Türkçe Ailesi

  1. Anasayfa
  2. Anlatım Bozukluğu

Anlatım Bozukluğu

Türkçe Ailesi Türkçe Ailesi -
1812 0

Anlatımda yapılan eksiklik veya hatalardan dolayı cümlenin anlamının anlaşılır ve açık olmaması anlatım bozukluğuna yol açar.

Anlatım bozuklukları anlamsal ve yapısal bozukluklar olmak üzere ikiye ayrılır.

A) ANLAMSAL ANLATIM BOZUKLUKLARI

1. GEREKSİZ SÖZCÜK KULLANIMI

Eş anlamlı veya anlamı başka sözcüklerde zaten bulunan sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar. Bu sözcükler cümleden çıkarıldığında herhangi bir daralma veya bozulma olmamalıdır.

Örnek:

  • Onun amacı, tek gayesi iyi bir okul kazanmaktı. (Eş anlamlı)
  • Bari hiç olmazsa sen yanımızda kal. (Eş anlamlı)
  • Kardeşim soruları hemen çözüverdi. (Tezlik fiili hemen anlamı veriyor)
  • Okula her gün iki kilometre yaya yürüyerek giderdi.
  • Eskiden insanlar haberleşmek için karşılıklı mektuplaşırdı. (İşteşlik)
  • Adam, arkadaşına alçak sesle bir şeyler fısıldıyor.

2. SÖZCÜĞÜN YANLIŞ ANLAMDA KULLANILMASI

Kullanılması gereken sözcük yerine o sözcüğü çağrıştıran veya anlamca yakın başka bir sözcüğün kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • 24 Haziran 2013 yılında ortaokuldan mezun olmuş. (Tarihinde)
  • Öğretmenimiz konuyu en ayrımına kadar anlattı. (Ayrıntısına)
  • Bu konuda gençleri azımsamak yanlıştır. (Küçümsemek)
  • Herkes petrol ücretlerinin yüksek olduğunu söylüyor. (Fiyat)
  • Babasına soru sorarken çekimser davranıyor. (Çekingen)
  • Sınavda başarılı olmak derslerle ilgilenmeye bağımlıdır. (Bağlıdır)

3. ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERİN BİR ARADA KULLANILMASI

Bir cümlede anlamca birbiriyle çelişen sözcüklerin olması anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • Şüphesiz bu ressam çok güzel resimler çizmiş olmalı.
  • Mezun olalı hemen hemen tam yedi yıl oldu.
  • Beni kesinlikle gördüğünü sanıyorum.
  • Belki onun da gelmemesinin bir nedeni vardır mutlaka.

4. SÖZCÜĞÜN YANLIŞ YERDE KULLANILMASI

Sözcükleri doğru yerde kullanmazsak anlatmak istediğimiz tam olarak anlaşılamaz, bu da anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • Yeni okula geldim ki ders zili çaldı.
  • Çok sınıfta duran öğrencilerin elbette canı sıkılır.
  • Çorapsız yere basınca annemden azar işittim.

5. ATASÖZÜ VE DEYİMLERİN YANLIŞ ANLAMDA KULLANILMASI

Kalıplaşmış sözler olan atasözü ve deyimlerin yanlış anlamda kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • Yaşlı adam bütün işlerimizi hemen yapıyor, adeta bin dereden su getiriyordu.
  • Onun bize yaptığı iyiliklere hep göz yumduk.
  • Müfettişlerin geleceğini öğrenince etekleri zil çaldı.
  • Şoför hatalı sollama yapınca yolcuların canı burnuna geldi.
  • Ona yardım etmek istiyorsan elinden geleni ardına koyma.

6. ANLAM BELİRSİZLİĞİ

Kurduğumuz cümlelerde bahsedilen işi kimin yaptığı net olmalıdır. Bu gibi durumlarda kişi zamirinin veya noktalama işaretinin kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • Kardeşinin hastalanması beni çok üzdü. (Kimin kardeşi? à Senin – Onun)
  • Okula gitmediğini bugün öğrendim. (Senin – Onun)
  • Gazeteci bayanın sözlerini dikkatle dinledi. (Gazeteci, bayanın sözlerini…)

7.  MANTIK HATASI

Cümlenin mantık açısından yanlış olması veya önem sırasının karıştırılması anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • Bırak patates soymayı yemek bile yapamaz.
    • Bırak yemek yapmayı patates bile soyamaz.
  • Tedavi olmazsa ölebilir hatta yatalak kalabilir.
    • Tedavi olmazsa yatalak kalabilir hatta ölebilir.

B) YAPISAL ANLATIM BOZUKLUKLARI

1. ÖZNE – YÜKLEM UYUMSUZLUĞU

  • Bir cümlede özne olumluysa yüklem de olumlu, özne olumsuzsa yüklem de olumsuz olmalıdır.

