Türkçe Ailesi

  1. Anasayfa
  2. Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Sözlüğü

Ahmet Fatih ERDEM Ahmet Fatih ERDEM -
2823 0

Osman Yılmaz tarafından hazırlanan ve 160 karttan oluşan oyuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler Oyununu indirmek için tıklayınız!

Eş Sesli Kelimeler Sözlüğü

  • aç : (I) Yemek yemesi gereken (II) Açmak eylemi
  • açma : (I) Açma işi (II) Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek
  • ağız : (I) Konuşma, yeme organı (II) Anadildeki yöresel konuşma biçimi  (III) Doğum yapmış hayvanın ilk sütü
  • ahu : (I) Ceylan (II) Güzel kadın
  • ağ : (I) İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü (II) Pantolonun apış arasına gelen yeri
  • ak : (I) Beyaz renk (II) Akmak eylemi
  • akar : (I) Gelir getiren mülk (II) Bir tür eklem bacaklı canlı   (III) Sıvı, akıcı madde
  • akide : (I) İnanç (II) Bir tür şeker
  • akrep : (I) Zehirli bir hayvan (II) Saatin iki ibresinden küçüğü
  • al : (I) Kırmızı renk (II) Almak eylemi
  • alay : (I) Askerî birlik (II) Küçümseyerek eğlence konusu yapma
  • an : (I) Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası (II) Anmak eylemi
  • ar : (I) 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi (II) Utanma, utanç duyma
  • arı : (I) Temiz, saf (II) Bal yapan böcek
  • arş : (I) Göğün en yüksek katı (II) Askerlikte “Yürü” komutu
  • arz : (I) Sunma, üst makama bildirme (II) Yeryüzü
  • asma : (I) Asmak işi (II) Üzüm veren bitki türü
  • at : (I) Binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan hayvan (II) Atmak eylemi
  • atlas : (I) Parlak ipek kumaş (II) Kıta ve ülkelerin haritalarını içeren kitap
  • atlet : (I) Kolsuz, askılı fanila (II) Atletizmle uğraşan kimse
  • bağ : (I) Bağlamak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne (II) Üzüm yetiştirilen arazi
  • bağır : (I) Göğüsün ön kısmı (II) Bağırmak eylemi
  • bahar : (I) Mevsim adı (II) Bir çeşit baharat
  • bar : (I) Artvin ve Erzurum yörelerinde oynanan, ağır ritimli bir halk oyunu (II) İçkili eğlence yeri
  • basma : (I) Basmak işi (II) Bir tür pamuklu kumaş
  • baş : (I) İnsan ve hayvanlarda vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa (II) Çıban
  • bel : (I) İnsan bedeninde göğüsle karın, sırtla kalçalar arasındaki bölüm (II) Toprak işlemeye yarayan tarım aracı
  • ben : (I) Tendeki ufak, koyu renkli leke veya kabartı (II) Birinci teklik kişi zamiri
  • bere : (I) Yuvarlak, yassı ve sipersiz başlık (II) Hafif çürük, yara
  • bez : (I) Dokuma kumaş (II) Bezmek işi  (III) Salgı oluşturan bir organ
  • bin : (I) Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı (II) Binmek eylemi
  • birlik : (I) Bir olma, tek olma (II) Askerî topluluk
  • biz : (I) Birinci çokluk şahıs zamiri (II) Kunduracı aleti
  • boy : (I) Taban ile en yüksek nokta arasındaki uzaklık (II) Kabile, aynı soydan gelen topluluk
  • bozuk : (I) Bozulmuş, kötü işleyen (II) Bir çeşit perdesiz saz
  • bölük : (I) Bütünden ayrılmış kısım (II) Askerî birlik
  • cazgır : (I) Güreşçileri tanıtan kimse (II) Fitneci
  • cebir : (I) Zor, zorlayış (II) Matematiğin bir kolu
