔ olağan, sıradan
  • feyizli ↔ bereketsiz
  • fitneci ↔ ara bulucu
  • fiyasko ↔ başarı
  • fos ↔ sağlam, dolu
  • fukara ↔ varlıklı
  • fukaralık ↔ zenginlik
  • fuzuli ↔ gerekli, önemli
  • gaddar ↔ merhametli
  • gafil ↔ uyanık
  • gaflet ↔ uyanıklık
  • gaip ↔ ortada, meydanda
  • galeyan ↔ durgunluk, dinginlik
  • galibiyet ↔ mağlubiyet
  • galip ↔ mağlup
  • gam ↔ sevinç, neşe
  • gamlanmak ↔ sevinmek
  • gammaz ↔ ara bulucu
  • gani ↔ fakir
  • gani gani ↔ az
  • garaz ↔ dostluk
  • garp ↔ doğu, şark
  • gavur ↔ dindar
  • gavur ↔ merhametli
  • gayet ↔ pek az
  • gayri ↔ bundan önce
  • gebermek ↔ yaşamak
  • gece ↔ gündüz
  • gecikmek ↔ erken gelmek
  • geç ↔ erken
  • geçici ↔ kalıcı
  • geçimsiz ↔ uysal
  • geçinmek ↔ aç kalmak
  • geçinmek ↔ kavga etmek
  • geçmiş ↔ gelecek
  • gelecek ↔ geçmiş, mazi
  • gelir ↔ gider
  • gelişigüzel ↔ özenli
  • gelişmek ↔ gerilemek
  • genç ↔ yaşlı
  • gençlik ↔ ihtiyarlık
  • genel ↔ özel
  • geniş ↔ dar
  • genişlemek ↔ daralmak
  • genleşme ↔ büzüşme
  • gerçek ↔ sahte, yalan
  • gerçek ↔ hayal
  • gerdirmek ↔ gevşetmek
  • gerekli ↔ lüzumsuz
  • gereksiz ↔ lüzumlu, yararlı
  • geri ↔ ileri
  • geri ↔ gelişmiş, medeni
  • gerici ↔ aydın
  • geveze ↔ suskun, ketum
  • gevşek ↔ sıkı, gergin
  • gezmek ↔ durmak
  • gıpta etmek ↔ iğrenmek
  • gıyaben ↔ yüz yüze, şahsen
  • gider ↔ gelir
  • gidiş ↔ geliş, dönüş
  • girinti ↔ çıkıntı
  • giriş ↔ çıkış
  • girişken ↔ pısırık, çekingen
  • girmek ↔ çıkmak
  • gitmek ↔ gelmek, dönmek
  • giyinmek ↔ soyunmak
  • gizlemek ↔ açıklamak
  • gizlemek ↔ göstermek
  • gizli ↔ görünür, belli
  • gizlice ↔ alenen, açıkça
  • göçebe ↔ yerleşik
  • göçmek ↔ yerleşmek
  • göğüs ↔ sırt
  • gök ↔ yer
  • gömmek ↔ çıkarmak
  • görgülü ↔ kaba
  • görgüsüz ↔ nazik, kibar
  • görkem ↔ sadelik, basitlik
  • görkemli ↔ sade, gösterişsiz
  • görmüş geçirmiş ↔ deneyimsiz
  • görünmek ↔ kaybolmak
  • göstermek ↔ gizlemek
  • gösterişli ↔ sade
  • götürmek ↔ getirmek
  • gözü pek ↔ korkak, çekingen
  • gözü tok ↔ aç gözlü
  • grev ↔ iş başı
  • gurbet ↔ sıla, yurt
  • güç ↔ kolay
  • güçlü ↔ kuvvetsiz, zayıf
  • güdümlü ↔ bağımsız
  • gül ↔ ağla
  • güleç ↔ somurtkan
  • gülmek ↔ ağlamak
  • günah ↔ sevap
  • gündüz ↔ gece
  • güney ↔ kuzey
  • gür ↔ seyrek
  • gürbüz ↔ sıska, cılız
  • gürültü ↔ sessizlik
  • güzel ↔ çirkin
  • güzide ↔ sıradan, rastgele
  • haberdar ↔ habersiz
  • haberleşmek ↔ ilgiyi kesmek
  • haberli ↔ bihaber
  • hadsiz ↔ sınırlı
  • hafi ↔ açık, belli
  • hafif ↔ ağır
  • hafiflik ↔ ağırlık
  • hafifmeşrep ↔ ağırbaşlı
  • hakaret ↔ iltifat
  • hakikat ↔ yalan
  • hakikat ↔ hayal
  • hakiki ↔ yalan
  • hakkaniyet ↔ adaletsizlik
  • hakkıyla ↔ gelişigüzel