Örnek:

  • Herkes maç izliyor, benimle ilgilenmiyordu.
    • Herkes maç izliyor, hiç kimse benimle ilgilenmiyordu.
  • Hiçbiri tatile gitmedi, evde kaldı.
    • Hiçbiri tatile gitmedi, hepsi evde kaldı.
  • Bir cümlede özne ile yüklem aynı kişiye göre ek almalıdır.

Örnek:

  • Ben ve Ahmet buraya daha önce gelmiştim. (Gelmiştik)
  • Sen ve kardeşin ödevi bitirmelisin. (Bitirmelisiniz)
  • Bir cümlede özne insan ve çoğulsa yüklem tekil veya çoğul olabilir.

Örnek:

  • Öğrenciler okulun bahçesinde bekliyor / bekliyorlar.
  • Çocuklar sokakta top oynuyor / oynuyorlar.
  • Bir cümlede özne insan dışı bir varlıksa yüklem daima tekildir.

Örnek:

  • Leylekler gökyüzünde sürü hâlinde uçuyor. (Uçuyorlar yanlıştır.)
  • Bahar gelince ağaçlar çiçek açmış. (Açmışlar yanlıştır.)

2. ÖGE EKSİKLİĞİ

Cümlede herhangi bir ögenin eksik olması anlatım bozukluğuna yol açar.

1.            ÖZNE EKSİKLİĞİ

  • Bu anlatım bozukluğu birleşik, sıralı ve bağlı cümlelerde görülür.
  • Ortak kullanılan özne, cümlelerden birinin yüklemiyle uyum sağlamazsa, özne – yüklem uyumsuzluğu aynı zamanda da özne eksikliği ortaya çıkar.

Örnek:

  • Bankadaki görevliler etkisiz hale getirildi ve soyuldu.
  • Annemin sinirleri çok bozulmuştu ve üzülmüştü.
  • Sanat dergilerinin sayısı azalıyor, okunmaz oluyor.

2.            NESNE EKSİKLİĞİ

  • Yüklemi geçişli eylem olan cümlelerde nesne bulunur. Bu tür cümlelerde eğer nesne bulunmazsa cümledeki başka bir öğe, nesne gibi görünerek anlatım bozukluğuna yol açar.
  • Sıralı ve bağlı cümlelerde ikinci cümlede gerektiği halde nesne kullanılmamışsa bu tür cümlelerde anlatım bozukluğu vardır.

Örnek:

  • Yaşlı adam kızına sarıldı, doyasıya öptü.
  • Babaannem, bize masal okur, uyutmaya çalışırdı.
  • Onunla görüşmek istedik ama bulamadık.

3.            ZARF TÜMLECİ EKSİKLİĞİ/DOLAYLI TÜMLEÇ EKSİKLİĞİ

  • Cümlede her zaman zarf tümleci veya dolaylı tümleç bulunması gerekmez. Ancak bazı cümlelerde zarf tümlecinin/dolaylı tümlecin bulunmaması, anlatım bozukluğuna yol açabilir.

Örnek:

  • Muzaffer Bey’i çok severim; her konuda iyi anlaşırız.
  • Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi , nasıl başa çıktın?
  • Orhan’ı tanır, güvenir./ Orhan’ı tanır, ona güvenir

4.            YÜKLEM EKSİKLİĞİ

  • Yüklem eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu daha çok sıralı cümlelerde göze çarpar.
  • Sıralı cümlelerde aynı özneye ya da aynı tümleçlere bağlı yüklemler ortak olabilir; bu durumda anlatım bozukluğu meydana gelmez.
  • Ama farklı özne ya da tümleçleri ortak bir yükleme bağlamak anlatım bozukluğuna yol açabilir.

Örnek:

  • Sabaha kadar dans ve müzik dinlediler. /Sabaha kadar dans ettiler ve müzik dinlediler.
  • Satışlar canlanmazsa ben fabrikamdan, sen de işinden olursun./ Satışlar canlanmazsa ben fabrikamda olurum, sen de işinden olursun.
  • Sabahları sadece çay ve ekmek yiyorum./ Sabahları sadece çay içiyorum ve ekmek yiyorum.
  • Bazen onlar bize, bazen de biz onlara gideriz./Bazen onlar bize gelir, bazen de biz onlara gideriz.

Örnek:

  • Ahmet’e güzel bir hediye aldık, çok sevindirdik. (Onu – Nesne eksikliği)
  • Babam bana güveniyor ve çok seviyor. (Beni – Nesne eksikliği)
  • Sanatçıyı ayakta alkışladık ve plaket verdik. (Ona – Yer tamlayıcısı eksikliği)
  • Salataya biraz tuz, biraz da limon sıkıldı. (Tuz atıldı – Yüklem eksikliği)
  • O evine ben de iş yerime gittim. (O evine gitti – Yüklem eksikliği)

3. TAMLAMA YANLIŞLIĞI

Tamlama kurulurken yanlış bağlamaların yapılması anlatım bozukluğuna yol açar.