  • cihat : (I) Din uğruna yapılan savaş (II) Yönler, taraflar
  • Ç
  • çapak : (I) Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek kuruyan akıntı (II) Bir balık türü
  • çay : (I) Nemli iklimlerde yetişen bir ağaççık (II) İçecek türü  (III) Dereden büyük, ırmaktan küçük akarsu
  • çelik : (I) Demirden elde edilen bir maden türü (II) Kısa kesilmiş dal
  • çil : (I) Yüzde oluşan kahverengi küçük benekler (II) Dağ tavuğu
  • çile : (I) Sıkıntı (II) İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti
  • çit : (I) Bağ, bahçe, bostan vb. yerlerin çevresine çekilen duvar türü (II) Pamuktan dokunmuş basma
  • dağ : (I) Çevresinden daha yüksek olan yer şekli (II) Kızgın bir demirle vurulan damga
  • dal : (I) Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri (II) Dalmak eylemi  (III) Çıplak, yalın, sade
  • dam : (I) Yapıların üstünü örten kısım, çatı (II) Dansta kavalyenin eşi
  • dar : (I) İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı (II) İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk
  • devir : (I) Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası (II) Dönme, dönüş
  • dil : (I) Konuşma organı (II) İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan  (III) Düşmandan alınan esir
  • din : (I) İnanç, ibadet (II) Dinmek eylemi  (III) Kuvvet birimi
  • diz : (I) Bacağın ortasındaki eklemli bölge (II) Dizmek eylemi
  • dolu : (I) Bir yağış türü (II) İçi boş olmayan, doldurulmuş
  • don : (I) İç çamaşırı (II) Suların buz tutması
  • düş : (I) Rüya (II) Düşmek eylemi
  • ebe : (I) Doğum yaptıran kadın (II) Oyunda baş olan çocuk
  • eda : (I) Davranış, tavır (II) Naz, işve  (III) Dini ibadeti yerine yetirme
  • ehliyet : (I) Yapabilme gücü (II) Sürücü belgesi
  • ek : (I) İlave (II) Ekmek eylemi
  • ekmek : (I) Tarlaya tokum serpmek (II) Tahıldan yapılan yiyecek
  • el : (I) Tutma, kavrama organı (II) Yabancı (III) Ülke, yurt, il
  • emir : (I) Buyruk, komut (II) Bir ülkenin başı, sultan
  • er : (I) Erkek, adam (II) Erken
  • eser : (I) Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt (II) İz, işaret, belirti
  • esrar : (I) Gizler, sırlar (II) Uyuşturucu madde
  • eş : (I) Birbirinin aynı olan, benzer (II) Karı, koca, hayat arkadaşı  (III) Eşmek eylemi
  • far : (I) Taşıtların ön kısmındaki ışık (II) Kadınların göz kapaklarına sürdükleri boya
  • fit : (I) Birini başkasına karşı kışkırtma (II) Ödeşme, razı olma  (III) İngiliz uzunluk ölçüsü
  • gam : (I) Üzüntü, tasa, kaygı (II) Sekiz notanın sıralanmış dizisi
  • gaz : (I) Hava gibi uçucu madde (II) Tül
  • geç : (I) Beklenen zamandan sonra olan (II) Geçmek eylemi
  • gen : (I) İçinde bulunduğu hücreyi veya organizmayı etkileyen kalıtsal öge (II) Geniş  (III) Bir süre boş bırakılan tarla
  • geri : (I) Arka, bir şeyin sonra gelen bölümü (II) Büyük kıl çuval
  • gez : (I) Ok ve tüfekteki kertik (II) Yer ölçmeye yarayan düğümlü ip  (III) Gezmek eylemi
  • gezi : (I) Seyahat (II) Hareli kumaş
  • giz : (I) Sır (II) Geminin bayrak sereni
  • gözleme : (I) Gözlemek işi (II) Bir tür hamur işi
  • güç : (I) Kuvvet, efor (II) Kolay olmayan, zor