  • hakir ↔ değerli, üstün
  • halef ↔ selef, öncül
  • halis ↔ katışık, kirli
  • halsiz ↔ dinç
  • haluk ↔ terbiyesiz
  • ham ↔ olgun, yetişmiş
  • ham ↔ idmanlı
  • hamarat ↔ tembel
  • hanım ↔ bey, erkek
  • haram ↔ helal
  • harcamak ↔ biriktirmek
  • hareketli ↔ durgun
  • harici ↔ dahili
  • hariç ↔ dahil
  • harp ↔ sulh, barış
  • has ↔ katışık
  • hasım ↔ dost
  • hassas ↔ vurdumduymaz
  • hasta ↔ sağlıklı, dinç
  • hastalık ↔ sağlık
  • haşarı ↔ uslu
  • haşin ↔ yumuşak, uysal
  • haşlamak ↔ okşamak, sevmek
  • hatırlamak ↔ unutmak
  • havadar ↔ havasız, izbe
  • haya ↔ utanmazlık
  • hayal ↔ gerçek
  • hayasız ↔ terbiyeli
  • hayat ↔ ölüm
  • hayati ↔önemsiz
  • hayır ↔ şer, kötülük
  • hayır ↔ evet
  • hayırlı ↔ yararsız
  • hayırsız ↔ yararlı
  • haylaz ↔ uslu
  • haylaz ↔ çalışkan
  • hayli ↔ az
  • haysiyetli ↔ onursuz
  • haysiyetsiz ↔ onurlu
  • haz ↔ acı
  • hazır ↔ ısmarlama
  • hazırlıksız ↔ amade
  • helal ↔ haram
  • hep ↔ hiç
  • herkes ↔ hiç kimse
  • hesaplı ↔ pahalı
  • hezimet ↔ zafer, galibiyet
  • hıncahınç ↔ bomboş
  • hırçın ↔ uysal
  • hırgür ↔ geçim
  • hızlı ↔ yavaş
  • hiciv ↔ övgü
  • hicvetmek ↔ övmek
  • hicviye ↔ methiye
  • hisli ↔ duygusuz
  • hissiz ↔ duygulu, içli
  • hoppa ↔ ağır başlı
  • hor ↔ değerli
  • hoş ↔ nahoş, sevimsiz
  • hoşlanmak ↔ beğenmemek
  • hususi ↔ genel, umumi
  • hücum ↔ geri çekilme
  • hükümsüz ↔ geçerli
  • hür ↔ esir
  • hürriyet ↔ tutsaklık
  • hüzün ↔ sevinç
  • hüzünlü ↔ sevinçli, şen
  • iç – dış
  • içeri – dışarı
  • ihtimam – baştan savma
  • ihtiyar – genç
  • ileri – geri
  • iletken – yalıtkan
  • ilk – son
  • ilkel – çağdaş
  • ince – kalın, kaba
  • inmek – çıkmak
  • ince – kalın
  • indirim – zam
  • indirmek – kaldırmak
  • iniş – çıkış
  • istikbal – mazi
  • isyan – itaat
  • ithalat – ihracat
  • itici – çekici
  • iyi – kötü
  • iyilik – kötülük
  • iyimser – kötümser
  • kaba – terbiyeli, ince
  • kahrolsun – yaşasın
  • kalabalık – tenha
  • kalıcı – geçici
  • kalın – ince
  • kâmil – cahil
  • kapalı – açık
  • kâr – zarar
  • kara – ak
  • karışık – düzenli
  • karşı – beri
  • karşıt – eş
  • kart – körpe
  • katı – sıvı
  • katı – yumuşak
  • kavuşmak – ayrılmak
  • kaybetmek – bulmak
  • kazanç – zarar
  • keder – neşe
  • kısa – uzun
  • kısır – üretken, doğurgan
  • kış – yaz
  • kıtlık – bolluk
  • kıvanç – utanç
  • kıyrak – ırak
  • kirli – temiz
  • kolay – zor
  • konmak – uçmak
  • konuşkan – suskun
  • korkak – cesur
  • koyu – açık
  • körpe – kart
  • kötü – iyi
  • kurnaz – saf
  • kuru – yaş, nemli
  • kuvvetli – zayıf, güçsüz
  • kuytu – uğrak
  • kuzey – güney
  • küçük – büyük
  • küsmek – barışmak
  • küt – sivri
  • af ebesi ↔ sessiz