  • Sıfat ve ad tamlamalarının ortak tamlanana bağlanması, cümlede anlatım bozukluğu oluşturur. Bu yanlışlık, ortak kullanılan tamlamanın ek almasından anlaşılır.
  • Yalın halde kullanılan isimlerden sonra ; “ ve” bağlacı sonra da belirtisiz isim tamlaması kullanılırsa tamlanan “ ve” bağlacından önceki isme de ait gibi görünüp karışıklığa yol açabilmektedir.

Örnek:

  • Özel ve kamu kuruluşları iki gün tatil edildi. (Özel kuruluşlar)
  • Bunun ekonomik ve sağlık açısından pek çok yararı var. (Ekonomik açıdan)

4. EKLERİN YANLIŞ KULLANILMASI

Eklerin eksik veya fazla kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • Biz okumasını seven bir milletiz. (Okumayı)
  • Mezuniyet töreni yarım saat önce başlandı. (Başladı)

DİKKAT!!!!!

  • Kimi cümlelerde   ŞAHIS ZAMİRLERİNİN eksik kullanılması anlam kargaşasına yol açar.

Örnek:

Hayatını filme alıyormuş. (senin hayatını mı, onun hayatını mı belirsiz)

Kitaplarını toplamadan geldi. (senin kitapların, onun kitapların)

DİKKAT!!!!!

  • İyelik eki “ – i ” nin gereksiz kullanımından kaynaklanır.

 Bu ek, tamlayanın yer almadığı bir cümlede sanki bir TAMLAYAN varmış hissi uyandırdığı için önemli bir anlatım kusuru içerir.

Örnek:

Neşe verici şeylerle de uğraşalım, gülmesini unutmayalım. /Gülmeyi

Ne oturmasını biliyor ne de kalkmasını./ Ne oturmayı biliyor ne de kalkmayı.

5. BAĞLAÇLARIN YANLIŞ KULLANILMASI

Bağlaçlardan bazıları olumsuz ve olumlu yargıları birbirine bağlar.Bu şekilde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

Örnek:

Ahmet Bey oğlunu çok seviyor ama bir dediğini iki etmiyordu.

6. YARDIMCI EYLEM/ FİİLİMSİ EKSİKLİĞİ

Özellikle sıralı cümlelerde; Ek fiil, Fiilimsi, Yardımcı fiilden birinin kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • İhtiyaç sahiplerine yardım ve onların dertleriyle ilgilenirdi./İhtiyaç sahiplerine yardım eder ve onların dertleriyle ilgilenirdi. (yardımcı fiil eksikliği)
  • Uzun boylu, ama zayıf değildi./Uzun boyluydu, ama zayıf değildi. (ek fiil eksikliği)
  • Babam bu konuda beni uyarmış, ama onu dinlememiştim./Babam bu konuda beni uyarmıştı, ama onu dinlememiştim. (ek fiil eksikliği)
  • Bilgisayarı bir iki gün ya da hiç kullanmadan tekrar satarız./Bilgisayarı bir iki gün kullanarak ya da hiç kullanmadan tekrar satarız. (fiilimsi eksikliği)

 7. ÇATI UYUŞMAZLIĞI

Bir cümlede aynı öğeleri kullanarak etken ve edilgen fiiller birlikte kullanılamaz. Bu durum anlatım bozukluğuna yol açar.

Örnek:

  • Film seyrettikten sonra biraz konuşuldu ve evlere gidildi./Film seyredildikten sonra biraz konuşuldu ve evlere gidildi.
  • Bütün sözlere kulak vermişse de hiçbir şey anlaşılamamış. / Bütün sözlere kulak verilmişse de hiçbir şey anlaşılamamış.

8. NOKTALAMA İŞARETİ EKSİKLİĞİ

  • Virgülün olmaması veya yanlış yerde kullanılmasıyla ortaya çıkar.
  • Çoğunlukla adlaşmış sıfatlardan sonra virgül getirilmediği durumlarda karşımıza çıkar.

Örnek:

İhtiyar dilenciye seslendi. / İhtiyar dilenciye seslendi.

Yaramaz dedesinin yanında oturuyordu. / Yaramaz, dedesinin yanında oturuyordu.

DİKKAT!!!!!

  • Belgisiz sıfatlarla ya da sayı çokluğu gösteren sıfatlarla yapılan tamlamalarda TAMLANAN durumundaki İSİM TEKİL olmalıdır.

Örnek:

Her çeşit insanlarla karşılaşıyoruz. (Y)–Her çeşit insanla karşılaşıyoruz.(D) Bizde iki türlü düşünürler vardır. (Y) –Bizde iki türlü düşünür  vardır.(D)