  • gül : (I) Güzel kokulu bir çiçek (II) Gülmek eylemi
  • hak : (I) Adalet (II) Ağaca, taşa yazı yazma veya şekil oyma
  • hal : (I) Pazar yeri (II) Çözme, çözülme  (III) Tahttan indirme
  • han : (I) Eski Türklerde devlet başkanı (II) Konaklama yeri
  • hani : (I) “Nerede, ne oldu, nerede kaldı” anlamlarında kullanılan bir söz (II) Levrek balığı türü
  • hayat : (I) Canlı, sağ olma durumu (II) Evlerde, üstü kapalı, bir veya birkaç yanı açık sofa
  • hayır : (I) “Yok, öyle değil, olmaz” anlamlarında reddetme sözü (II) İyilik, karşılıksız yardım
  • hıyar : (I) Salatalık (II) Bir şeyi seçmekte veya yapıp yapmamakta özgürlük
  • hisar : (I) Hendekle çevrili kale (II) Türk müziğinde bir makam
  • ırak : (I) Uzak (II) Türk müziğinde bir makam
  • iç : (I) Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil (II) İçmek eylemi
  • in : (I) Yaban hayvanlarının kendilerine yuva edindikleri kovuk (II) İnmek eylemi
  • it : (I) Köpek (II) İtmek eylemi
  • kal : (I) Madenleri eritip birbirinden ayırma (II) Kalmak eylemi  (III) Söz, laf
  • kalkan : (I) Savaşçıların kullandığı korunmalık (II) Yassı, büyük bir balık
  • kan : (I) Damarda dolaşan sıvı (II) Kanmak eylemi
  • kanepe : (I) Birkaç kişinin oturabileceği genişlikte koltuk, çekyat (II) Peynir, sucuk, salam vb. şeylerle süslenen çok küçük ekmek
  • kanun : (I) Yasa (II) Bir çeşit çalgı
  • kap : (I) İçinde gıda veya eşya saklanan nesne (II) Kapmak eylemi  (III) Kadınların giydiği kolsuz üstlük
  • kaplıca : (I) Ilıca (II) Taneleri ufak bir cins buğday
  • kar : (I) Bir yağış biçimi (II) Karmak eylemi
  • kara : (I) Yer, toprak (II) En koyu renk, siyah
  • karga : (I) Siyah tüylü, ötücü kuş (II) Bir şeyin asıl durumunu yitirerek baş aşağı olması
  • kart : (I) Gençliği ve tazeliği kalmamış (II) Düzgün kesilmiş ince karton parçası
  • kas : (I) Adele (II) Küçümseyerek eğlence konusu yapma
  • kaş : (I) Zamanın bölünemeyecek kadar kısa parçası (II) Anmak eylemi
  • kat : (I) Bir yapıda iki döşeme arasında yer alan daire veya odaların bütünü (II) Kesme, kesilme  (III) Katmak eylemi
  • katı : (I) Sert (II) Kuşların ikinci midesi
  • katılmak : (I) Karıştırılmak, bir topluluğa girmek (II) Aşırı gülmekten nefesin kesilmesi
  • kav : (I) Çabuk tutuşan, süngerimsi madde (II) İçki mahzeni
  • kay : (I) Yaz yağmuru (II) Kusmak  (III) Kaymak eylemi
  • kaymak : (I) Sütün veya yoğurdun üstündeki koyu yağlı katman (II) Kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek
  • kaz : (I) Bir tür kümes hayvanı (II) Kazmak eylemi
  • kefe : (I) Terazi gözlerinden her biri (II) Atların tüylerini parlatmak için kullanılan araç
  • kes : (I) Yakmak için kullanılan iri saman (II) Jimnastik ayakkabısı  (III) Kesmek eylemi
  • kese : (I) Küçük torba (II) Kısa, kestirme yol
  • kır : (I) Kül rengi (II) Şehir dışında kalan, boş ve geniş yer  (III) Kırmak eylemi
  • kış : (I) Soğuk mevsim (II) Kümes hayvanlarını kovalamak için çıkarılan ses
  • koca : (I) Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş (II) Büyük, geniş
  • kolluk : (I) Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet (II) Güvenliği sağlamakla görevli polis veya jandarma