  • lağvetmek ↔ kurmak
  • lakayt ↔ ilgili, alakalı
  • lanet ↔ nezih, çok güzel
  • latif ↔ nahoş, çirkin, kaba
  • latife ↔ ciddi (söz)
  • laubali ↔ ciddi, resmi, ağırbaşlı
  • lazım ↔ gereksiz, lüzumsuz
  • legal ↔ illegal, yasa dışı
  • leh ↔ aleyh
  • leyli ↔ nehari, gündüzcü
  • leziz ↔ nahoş
  • lezzetli ↔ tatsız
  • liyakat ↔ yetersizlik
  • lodos ↔ poyraz
  • lokavt ↔ grev
  • loş ↔ aydınlık
  • lüks ↔ sade, basit
  • lütuf ↔ kötülük
  • lüzumlu ↔ gereksiz
  • lüzumsuz ↔ gerekli
  • maddi – manevi
  • mağlubiyet – galibiyet
  • mağlup – galip
  • masum – suçlu
  • mat – parlak
  • mazi – gelecek
  • mazlum – zalim
  • meçhul – belirli, belli
  • medeni – ilkel
  • mektepli – alaylı
  • memnu – meşru
  • mert – namert
  • methiye – hicviye
  • minimum – maksimum
  • muntazam – düzensiz
  • müsrif – cimri
  • mütemadiyen – aralıklarla
  • mütereddit – kararlı
  • mutluluk – üzüntü, hüzün
  • nahoş – hoş
  • namert – mert
  • nazik – kaba
  • nefret – sevgi
  • negatif – pozitif
  • nemli – kuru
  • nesnel – öznel
  • neşeli – üzgün
  • netice – neden
  • nezaket – kabalık
  • nikbin – bedbin
  • objektif ↔ subjektif
  • obur ↔ boğazsız
  • oğlan ↔ kız
  • okkalı ↔ 1. küçük, 2. hafif
  • okumuş ↔ cahil
  • olabilirlik ↔ imkansızlık, umutsuzluk
  • olağan ↔ olağan dışı, gayrimümkün
  • olağanüstü ↔ sıradan
  • olası ↔ kesin
  • olgun ↔ ham, çiğ
  • olumlu ↔ menfi
  • olumsuz ↔ müspet
  • onamak ↔ tasvip etmemek
  • onarmak ↔ bozmak
  • onat ↔ özensiz
  • onay ↔ yersiz, uygunsuz
  • onaylamak ↔ reddetmek
  • onurlu ↔ haysiyetsiz
  • oturmak ↔ kalkmak
  • oturmuş ↔ eğreti
  • oynak ↔ hareketsiz
  • oyunbaz ↔ dürüst
  • Ö Harfi ile Başlayan Zıt Anlamlı Kelimeler
  • ödül – ceza
  • ölü – diri, canlı
  • ölüm – yaşam
  • ön – arka
  • öncü – artçı
  • örtmek – açmak
  • övgü – yergi
  • övmek – yermek
  • övünç – utanç
  • öz – üvey
  • özel – resmî
  • özenmek – baştan savmak
  • özgür – tutsak
  • öznel – nesnel
  • pahalı – ucuz
  • parlak – mat
  • pasif – aktif
  • perakende – toptan
  • peşin – veresiye
  • pinti – cömert
  • pozitif – eksi, negatif
  • profesyonel – amatör
  • rahat ↔ huzursuz, sıkıntılı
  • rahatsız ↔ sağlıklı
  • rakik ↔ sert
  • randımanlı ↔ verimsiz
  • rasyonel ↔ irrasyonel
  • razı ↔ isteksiz
  • razı olmak ↔ karşı gelmek, reddetmek
  • reddetmek ↔ razı olmak, kabul etmek
  • refah ↔ sıkıntı
  • renkli ↔ soluk
  • renksiz ↔ parlak
  • resmi ↔ 1. hususi, 2. samimi
  • ret ↔ kabul
  • riayet etmek ↔ uymamak
  • rica ↔ emir
  • ricat ↔ saldırma, ilerleme
  • riyakar ↔ dürüst
  • romantik ↔ gerçekçi, realist
  • ruh ↔ dirilik, can
  • ruhsuz ↔ 1. canlı, 2. güçlü, 3. etkili
  • rutubetli ↔ kuru
  • rüya ↔ gerçek
  • sabah – akşam