  • konak : (I) Büyük ve gösterişli ev (II) Bebeklerin başlarında görülen kepek tabakası
  • kot : (I) Bir tür pantolon (II) Temel ile zemin arasındaki yükseklik  (III) Tahtadan yapılmış bir ölçek
  • koy : (I) Denizin, gölün karaya sokulduğu bölümü (II) Koymak eylemi
  • koyun : (I) Geviş getiren bir hayvan (II) Kollar arası, kucak
  • kök : (I) Bitkilerin yer altındaki uzantısı (II) Sazı kurmaya yarayan burgu
  • kötek : (I) Baston, sopa (II) Gölge balığı
  • kupa : (I) Cam veya seramikten yapılmış, kulplu, büyük bardak (II) Bir tür atlı araba
  • kur : (I) Yabancı paraların ulusal para cinsinden değeri (II) Karşı cinse ilgi göstererek onun gönlünü kazanmaya çalışma  (III) Kurmak eylemi
  • kurt : (I) Yırtıcı, etçil memeli hayvan (II) Bazı böceklere veya böcek kurtçuklarına verilen ad
  • kurum : (I) Bacalarda biriken kalın is (II) Kuruluş, müessese  (III) Büyüklük taslama
  • kül : (I) Yanan şeylerden artakalan toz madde (II) Bütün, tüm
  • küp : (I) Topraktan yapılan kap (II) Birbirine eşit karelerden oluşan altı yüzlü dikdörtgen
  • küre : (I) Bütün noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı cisim (II) Madenci ocağı
  • lal : (I) Dili tutulmuş, konuşamaz duruma gelmiş, dilsiz (II) Değerli bir taş
  • lama : (I) Bir tür hayvan (II) Buda rahibi
  • mahsus : (I) Özel, özgü (II) Belli, anlaşılan, hissedilen
  • manda : (I) Su sığırı, camız (II) Az gelişmiş ülkelerin, büyük devletlere yönetme vekilliği vermesi
  • mâni : (I) Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel (II) Genellikle yedili hece ölçüsüyle söylenen halk şiiri
  • mastar : (I) Fiilin -mak / -mek veya -ma / -me ekleri alan ve ad gibi kullanılan biçimi (II) Sıvacı ve duvarcıların, cetvel gibi kullandıkları, uzun, ensiz ve düz tahta
  • mat : (I) Satranç oyununda taraflardan birinin yenilgisi (II) Parlak olmayan, donuk
  • maya : (I) Bazı besinlerin yapımında mayalanmayı sağlamak için kullanılan madde (II) Damızlık dişi hayvan  (III) Uzun havalardan bir tür halk türküsü
  • meç : (I) Keskin olmayan kılıç (II) Saçın küçük tutamlar biçiminde değişik renklerde boyanmış hâli
  • mest : (I) Sarhoş (II) Üzerine mesh edilebilen, yumuşak bir ayakkabı türü
  • mey : (I) Şarap (II) Ağzı yassı bir zurna türü
  • mil : (I) Selin bıraktığı balçık (II) İnce ve uzun metal çubuk  (III) Uzaklık ölçü birimi
  • misket : (I) Mis üzümünden yapılan şarap (II) Bomba ve şarapnellerin içinde bulunan kurşun veya demir tanelerin adı  (III) Bir tür halk oyunu
  • namlı : (I) Ünlü (II) Samanından ayrılmış arpa, buğday yığını
  • nefis : (I) Öz varlık, kişilik (II) Pek hoş, çok güzel
  • net : (I) Bütün çizgileri belirgin olan, iyi görünen (II) Teniste servis atışlarında topun fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz
  • ocak : (I) Ateş yakmaya, pişirmeye, ısıtmaya yarayan yer (II) Yılın ilk ayı
  • ortanca : (I) Büyükle küçük arası (II) Mor çiçekli süs bitkisi
  • oy : (I) Bir toplantıya katılanların, birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey (II) Oymak eylemi
  • oymak : (I) Aşiret (II) Oyma işi