  • sade – gösterişli
  • sağ – sol
  • sağlam – çürük
  • saldırı – savunma
  • sarkıt – dikit
  • satış – alış
  • savaş – barış
  • saydam – opak
  • sert – yumuşak
  • sevap – günah
  • sevinmek – üzülmek
  • sevinç – üzüntü
  • sevinçli – üzgün
  • seyrek – sık
  • sıcak – soğuk
  • sığ – derin
  • sık – seyrek
  • sıkıcı – iç açıcı
  • sırt – göğüs
  • siyah – beyaz
  • soğuk – sıcak
  • sol – sağ
  • somurtkan – güleç
  • son – ilk
  • sonra – önce
  • soru – cevap, yanıt
  • sorun – çözüm
  • soyut – somut
  • sözel – sayısal
  • sözlü – yazılı
  • suçlu – masum
  • sulak – kurak
  • sulu – 1. koyu, 2. ciddi
  • susmak – konuşmak
  • süratli – yavaş
  • süslü – sade, gösterişsiz
  • şahane ↔ çok kötü, çok fena
  • şahsi ↔ toplumsal, genel
  • şaka ↔ ciddi, ciddiyet
  • şakacı ↔ ağırbaşlı, ciddi
  • şaklaban ↔ ciddi
  • şamata ↔ sessizlik
  • şanlı ↔ silik, tanınmamış
  • şanssız ↔ talihli, bahtlı
  • şark ↔ garp, batı
  • şarlatan ↔ dürüst
  • şaşaa ↔ sade, gösterişsiz
  • şaşkın ↔ düşünceli
  • şatafat ↔ sadelik
  • şatafatlı ↔ gösterişsiz, süssüz, sade
  • şefkatli ↔ merhametsiz, zalim
  • şehirli ↔ köylü
  • şen ↔ üzgün, kederli
  • şenlik ↔ matem, yas
  • şer ↔ hayır, iyilik
  • şerefli – onursuz, alçak
  • şeytan ↔ melek
  • şımarık ↔ terbiyeli
  • şiddetli ↔ yumuşak, sakin, mülayim
  • şiddetlenmek ↔ yavaşlamak
  • şifa ↔ hastalanma
  • şifahi ↔ yazılı
  • şikayetçi ↔ memnun
  • şimal ↔ güney
  • şimdi ↔ sonra
  • şirin ↔ sevimsiz
  • şirret ↔ geçimli, uysal
  • şişirmek ↔ söndürmek, indirmek
  • şişman ↔ zayıf
  • şişmek ↔ sönmek
  • şom ↔ uğurlu
  • şöhretli ↔ tanınmamış, şansız
  • şükran ↔ nankörlük
  • şüpheli ↔ kesin, emin, kuşkusuz
  • tam – yarım, eksik
  • tamam – eksik
  • tatlı – acı
  • tavan – taban
  • taze – bayat
  • tekil – çoğul
  • tembel – çalışkan
  • temiz – kirli, pis
  • tenha – kalabalık
  • tepe – dip
  • ters – düz
  • tertipli – dağınık
  • tok – aç
  • toplama – çıkarma
  • toyluk – olgunluk
  • tutsak – özgür
  • tutucu – ilerici
  • tutumlu – savurgan
  • tümsek – çukur
  • tün – gün
  • ucuz – pahalı
  • uçmak – konmak
  • unutmak – hatırlamak
  • uslu – yaramaz
  • usta – acemi
  • uygun – elverişsiz
  • uygun – yakışıksız
  • uysal – dik başlı
  • uyumak – uyanmak
  • uzak – yakın
  • uzun – kısa
  • Ü Harfi ile Başlayan Zıt Anlamlı Kelimeler
  • ücretli ↔ parasız, bedava
  • ümitsiz ↔ iyimser, umutlu
  • ümmi ↔ okuryazar
  • üretim ↔ tüketim
  • ürkek ↔ atılgan, cesur
  • üryan ↔ giyinik
  • üst ↔ 1. alt, 2. ast
  • üstün ↔ 1. yenilen, mağlup, kaybeden, 2. düşük
  • üstünkörü ↔ özenli
  • üşengeç ↔ çalışkan, ezcanlı
  • üşümek ↔ ısınmak
  • üşüşmek ↔ dağılmak, kaçışmak
  • ütmek ↔ yenilmek