  • öd : (I) Safra (II) Yanarken güzel koku veren, öd ağacı
  • öz : (I) Bir kimsenin benliği, kendi manevi varlığı (II) Kan bağı ile bağlı olan, üvey olmayan  (III) Dere, çay
  • pala : (I) Geniş ağızlı bir kılıç (II) Bez parçalarından dokunan basit kilim
  • palamut : (I) Pulsuz bir balık (II) Meşe ağacının yemişi
  • parti : (I) Siyasi topluluk, fırka (II) Bir bütünün parçası, kısım
  • pas : (I) Oksitlenme sonucunda oluşan madde (II) Bazı top oyunlarında oyunculardan birinin topu takım arkadaşına geçirmesi
  • pat : (I) Yassı, basık (II) Papatyaya benzeyen otsu bir bitki
  • patron : (I) İşveren (II) Elbise için kesilmiş kağıt kalıp
  • pazı : (I) Koldaki şişkince kas (II) Yemek yapılan bir bitki, yabanî ıspanak  (III) Bir ekmeklik hamur topağı
  • pes : (I) Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için veya şaşkınlık veren davranışlara karşılık olarak kullanılan bir söz (II) Hafif, yavaş sesle söylenen
  • peş : (I) Arka, art (II) Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası
  • pike : (I) Kabartmalı pamuklu kumaş (II) Uçağın yüksekten hedefe dik olarak saldırması
  • pota : (I) Basketbol kalesi (II) İçinde maden eritilen kap
  • puf : (I) Kabartılmış minder (II) Bezginlik, usanç anlatan bir söz
  • pusula : (I) Yön tespit etmek için kullanılan kadranlı araç (II) Küçük bir kâğıda yazılmış kısa mektup, tezkere
  • put : (I) Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan nesne (II) İpekten bükülmüş iplik
  • rahim : (I) Döl yatağı (II) Acıma, esirgeme
  • rast : (I) Doğru, düzgün, tesadüf (II) Klasik Türk müziğinde bir makam
  • saç : (I) Baş derisini kaplayan kıllar (II) Saçmak eylemi
  • saf : (I) Dizi, sıra (II) Katıksız, halis
  • safra : (I) Denizcilikte denge için kullanılan ağırlık (II) Karaciğerin salgıladığı acı sıvı, öd
  • sağ : (I) Solun karşıtı (II) Canlı, diri
  • saka : (I) Sucu (II) Renkli, güzel sesli bir kuş
  • sal : (I) Düz ve korkuluksuz deniz veya ırmak taşıtı (II) Salmak eylemi  (III) Tabut
  • sandal : (I) Kerestesi sert ve kokulu bir ağaç (II) Kürekle yürütülen deniz teknesi  (III) Sandalet
  • satır : (I) Yazının bir sırası (II) Et kesme bıçağı
  • saz : (I) Su kıyısında, bataklıkta yetişen ince, açık sarı renkli kamış (II) Her tür müzik aracı, çalgı
  • sedir : (I) Arkalıksız, üstü minderli divan (II) Bir tür ağaç
  • sele : (I) Yayvan, genişçe sepet (II) Bisikletin oturulacak yeri
  • sema : (I) Gök (II) İşitme, duyma
  • ser : (I) Baş, kafa (II) Limonluk  (III) Sermek eylemi
  • seri : (I) Bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi (II) Hızlı
  • set : (I) Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar (II) Masa tenisi, voleybol vb. oyunlarda maçın her bir bölümü
  • sır : (I) Bir tür cila, vernik (II) Gizli tutulan şey
  • sim : (I) Gümüş (II) İşaret
  • sirke : (I) Bit, tahtakurusu vb. asalak böceklerin yumurtası (II) Ekşimiş üzüm, elma, limon vb. suyu
  • soluk : (I) Ciğerlere hava alıp verme, nefes (II) Rengi atmış olan, solmuş, uçuk
  • som : (I) İçi dolu olan (II) Rıhtımın su üstündeki bölümü
  • somun : (I) Yuvarlak ve şişkin ekmek (II) Cıvatanın ucuna geçirilen, içi yivli demir başlık