  • ütülmek ↔ yenmek
  • üvey ↔ öz
  • üzerinde ↔ altında
  • üzgün ↔ sevinçli
  • üzmek ↔ sevindirmek, güldürmek
  • üzücü ↔ sevinçli, neşeli, şen
  • üzülmüş ↔ sevinmiş
  • üzüntü ↔ sevinç
  • ücretli ↔ parasız, bedava
  • ümitsiz ↔ iyimser, umutlu
  • ümmi ↔ okuryazar
  • üretim ↔ tüketim
  • ürkek ↔ atılgan, cesur
  • üryan ↔ giyinik
  • üst ↔ 1. alt, 2. ast
  • üstün ↔ 1. yenilen, mağlup, kaybeden, 2. düşük
  • üstünkörü ↔ özenli
  • üşengeç ↔ çalışkan, ezcanlı
  • üşümek ↔ ısınmak
  • üşüşmek ↔ dağılmak, kaçışmak
  • ütmek ↔ yenilmek
  • ütülmek ↔ yenmek
  • üvey ↔ öz
  • üzerinde ↔ altında
  • üzgün ↔ sevinçli
  • üzmek ↔ sevindirmek, güldürmek
  • üzücü ↔ sevinçli, neşeli, şen
  • üzülmüş ↔ sevinmiş
  • üzüntü ↔ sevinç
  • yabancı ↔ tanıdık, yerli
  • yabani ↔ evcil, medeni
  • yad ↔ tanıdık
  • yadsımak – kabul etmek
  • yahşi ↔ çirkin, kötü
  • yakalamak ↔ kaçırmak
  • yakın ↔ uzak (ırak)
  • yakışıklı ↔ çirkin, biçimsiz
  • yaklaşık ↔ tam olarak
  • yalan ↔ gerçek, hakikat
  • yalandan ↔ sahiden, gerçekten
  • yalın ↔ süslü, gösterişli
  • yalıtkan ↔ iletken
  • yandaş ↔ karşıt
  • yanılmak ↔ bilmek
  • yanıt ↔ soru
  • yanlı ↔ tarafsız, bitaraf
  • yanlış ↔ doğru
  • yanmak ↔ sönmek
  • yansız ↔ yandaş, taraflı
  • yapay ↔ doğal
  • yapıcı ↔ yıkıcı, kırıcı
  • yapım ↔ yıkım
  • yaramaz ↔ uslu
  • yarar ↔ zarar
  • yâren ↔ yabancı, el
  • yas ↔ neşe, sevinç
  • yaslı ↔ şen
  • yaş ↔ kuru
  • yaşlı ↔ genç
  • yatılı ↔ gündüzlü
  • yavaş ↔ hızlı
  • yaya ↔ atlı, süvari
  • yayılmak ↔ toplanmak
  • yaz ↔ kış
  • yazılı ↔ sözlü
  • yazmak ↔ silmek
  • yedek ↔ asil
  • yegâne ↔ fazla, çok
  • yeğ ↔ kötü, fena
  • yekta ↔ çok
  • yeni ↔ eski
  • yenik ↔ galip
  • yenilgi ↔ galibiyet
  • yerli ↔ yabancı
  • yermek ↔ beğenmek, övmek
  • yeterli ↔ kifayetsiz
  • yetişkin ↔ 1.küçük, ufak. 2.ham
  • yetkin ↔ eksik, kusurlu
  • yıkıcı ↔ yapıcı
  • yıkık ↔ sağlam
  • yıkım ↔ yapım, onarım, imar
  • yılışık ↔ ciddi, ağırbaşlı
  • yırtıcı ↔ evcil
  • yiğit ↔ korkak, cesaretsiz
  • yiğitlik ↔ korkaklık
  • yoğun ↔ seyrek
  • yok ↔ var, mevcut
  • yokluk ↔ varlık, bolluk
  • yoksul ↔ varsıl
  • yokuş ↔ iniş
  • yüksek ↔ alçak
  • yolsuz ↔ uygun, yasal
  • yorgun ↔ dinç, zinde
  • yukarı ↔ aşağı
  • yumuşak ↔ katı, sert
  • yurtsever ↔ vatan haini
  • yüce ↔ alçak
  • yüksek ↔ alçak
  • yürekli ↔ korkak, ödlek
  • yüreksiz ↔ cesur
  • yüz akı ↔ yüz karası
  • yüzsüz ↔ mahcup, çekingen
  • yüzükoyun ↔ sırtüstü
  • zam – indirim
  • zarafet – kabalık
  • zarar – yarar, kâr
  • zararlı – yararlı
  • zayıf – güçlü
  • zayıf – şişman
  • zemin – tavan
  • zengin – fakir
  • zevzek – ağzı sıkı
  • zıt – eş
  • ziyan – kazanç
  • zor – kolay
  • züğürt – varlıklı, zengin