  • soy : (I) Sülale, ırk (II) Soymak eylemi
  • sur : (I) Kale duvarı (II) Uğur, alın yazısı, talih
  • sümsük : (I) Uyuşuk davranan, miskin (II) Sivri gagalı deniz kuşu
  • sürme : (I) Sürmek işi (II) Kirpik diplerine sürülen siyah boya
  • şah : (I) Padişah, hükümdar (II) Atın, ön ayaklarını yerden keserek arka ayakları üstünde durması
  • şan : (I) Ün, şöhret (II) Ses dizisi
  • şap : (I) Antiseptik bir madde (II) İnce kum ve çimentoyla yapılan düzgün döşeme sıvası
  • şık : (I) Güzel, zarif, modaya uygun (II) Seçenek
  • şiş : (I) Şişmiş olan yer, şişlik (II) Bir ucu sivri, demir veya ağaçtan, ince uzun çubuk
  • tabak : (I) Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap (II) Deri işleyen
  • tabaka : (I) Katman (II) Cepte taşınan tütün veya sigara kutusu
  • taç : (I) Hükümdar başlığı (II) Futbolda yandan atış
  • tart : (I) Kalıpta pişen bir tür meyveli pasta (II) Tartmak eylemi
  • tavla : (I) At ahırı (II) Otuz pul ve iki zarla iki kişinin karşılıklı oynadığı oyun
  • tavşan : (I) Kemirgen kır hayvanı (II) Oyma yapan sanatçı
  • tay : (I) Üç yaşına kadar olan at yavrusu (II) Denk, eşit, eş
  • tek : (I) Eşi olmayan, biricik, yegâne (II) Sessiz, hareketsiz
  • tetik : (I) Ateşli silahlarda ateşlemeyi sağlamak için çekilen küçük parça (II) Çabuk davranan, çevik
  • tez : (I) Çabuk olan, süratli (II) Düşünce, görüş, sav
  • toka : (I) Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya yarayan tutturmalık (II) El şıkışma
  • ton : (I) Bin kilogramlık ağırlık (II) İnsan veya çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi
  • toy : (I) Gençliği sebebiyle görgüsüz ve beceriksiz olan (II) Ziyafet   (III) Yabani bir av kuşu
  • uç : (I) Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası (II) Uçmak eylemi
  • uçuk : (I) Uçmuş, soluk (II) Deride beliren kabarcık
  • uz : (I) İyi, güzel (II) Uzak, uzun, çok
  • üs : (I) Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı (II) Kök, asıl, temel, esas
  • vokal : (I) Sesle ilgili (II) Ünlü harf
  • yakınmak : (I) Kına, yakı vb.ni vücudun bir yerine sürmek, koymak (II) Şikâyet etmek
  • yakmak : (I) Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek (II) Ateşlemek, tutuşturmak  (III) Türkü, ağıt vb. düzenlemek, bestelemek
  • yar : (I) Uçurum (II) Yarmak eylemi
  • yaş : (I) Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman (II) Nemli, ıslak
  • yaşlı : (I) Yaşı ilerlemiş, kocamış, ihtiyar (II) Gözü yaşla dolmuş
  • yat : (I) Kalkan, zırh vb. korunma aracı (II) Gezinti gemisi  (III) Yatmak eylemi
  • yaz : (I) Sıcak mevsim (II) Yazmak eylemi
  • yazın : (I) Yaz mevsiminde (II) Edebiyat
  • yazma : (I) Yazmak işi (II) Fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez
  • yen : (I) Giysi kolu (II) Yenmek eylemi
  • yormak : (I) Yorgun duruma getirmek (II) Bir anlam vermek, yorumlamak
  • yüz : (I) Doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı (II) Sima, çehre, surat   (III) Yüzmek eylemi
  • zar : (I) İnce perde veya örtü (II) Küp şeklinde ve altı yüzünde, birden altıya kadar benekler bulunan oyun aracı